Yağız: Bak bu kadar gizeme hiç gerek yok biliyorsun değil mi?Yağız: Sonuçta önünde sonunda görecek bu gözler senin elbiseni.
Yağız: Hem ben annenlerden daha zevkli olduğumu düşünüyorum.
Yağız: Bence elbiseni benimle seçmelisin.
Derya: Ne zamandan beri elbise giyiyorsun Yağız?
Yağız: Bunun konumuzla hiçbir alakası yok şu an.
Yağız: Dediğim gibi zevklerime güveniyorum.
Yağız: Bence yanında gelmeliyim.
Derya çevrimdışı
Yağız: Olsun, dediğim gibi
Yağız: Önünde sonunda göreceğim.
-------------
Elimde artık kaçıncısı olduğunu bilmediğim elbisenin teki ile deneme kabininin birine oturdum. Kendimi olduğum yerde tepinmemek için zor tutuyordum çünkü hangi insan onlarca mağazaya girip tek bir elbise bile bulamadan çıkabilirdi ki? Evet, aynen düşündüğünüz gibi. Ben bulamıyordum.
Kendi kendime homurdanmaya bir son verip elimdeki pembenin sıcak ama açık bir tonunda olan elbiseyi üzerime geçirdim. Kabindeki aynaya yüzümü dönüp üzerime tam oturmamış yerleri çekiştirerek düzelttim. Elbisenin fermuarını da çeker çekmez kendimi aynada tekrardan süzüp kabinden fırladım. Ancak kabinden fırlayarak çıktığıma bakmayın, görünüşüm yine hiç içime sinmemişti.
Kabinin perdesini çeker çekmez annem ve ablamın bakışları hemen beni buldu. Gözleri hızla üzerimde gezinmeye ve beni süzmeye başladı. İlk annemin suratı biraz anlamsız bir hal aldı. Dudaklarını birbirine bastırıp ince bir çizgi haline getirdi. Bu ne diyeceğini bilemediği anlamına geliyordu. Başım ablamın olduğu tarafa doğru döndü. Onun ne düşündüğünü ise anneme nazaran apaçık ortadaydı. Beğenmemişti. Elbise göğüs kısmında biraz bollaşan ve etekleri yere kadar uzanan bir modele sahip olduğundan üstümde pek iyi durmamıştı.
"Nasıl? Beğendiniz mi?"
Annemden önce ablam lafa atıldı.
"Yok bu sana hiç yakışmamış. Rengi olmuş ama kesimi çok çirkin, başka bir şey dene."
Hayal kırıklığıyla önüme döndüm.
"Abla bu seçtiğimiz elbiselerin sonuncusuydu."
Annem bu sırada konuşmaya başladı.
"Olsun kızım. Bugün hepimiz boşuz diye geldik elbise bakmaya. Daha beş gün var, buluruz elbet."
"Annem doğru söylüyor, hem daha çok yer var elbise bulunacak."
"Tamam tamam. Bekleyin, üzerimi değiştirip geliyorum."
Kimseyi daha fazla bekletip de sabrını sınamamak adına hızlı adımlarla kabine girip üzerime kendi kıyafetlerimi geçirdim. Ayağımdaki topukluları da çıkarıp fırlatırcasına bir kenara attıktan sonra kendi ayakkabılarımı giyip kabinin perdesini çektim. Annem ve ablam çoktan hazırlanmış beni bekliyorlardı. Çantamı omzuma geçirip onların yanına doğru koşturdum.
Birlikte mağazadan çıktığımızda kapıdan çıkar çıkmaz yüzüme doğru yayılan inanılmaz bir sıcak hava dalgasıyla yüzüm ısınmaya, ensemde ise minik ter damlaları birikmeye başladı. Ellerim yüzümün iki yanında pervane bir şekilde ilerlemeye devam ettim. Bir an önce ya eve varmalıydık, ya da kliması olan bir yerlere sığınmalıydık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
ChickLit" Seni her yerde aradım durdum. Ama sevgilim, şimdi şu haline bir bak. Kendinden bir gülümsemeyi bile esirger olmuşsun. Oysa ki ben senin ilk gülüşünü görmüştüm... "