[1] Gardenia

14.7K 1K 1.4K
                                    

Klasik Omegaverse kitabı olacak ama işte mafya evreniyle birleşik. Ortaya karışık şeyler yazmayı severim biliyorsunuz 🙃. Bir de omegaverse hakkında değişiklikler görürseniz bilin ki götümden uydurmuşum. Takılmayın çok 😅.
👉🏻 Kitapta sizi rahatsız edecek bir şey olursa okumayın.
👉🏻 Tanıtım bölümü yok, kitap ilerledikçe tanıyın karakterleri
👉🏻 Kitabın birkaç bölümğnü çok uzun süre önce yazdım. Çok derşn bir kitap olmayacak. Çiftlerin aşkı, deli hayatları, bazen de küçük kaoslar olacak

İyi okumalar 🦋
______
~Lix'in ağzından~

İşim gece yarısı bittiği için yine göz gözü görmez bir karanlıkta tek başıma eve doğru yürüyordum. Açıkçası karanlık olması umrumda değildi. Aksine daha da geç olması için olabildiğince yavaş yürüyordum.

Belki eve vardığımda babam uyumuş olurdu ve onunla uğraşmak zorunda kalmazdım. Ama bu çok zordu. Bügün haftalık maaşımı aldığım gündü ve evde beni beklediğini biliyordum.

Havanın soğuk olmasına rağmen üstümde sadece beyaz bir tişört ve ince siyah bir ceket vardı. Dar pantolonum ise beni ısıtmak için yeterince kalın değildi... kazandığım tüm paramı babam olacak o adama verdiğim için üstüme bir şeyler alacak param bile yoktu.

Soğuk havaya rağmen yolumu uzatmak için hiç girmediğim sokaklara giriyordum. Aklımda ise eve gidince yaşayacağım sahneler dönüyordu.

Neredeyse her birkaç adımda başka sokağa giriyordum. Yine karanlık olan sokaklardan birine girmiştim. En ucuz evlerin olduğu yerde yaşadığımız için sokaklarda sokak lambası bile yoktu.

Sokağın sonuna doğru ilerliyordum ki iki binanın arasında kalan çıkmaz sokaktan kalın bir inleme sesi duymuştum.

Adımlarım durduğu gibi istemsizce bakışlarım karanlık olan çıkmaz sokağa kaymıştı. Dar ama biraz uzun bir sokağa benziyordu. Normalde geçip gitmem gerekiyordu ama vakit harcamak için her şeyi yapmaya hazırdım. Hatta burada ölmem bile benim için bir hediyeydi.

Ses çıkarmamaya özen göstererek yavaş adımlarla sokağa doğru ilerlemiştim. Elimi cebime atıp telefonumu çıkarmış ama flaşı açmaya cesaret edememiştim. Sadece ekranın ışığıyla yetinmeye karar vermiştim.

Teşefonumun ekranını açıp sokağa doğru tuttuğumda azıcık aydınlanmış sokakta ilk çöp kutusunu, sonra da sırtını çöp kutusuna yaslayarak yere çökmüş birini görmüştüm. Tam o anda ekran kapanmıştı.

Gördüklerimden emin olamadığım için hala içimde bulunan cesaret kırıntılarıyla telefon ekranını açmış ve ışığı aynı yere tekrar çevirmiştim.

Bu sefer yerde oturan kişinin kanlar içinde olduğunu gördüğümde çığlıklar içinde kalçamın üstüne düşmüştüm.

"Yardım et"

Diye duyduğum fısıltıyla bir kez daha çığlık atmış ve yerde sürünerek geriye doğru itmiştim kendimi.

Bir süre öylece durduktan sonra adamdan hiçbir ses çıkmadığı için tekrar telefonumun ekranını açmış ve ışığı ona taraf tutmuştum. Yüzü bile kanlar içinde olduğu için görünmüyordu.

Bitkin haldeydi. Hatta belki ölüyordu. Çünkü bu kadar çok kan kaybeden birisi yaşamamalıydı bile.

Ayağa kalkmak için güç bulamadığım için kendimde dizlerimin üstünde kanlar içindeki kişiye doğru adımlamıştım.

"İ-yi misiniz?"

Diye kekeleyerek konuştuğumda kendimi tokatlayasım gelmişti. Aynen adam kanlar içindeydi, konuşamıyordu, nefes alamıyordu ama iyiydi. Gerçekten aptaldım.

Mr. Mafia (Omegaverse)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin