☔11☂️

741 122 115
                                    

Upuzun bir bölümle karşınızdayım, lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar dilerimm 💖

...

Üç arama?

Minho başta umursamasa da çok geçmeden aklına gelen ihtimal ile beyninin uyuşması birkaç saniye sürmüştü.

Seungmin'e telefon numarasını vermişti.

Siktir siktir siktir

İçten içe kendi düşüncelerine dalıp, telefona bakmadığından kendine küfürler ederken titreyen elleriyle telefonun kilidini açtı, ardından hızlıca bilinmeyen numaranın üzerine tıkladı. Telefonu kulağına dayadı ve bekledi aramanın cevaplanmasını. Çok geçmeden açıldı telefon.

"Alo?"

"Alo? Kimsiniz?

Kendini tekrar etse de ses gelmedi bir dakika boyunca, telefonu kapatmayacaktı. Beklemeye devam etti, yarım dakika sonrasında tanıdık ses duyuldu.

"Minho?"

Kahve saçlı ne diyeceğini bilemedi. Seungmin'di arayan kişi. Kalbi hızlanmıştı sesini duyduğu an.  Sesinin titremesine engel olamadan konuştu büyük olan:

"E-efendim Seungmin?"

Ancak ters bir şeyler vardı. Seungmin'in bu soruyu sorarken hiç de normal bir ton kullanmamıştı.

"Beni bıraktığın binayı hatırlıyor musun?"

Turuncu saçlının sesi aceleciydi ve bu Minho'yu iyice korkuttu. O görmese de hızlıca başını salladı ve konuştu:

"Evet? Ne oldu?"

"Birkaç adam peşimde"

İşte bu Minho'nun kalbinin korkuyla çapmasına neden oldu. Turuncu saçlının sesinde korkudan çok acele vardı. Minho duyduklarından sonra zar zor dudaklarını araladı ve hızlıca cevap verdi küçük olana

"Neredesin?"

"Beni bıraktığın binanın 6 sokak ötesindeyim. Felix telefonumu açmadı ve-"

"Geliyorum Seungmin. Telefonu kapatma sakın."

Turuncu saçlının açıklama yapmasına izin vermemiş, hızlıca konuşmuştu. Seungmin buna karşılık sessizleştiğinde, telefonda sadece nefes sesleri duyuluyordu. Küçük olan büyük ihtimalle koşmuştu. Minho aklına gelenlerle koşmaya başlarken kalbi daha da çok hızlanmıştı. Seungmin'in açıklama yapması bile kalbini ağrıtırken, olabilecek ihtimaller onu daha çok korkutuyordu.

Bahsettiği sokaklarda genelde kimse olmazdı. Ne bir dükkan ne de herhangi bir şey vardı. Meydanın en sakin ve sıkıntılı sokaklarından birkaçıydı. Bu saatlerde oldukça tenhaydı. Aklına gelenle konuştu Minho hızlıca.

"Kaç kişiler?"

"A-altı"

Kekeleyen genç ile Minho daha da hızlandı. Seungmin'in güçlü olduğunu biliyordu ancak altı kişiye tek olması onu tehlikeye atardı.

"Kaçıncı sokak?"

Minho hızlıca konuştu. Kalbi ağzında atıyordu sanki. Küçük olana bir şey olacak diye ödü kopuyordu.

"Minho 1689. Soka-"

Telefon kapanmış, Minho'nun duraksamasına neden olmuştu bu. Olabildiğince hızlı koştu kahve saçlı. Hani derler ya yarını yokmuş gibi. Minho yarını yokmuş gibi koştu Seungmin için. Arama sonlandıktsn sonra tekrar arasa da kişiye ulaşılamıyor sesi tekrar edip durdu. Minho iliklerine kadar korku ve çaresizliği hissedebiliyordu. En sonunda 1689. Sokağa girdi. Küçük, yerleri çöple dolu, çıkmaz sokakta kimse yoktu.

He Loves Me, He Loves Me Not || 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin