☔4☂️

905 141 148
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar dilerimmm🌸

...

"Bu şekilde devam edemez. Biletleri erkenden alacağım"

"Saçmalama istersen. Bunu yapamayız, daha iki ay daha buradayız"

Hyunjin sıkıntıyla saçlarını çekiştirdi. "Jisung bu şekilde gidemez biliyorsun değil mi? Daha ne kadar böyle olacak? Tam toparlandı derken..."

Jisung, Hyunjin'e hak veriyordu. Sarı saçlı, Minho için endişelenmekte haklıydı. Hepsi Minho'yu görmüştü. Nasıl çöktüğünü, nasıl bir dönemden geçtiğini görmüştü.

"Ne olursa olsun Hyunjin. Minho ile konuştuk ve bize söz verdi"

Doğruydu. Günler geçmiş, en sonunda Changbin ve Chan, Minho'yu karşısına almış, onunla konuşmuştu.

Konuşmanın sonunda Minho, ne olursa olsun kendini çok fazla yıpratmayacak, eğer yıprattığı farkedilirse olaya müdahale edeceğine dair söz vermişti.

Bugünlerde Minho meydanda dolaşıyor, yanına aldığı kedi köpek mamalarıyla bulduğu sokak hayvanlarını besliyor, bazen banklardan birinde kitap okuyor, bazense sadece meydandaki insanları izliyordu. Minho tüm gün orada oluyordu. Sanki bir dakika orada olmasa Seungmin geçip gidecekti. Ya Seungmin de onu bulmak isterse ama onun olmadığını görünce Minho'nun vazgeçtini düşünürse? Minho bunu göze alamazdı.

Jae arkadaşının bir bankta kendini esir etmesine göz yumadığından hazırladığı atıştırmalıklar ve içecekler ile diğerinin yanına gidiyor, onunla uzun uzun sohbet ediyordu. Jisung ve Chan'ın gönlünün rahat olmasının en büyük nedeni de Jae'ydi. Onun Minho ile konuşması, yanında olması harikaydı.

Öğlenleri ve sabahları... bu şekilde geçiyordu. Ama en kötüsüyse akşamlarıydı. Minho sanki Seungmin'den ayrılıyormuş gibi meydanı zar zor bırakıyor ve kaldıkları yere gidiyordu. Akşam yemeği yapıyor, Changbin ile uğraşıyor, kedisiyle ilgileniyor, Jeongin ile sarılma seansları yapıyor, Hyunjin'in saçlarını örüyor  ve diğerleriyle yemek hazırlıyordu.

Ancak bir hafta geçtiğinde zamanının daraldığını anlıyordu Minho. Gideceklerdi ve o Seungmin'i bırakmak istemiyordu.

Aslında Minho, Seungmin'in bildiğini düşünüyordu. Burada, meydanda onu beklediğini bildiğini düşünüyordu bazenleri. Olay da buydu aslında.

Minho Seungmin'in buradan geçip gittiğinde burada olmayacağından değil, Seungmin ona bir şans verip, meydana geldiğinde kendisini bulamamasından korkuyordu.

Bu yüzden ne yapacaksa gün içinde, evde, orda ya da herhangi bir yerde yapacağına meydanda yapıyordu. Hatta Minho Sonie ile birlikte bile gelmişti Meydana. Onun için aldığı küçük sırt çantasının ağzını açmış, tüm gün onunla oynamıştı. Kedi uyuduğunda ve yağmur başladığında önce küçük kedisi için getirdiği minik battaniyeyi üzerine sermiş, ardından çantanın kapağını kapatmıştı. Küçük deliklerden soğuk geldiğini bildiği için o gün erken ayrılmak zorunda kalmıştı.

Erken ayrıldığı günlerden biri olsa da pişman değildi. Londra'ya sadece Sonie'yi getirmişti ve onunla da ilgilenememişti.

Bu yüzden de kendisine kızıyordu bir noktada. Ancak kedisi sanki sorun etmiyormuş gibi her akşam ve gece Minho'nun yanında oluyordu.

Arkadaşları açısındansa hiç sorun değildi. Onlar sadece Minho'nun iyi olmasını istiyordu. Bu yüzden endişe duyuyorlardı.

İki ay boyunca Minho elinden geleni yapacak, her gün bekleyecekti Seungmin'i.

He Loves Me, He Loves Me Not || 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin