He Loves Me, He Loves Me Not || 2min

☔23☔

Bölüm önerilen şarkı fourth of july.

Dikkat bölüm fazla üzüntü içerir. Yorum yapmayı unutmayın lütfen

...

Dans etmelerinin ardından birkaç gün geçmiş, sonunda haftanın sonuna, pazar gününü de bitirmek üzerlerdi.

Minho ile Seungmin'in arası oldukça iyi gidiyordu. İkili birbiri ile bazen ne hissettiklerini konuşuyor, birlikte oldukları zamanlarda birbirini en iyi şekilde tanımaya çalışıyordu. Bu sırada Chan yeni edindiği arkadaşları ile yeni yeni mekanlara gidiyor ve edindiği kısa süreli stajı sürdürüyordu.

Aralarında tatili en verimli şekilde geçirenlerden biri kesinlikle oydu. Uzun zamandır merak ettiği opera ve tiyatrolara, Londra'nın mimari yapılarını görmeye ve yeni lezzetler tatmaya kadar birçok şey yapmıştı.

Ara sıra bu küçük gezilere diğerleri de katılıyordu ancak sanırım hepsinin en çok sevdiği evlerine yakınında, Minho'nun aile dostunun lokantasıydı. Genelde geç saatlerde sessiz olduğundan çocuklar rahatça konuşuyor aralarında gülüyordu.

Jeongin ve Chan ikilisi son zamanlarda daha çok birlikte vakit geçirmeye başlamış, ikisi yapıyordu çoğu şeyi.

Küçük olan neredeyse hepsiyle zaman geçiriyordu gün içinde. Chan ile yeni bir kültür tanımak çok eğlenceliydi. Jisung'un korktuğu ancak yine de yaptığı şeyleri ve onunla yepyeni eğlence mekanları, lunaparklar ya da etkinlikler de öyle.

Minho ile akşamları yaptıkları yemekler ve birlikte manga okumak da aynı şekilde.

Gecenin sonunda ise Hyunjin ve Changbin ile sohbet etmeyi ve yeni mumlar ve tütsüler ile dua etmeyi de öyle...

Sanırım bu tatil en çok ikisine zordu. Başlangıçta genç çift çok umutluydu. Geldikleri ülkenin sağlık konusunda tedavileri oldukça iyi olduğu söylendiği için çok heveslenmişti ikisi de ancak Changbin'in gittikçe kötüleşen durumu bu umutlarının tamamını yıkmasa da her geçen büyük olanın artan yorgunluğu ve hareketsizliği umutlarını teker teker öldürüyordu sanki.

En azından Changbin'in...

Hyunjin her gece ve her sabah bir zamanlar inanmdığı tanrıya uzun uzun dua ediyor,  çoğu zaman yalvarıyordu sevgilisinin kurtulabilmesi için. Elinden geleni yapıyordu. Changbin'in her geçen gün onu teselli edip kendisinin daha kötü hissettiğini bilirken bazı şeyler zor geliyordu ancak modunu gün içinde yüksek tutmaya çalışıyor eskisi kadar gülemeyen sevgilisini mutlu etmeye çalışıyordu. 

Aynı Changbin'in yaptığı gibi.

Changbin ise elinden geldiğince onunla gülüyor, birlikte farklı aktiviteler yapıyorlardı. Bu süreç boyunca ise kendisine bir söz vermişti büyük olan

Hiçbirine söylemeyeceklerdi.

Hyunjin başta bunu kabul etti çünkü ikisi de yeni ilaçlarının ona iyi geleceğini düşünüyor, doktorlarına ve tüm o haplara en içten şekilde güveniyorlardı.

Ancak istedikleri olmamıştı.

Eskiden daha iri olan beden sanki her geçen gün daha da çöküyor, daha çok kapanıyordu içine.

Saçları dökülmeye başlamıştı yavaştan.

Hyunjin'in en çok korktuğu, bedenindeki kanserin en çok kendisini belli ettiği şey sonunda başlarına geliyordu. Hyunjin'e göre Changbin her haliyle her şekilde kusursuzdu. O sevgilisinin her haline bıkmadan usanmadan öylece bakacak kadar aşıktı. Umudunh hiçbir zaman yitiröeyecekti, söz vermişti.