Hastane Kanadı

314 26 16
                                    

Regulus

Evans ilk düşüşünde kurtulmuş olsada ikinci sefer kurtulamadı. Düştüğü an bilinçsizce öne atıldım ne yaptığımı fark ederek geri çekildim fakat bu düşüş'ün bir hata değil büyü olduğu çok belliydi. Biri uzaktan süpürgeye büyü yapmıştı. Bu ben olmadığıma göre -ve bunu hiç yapmazdım- kim olabilirdi ki? Bu merak beni yiyip bitiriyordu. Benim dışında anlaşamadığı biri yoktu tabiki slytherinler sataşırdı fakat bunun sebebi muggele doğumlu olmasıydı. Şu ana kadar hiç böyle bir şey olmamıştı ki şimdi olsundu. Bayılan Evans'ı götürdüklerini gördüm. Ve komik olan elinde hala sıkı sıkı tuttuğu snitch vardı. Onu tuttuğu için tutmasa bile kaçamazdı kanatları kapanmıştı. Ama sanırım o ilk zaferini fazla önemsiyordu, baygın olsa bile...
Bu duruma hafif sırıttım fakat bunun sebebinin farklı olduğunu düşünen bir kaç griffindor bana kötü kötü baktığında ordan ayrıldım. Bartyler'in yanında dururken bir an Barty sırıtıp kolunu omzuma attı. "Aha gitti senin kız şimdi kendine yeni bir düşman aşk bulman gerekicek bulanık olması şart mı? seçeneklerimizi değerlendirelim" dediğin de kolunu omzumdan çekip
"günlük saçmalama saatin geldi sanırım bart" dedim.
"Günün her saati onun günlük saçmalama saati" diyerek kahkaha attı Rabastan onun kadar olmasa da bende gülmüştüm. Evan geldi yanımıza
"Napiyosun lan?" Sorusuna cevap vericekken arkamızdan geçen iki ravenclaw'ın konuşması dikkatimi çekti
"Evans hala hastane kanadındaymış. Maçı kazandi ama ilk maçında yaraladı kendini" ayaklandım.
"Ne oldu Reg?" "Ben gelicem birazdan" diye Barty'nin sorusunu cevapladım. Hastane kanadına yöneldim hazır bana bir şey yapamazken onunla dalga gecebilirdim. Bakalım nesi varmış drama Queen'in kesin abartiyordur. Hastane kanadın'ın kapısından baktığımda Hala uyanmamamıstı. Yanında Lovegood vardı. Sanırım adı Borisdi. Bu niye duruyordu ki yanında yanındaki diğer kız arkadaşları dursun. Ayağı kalktığımda beni görmemesi için biraz geri gittim.

"Madam Pomfrey ben ben 2 dakkaya geliyorum!" Diye seslendi Lovegood büyük ihtimalle lavaboya gitmişti. O gitmisken Evans'ın başına geçtim. Uyuduğunu biliyordum ama yine de konuşma isteğini bastırmadım

"bu kadar drama queen olma Evans eminim hiç bir şeyin yoktur." Dedim gözlerimle onu incelerken. Kolunu sarmışlardı yanında kemik suyu vardı. Bunu içtiğini görmeyi çok isterdim. Elinde tuttuğu snitch vardı hala birakmamıştı hafif güldüm ve elinden almak isterken kıpırdandı.

Uyandığında ne yapacağımı bilemedim. Doğrulmaya çalışınca tek başına yapamadığını fark edip yardım  ettim. Normalde oraya dalga geçmeye gelmiştim ama birden uyanıp canının acıldığını görünce bir şey diyemedim. Ve o sanırım yardım edenin ben olduğunu bile farkında değildi.

Khair

Kolumda ve sırtımda acıyla uyandım. Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk kişinin Black olmasını beklemiyordum. Regulus Black. Doğrulmaya çalıştığımda gelip yardım etti şaşırdığımı söylememe gerek yoktu zaten
"teşekkür ederim" diye mırıldandım. Kafasını salladı sadece gitmeye yer aradığı belliydi.
"Ne işin var burda Black" dedim. Alaycı yüz ifadesine büründüğünde kafasını bir yere vurduğundan endiselenemem gerekmesi.
"Gelip nasıl her şeyi abarttığını görmek istedim drama queen olduğunu bilmeyen yok" diye cevap verdi
"Yeni uyandım be ne abartması" dedim kaşlarımı çatarak.
"Resmen ilk maçından kendini yaraladığına inanmıyorum nasıl bu kadar beceriksiz olabiliyorsun."
Elimdeki snitch'i gösterip sırıttım. "Bunun için değerdi hem bu sizi yenmemize bir adım daha yaklastığımızın kanıtıdır." Dedim
"Rüyanızda mı?" alayla sorduktan sonra kahkaha attı.

Arkadan Boris geldi
" Black? Ne işin var burda?" Dedi yanıma otururken.
"Bir dalga geçme isim vardı hallettim gidiyorum." Diye sırıtarak gitti şerefsiz. Madam Pomfrey gelip 1 gün daha burda kalacağımı söylemişti ve kemik suyu icirmisti az daha kusuyordum fakat tek sorun o değildi cezamın olmadığı tek gün bu iki gündü, ne partiye katılabilecektim, ne de ders çalışabilecektim. Zaten quidditch, ceza falan derken derslerden çok geri kalmıştım. Şimdi bu hiç iyi olmamıştı. Black'in beni geçmesine izin veremezdim.

"Uf Boris ya ben şimdi kazandığımız maçın partisine gidemeyecek miyim?" Dedim sitem ederek. Boris omuz silkti

"başka maçlar kazanırsın merak etme onların partisine gidersin" dedi saçımı oksuyarak. Bir süre sonra Boris de madam tarafından kovuldu. Tek kalmistım çok sıkılıyordum. Patır patır sesler gelmeye başladı. Doğrulup ne olduğuna bakmaya calıştığımda içeri takım arkadaslarım ve griffindorda eğlenmeyi bilen tanıdıklarım girmeye başladı.

"Millet bu kız bize maçı kazandırdı!! lütfen bı alkış!" diye bağırdı James o an ki mutluluğumu tarif edemezdim. Gözlerimin içleri dâhi gülüyordu. Sirius yanına gelip yüksek sesle

"afferim kız sana dediğinde" artan gururum arşa çıkmıştı. Takım sarılması yaptığımızda bunun olabileceğini bile hayal etmemiştim. Bir süre sonra maalesef Madam Pomfrey geldi
"gidin burda hastalarımı rahatsız ediceksiniz" diye kovarken
"ama madam sadece bir hasta var"
"Evet bay Lupin o da çok hasta o yüzden gidin" diye herkesi kovarken ablam kalabilecegini söyledi fakat gözlerindeki uykuyu görmemek imkansızdı ablamı da ben  kovdum ve tavanla bakişarak snitch ile oynamaya başladım. Bu saatte uyuyamazdim normalde kitap okuduğum için yapacak bir şey de yoktu.

"Pist sen tek mi kaldın?" Diye acıyormus gibi bir ses geldi. Regulus'un burda ne işi vardı 'yine' . "Sanırım beni görmeden yapamıyorsun Black, yine ne işin var burda?" 
"Bu kadar ilgi meraklısı olma Evans basım ağrıdı iksir almaya geldim" dedi ama bunu derken yanımdaki sandalyeye oturdu. Kollarını bağcık yaptı.
"Sizinkiler kutlama yapıyor sende burdasın dimi tüh yazık" dedi dudak büzerek
"Hayir buraya da geldiler sorun yok" elimdeki snitch'i göstererek
"bunu kutlamamak ne mümkün?" "Hıh tabi yıl sonu maçta da öyle dersin" dedi alayla ve ayağa kalktı "iksir almaya gidiyorum ben ilk snitch'nin tadını çıkar" dedi gülerek piç gülüşüydü ama samimi gelmişti. "Ayağa kalkmışken hırkamı verir misin?" Dedim hırkanın yerini göstererek.
"Sacmalama bu sıcakta ne hırkası" dedi sonra bir şey fark etmiş gibi kaşlarını çattı
"bekle"
diye mırıldandı elini anlıma koyunca hafif geri çekildim ama ateşime baktığını anlamıştım.
"Lan yanıyorsun" hızla geri cekilip "madam Pomfrey bakar mısınız? Khair'in ateşi var!!"
Diye seslendi. Ama dikkatimi çeken şey bana Khair demesiydi. Madam hızla elinde iksirlerle geldi.

"Sanırım kemik suyu yan etki yaptı sorun olmaz hemen geçiririm"
Black Madam'ı izliyordu. İşi bitince gittiğinde uykuya dalmak üzereydim. Madam bana ilacı veirirken bunun uyku getireceğini bana söylemişti zaten. Son gördüğüm Black'in yandaki sandalyeye oturmasıydı.

STARS*REGULUS BLACKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin