Sirius sorularına ara verdiginde düşünmeye başladım. Dün gece Regulus'un açıkça duygularını görmek güzeldi aslında. Tabiki üzgün olmasına sevinmedim sevindiğim şey duyguları olduğunu görmek daha da güzel olan benden saklamaya çalışmamasıydı. Arkama baktım Regulus ile göz göze geldim.
Ders iksirdi yani slytherin ile bu yüzden arkamızdan dersliğe geliyorlardı. Sirius niye geliyordu bilmiyorum ama sanırım beni salmak istememişti.
Dersliğe girmek üzereydik ama Sirius hala gitmemişti.
"Bizimle beraber alt dersleri işlemeye mi geliyorsun? Gitsene.""Aa resmen kovuyosun beni peki tamam gidiyorum" diyi gitti trip çekicektim birde
Agnes daha gelmemişti. Dean'ın yanına oturdum.
Gözüm benden sonra dersliğe giren Regulus'a takıldı oturana kadar gözlerimle onu takip ettim. Ama farkına Dean seslendiği zaman vardım."Hey Khair, lütfen kızma yada konu değiştiricem diye uğraşma ve doğruları söyle. Neler oluyor?" Dedi sonra başıyla Regulus'un oturduğu yeri göstererek. Bu ondan beklenmeyen bir ciddiyeti ve bu önemsediği anlamına geliyordu. sanırım birine bahsetsem bir şey olmazdı.
Kulağına eğildim kimsenin duyamayacağı seste "dün astronomi kulesine gittim Regulus da ordaydı biraz konuştuk ama her zamanki gibi değildi yani o yüzden..."
Tabiki Regulus'un özelini anlatmadım.
"O yüzden etkilendin" dedi cümlemi devam ettirerek"Yani anladın işte" gözlerini kırparak onayladı
"Hem böyle şeyleri anında anlatman gerekiyor merak ediyorum."Güldüm "peki ama gerçekten bir durum yoksa abartmak yok"
"Bunun için söz veremem" dediğinde kafasına vurdum. Profesör girdi.
Biraz boş boş konuştuktan sonra asıl konuya geldi."Mrs. Evans bugün zor bir iksir yapıcaz eminim siz mr. Will İle de gayet iyi yaparsınız ama mr. Black ile bir süredir çalışıyorsunuz daha iyi yapıcağınızı düşünüyorum." Dedi yani eş olun diyordu. Bu adamın bizimle sorunu neydi?
Ben sıradan kalkarken Dean
"Bence sizi shipliyo" dedi fısıldayarak. Göz devirdim Barty ile yer değiştirdim. O da salak gibi sırıtıyordu zaten# Regulus ile Khair dün geceden sonra hiç konuşmamışlardı bu normal olmalıydı çünkü arkadaş degillerdi. Ama normal degildi sabah kahvaltıdan önce sonra ve belki kahvaltı sırasında atışırlardı. Ama bugün pek iletişim kurmamışlardı. Birbirlerine karşı gergindiler ilk defa...# aynı anda göz ucuyla birbirimize bakınca hemen toparlandık.
Saatim çalmaya başladı. İlacımı çıkarıp içtim.Regulus'un kaşları çatık bana baktığını gördüm ama umursamadan iksir için malzemeleri almaya gittim. Regulus da arkamdan gelip yardımcı oldu
"Ne ilacı bu?"
"Ne bu merak?" Diyerek kaşlarımı çattım.
"Önemli bir şey değil"
"Söyle o zaman!"
"Önemli yâda önemsiz sana bir şey söylemek zorunda değilim!!"
Evet belki bir anda sinirlendim gibi olmuştu ama neydi bu ısrar ona neydi ki?
Regulus
Dün gece yakınlaştığımızı zannetmiştim. Bu tavrına anlam verememiştim. Tamam ısrar etmiştim ama cevap verse ne olacaktı ki sadece merak etmiştim.
İksiri bitirdik. Slughorn kontrol etmeye geldi. Ama benim aklım hala ilactaydı. Cebindeki ilacın adına bakmaya çalıştım.
"Mr. Black? size diyorum?"
"Üzgünüm profesör dalmışım"
"Malzemeleri sayar mısınız?"
İstediğini yaptım. Maalesef ilacın ismini de görememiştim. Eşyalarını toplayıp sıradan çıkarken başını tutup, koluma tutundu.
"Ne oluyor Khair? İyi misin?"
"Evet evet bir an kalkınca başım döndü sağol" diyip gitti.
Beni kapıda bekleyen Barty'nin yanına gittim.
"Barty rica etsem Lovegood'a Khair'in ilacının ne için olduğunu sorar mısın?" Dedim
"Onun sormasina gerek yok çoktan duydum."
"He iyi oldu cevabı şimdi duyabilirim." Dedim.
"Umarım duyarsın da ilk olarak seni neden alâkadar ediyor?" Diye sordu gıcık
"Merak ettik işte"
"Maalesef cevabı beğenmedim yardımcı olamıycam" dedi inatla
Neyseki Barty imdadıma yetişti
"Boris lütfen..""Peki peki ama bende pek bilmiyorum sır gibi saklıyor tek bildiğim bir muggle hastalığı olduğu ve sürekli sürdüğü"
"Muggle hastalığı mı? İyi de çoğunun tedavisi büyücüler dünyasında var. Ne olabilir ki?"
Dedim sorarcasına"Bilmiyorum işte"
"Uff tamam sağol" diyip diğer derslere gittim.
.....
Dersler bitti ortak salona geçtim. Aklım hala Khair'in hastalığındaydı. Öğrenmem lazımdı ama nasıl? Evan'ın yanına oturdum çoğu kişi yoktu zaten odalarında dinlenmeyi tercih etmişlerdir mantıklı olarak.
"Heh geldin sonunda hadi oynayalım." Dedi bugün bütün gün büyücü santrancı oynayalım diye tutturdu.
Oynamaya başladık. Yeniyordum. O da hile yaptığıma dair ağlıyordu.
Kucağımda hissettiğim ağırlıkla dikkatim dağıldı. Tüylü bir kedi olduğunu görmemle ayağa fırladım.HAYIR KEDİLERDEN KORMUYORUM SADECE PEK HOŞLANMIYORUM.
Kedi de düştü. Khair koşarak geldi bir yandan da gülüyordu. Uzun süre kedinin peşinden koştuğu belliydi nefes nefeseydi.
"Sen sen kediden mi korktun" diyip gülmeye başladı.
"Nee ?! Hayır korkmadım o bana saldırmaya kalkıştı" diye savundum
"Atma Reg sadece kucağına oturdu." Reg mi? Sonra bir anda hastalığı aklıma geldi hem çok koşmuştu hemde güldüğü için nefesini toplayamıyordu. Kolundan tuttum.
"Otursana sen şuraya" diyip daha demin fırlattığım sandalyeme yönlendirdim. Oturduğunda
"Tipini görmen lazımdı. Kedilerden korktuğunu inanamıyorum." Dedi hala gülüyordu
"Korkmuyorum pek sevmem ama yani" bir an sırtımda tırnaklar hissettim küçük ama keskin bir sürü tırnak. KEDİ SIRTIMA ATLADI.
"Aaaa al şunu al şunu üstümden " diye Khaire döndüm sırtımı biraz zorlayarak aldı.
"He he hiç kormuyomuşsun" dedi
"Sus ne alakası var senin kedin çok vahşi"
"Hayır! Hiçte bile çok tatlıdır benim bıdıkım."
"O ne biçim isim be"
"İsmi o değil salak ismi dina"
"Dina mi dinazordan mı alıntıladın" diyip güldüm kedinin Khair'in kucağından dogru tısladığını fark ettikten sonra gülüşüm soldu.
"... al şu senin gibi vahşi olan kedini"
"Patronusun kedi ve senin kediden korkman cok ironik" dedi gülerek ama bir dakka
"Sen patronusumu nerden biliyorsun?" Dedim kaşlarımı çatarak patronus yapabildigimi bilen bile yok
"Iı tahmin ettim. Doğru mu çıktı? Kediye benziyosun ondan, neyse ben gidiyorum" diyip arkasını dönüp hızla gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STARS*REGULUS BLACK
FanfictionBirbirlerini düşman olarak gördüyorlardı ama bu kendilerini kandırmaktan başka birşey değildi.