Oylamayi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen <3
-Demin kendimden hiç beklemediğim bir şeyi yapmıştım. Belki de geçmişe dönüşüm, içimdeki beklenmedik bir cesaretin ortaya çıkmasına vesile olmuştu. O an, başka bir şey düşünemedim. Sanki kendi bilindik sınırlarımı aşıp daha önce hiç keşfetmediğim bir yönümü bulmuştum: cesaret.
O an, geçmiş deneyimlerimden çıkardığım derslerin, cesaretimi besleyen bir zemin oluşturduğunu fark ettim. Bu, kendi potansiyelimi keşfetme ve öğrenme sürecimde bir dönemeç olabilirdi.
Artık her şey daha farklı olabilirdi. Olacaktı da. Hissediyordum.
§
Oradan nasıl ayrıldım bilmiyorum. Tek bildiğim arkama bakmadan koştuğum ve spor salonundan kısa süre içinde ayrıldığımdı.
Yahu flaş patlatmıştım. Flaş! O an yakalanmak veya daha fazlası için düşünecek vaktim yoktu. Tek istediğim yaptıkları bu pisliği belgeleyecek bir kanıttı.
Evim yürüme mesafesinde olduğu için koşa koşa çok geçmeden varmış ve binaya girdiğim gibi bir anlığına asansör olduğunu bile unutup merdivenleri adımlaya adımlaya üçüncü kata çıkmaya başlamıştım. Saniyeler sonra çaldığım zil sonucu kapıyı açan annem, nefes nefese olduğumu görür görmez kaşlarını çattı. "Bu halin de neyin nesi Kardelen?"
"Hiç," diyerek kafamdan salladım. "Asansöre binmek istemedim sadece."
Ayakkabılarımı çıkardığım gibi evin içine girdim ve montumu askılığa asmaya başladım. Umarım bu sarf ettiğim efor bir işe yaramıştır da fotoğrafı düzgün çekebilmişimdir. Eğer ki düzgün çıkmamışsa yaşadığım tüm bu adrenalin boşa gitmiş demekti. En önemlisi de Senem gibi biri Yalkın'ı gözlerimin önünde boş yere aldatmış olacaktı. Buğra şerefsizinden bahsetmiyorum bile.
Hızla kendi odama geçtim ve yatağımın üzerine oturdum. Telefonumu hiç vakit kaybetmeden elime alıp galeriye girdikten sonra heyecanla fotoğrafın üzerine tıkladım. "Hassiktir!" Son anda ses tonuma hakim olabildiğimde gözlerimi sinirle yumup açtım. Bulanık çıkmıştı. En kötüsü de bir hışımla kaçtığımdan olsa gerek, başka bir açıyı çekmiştim. O da net değildi zaten.
"Yahu, çıldıracağım!" Telefonumu sinirle kenara bırakıp ellerimi saçlarıma geçirip dirseklerimi dizlerime yasladım. Bu fırsatı öylece kaçırmış mıydım yani? Üstelik acilen kaliteli bir telefon satın almam gerekiyordu. Tabii ondan öncesinde paramın olması lazımdı.
Saatlerce bu olay hakkında düşünüp kendime işkenceler yapabilirdim fakat birden kapımın açılmasıyla karşımda gördüğüm ablam, tüm bu düşüncelerimin birden yok olmasına sebep olmuştu.
"Benim minnoş kardeşim?" Gözleri ışıltıyla bakıyordu. O gülüşü, her zamanki gibi mükemmeldi. "Beni görmeye gelmedin, oturma odasında seni bekliyordum ben de sürpriz yapacağım diye."
Gözlerim anında dolmaya başlarken şunu düşündüm: ne kadar da özlemişim!
Bir gözyaşı düştüğünde hızla ayağa kalktım ve kendimi onun kollarına atıp sıkıca sarıldım. Ablam bir anlığına şaşırırmış gibi olurken "hayret," diye mırıldandı. "Minnoş kardeşim diye seslenmeme hiçbir şey demedin ve direkt boynuma atladın- bir dakika... ağlıyor musun sen?"
"İstediğini söyleyebilirsin," dedim titrek sesimle. "Yeter ki benim ablam olmaya devam et. Yeter ki, her zaman bizimle ol."
Güldü. "Beni bu kadar mı özledin yani?"
![](https://img.wattpad.com/cover/345565564-288-k395568.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLİNİŞ
General FictionAşık olduğu milli sporcunun intihar haberini alan Kardelen, mezarında geç kalınmış duyguların verdiği itirafın sonucunda kendini birden dört yıl öncesinde bulur. Yalkın artık hayattaydı ve en önemlisi, cevaplanması gereken binbir soru vardı. (+18 t...