DİKKAT: Kardelen'in geçmişe dönüşü sonucu yaşadığı bazı olayları hatırlamayabilir. Yani 2028 yılından 2024 yılına dönmüş olmasıyla aradaki 4 yıldaki bazı ufak tefek olayları unutmuş olabilir. (Sonuçta hepimiz dört yıl öncesini dün gibi hatırlamıyoruz.) ancak bilinçaltını etkileyen belli başlı önemli olayları tabii ki de hatırlar.
NOT: model koymayacagim. Herkes hayalindeki karakteri düşünürse sevinirim. Koysam, beğenilmiyor veya aklinizdakiyle uymuyor. Betimlemeyi vereceğim zaten. Koyarsam da anca temsili falan olur. 😚
Oylamayanı tantuni niyetine yedim🤤
-Siyah saçlarımın gizemli tonları, beraberinde gelen derin kahverengi gözlerimle uyum içindeydi. 1,75 cm boyunda olduğum için çoğu zaman diğer kızlardan bir adım önde olduğumu söylerlerdi. Fiziksel çekiciliğimle öne çıkan kıvrık kirpiklerim, buğday tenimle harika bir denge oluşturuyordu. Doğuştan dolgun dudaklarım, beni göz kamaştırıcı kılan bir albeniye sahipti. Bu özelliklerim sayesinde çevremden sürekli övgüler alıyor, beğeni topluyordum.
Peki, ben kendimi öyle hissediyor muydum? Emin değilim.
Ancak Yalkın'a olan sevgimle tıpkı herkesin düşündüğü o en güzel kız olabilirdim.
Çünkü kendimi en çok onu severken güzel buluyordum.
Ama bir sorun vardı.
Onun sevgilisi benim en yakın arkadaşım Senem'di.
Düzeltiyorum, eski en yakın arkadaşım Senem'di.
Çünkü benim onu önceden seviyor olduğumu biliyordu.
Baştan alalım: ben Kardelen Erdinç. Henüz sebebini bile bilmediğim bir sebepten ötürü, sevdiğimin mezarında onu sevdiğimi söyleyememenin pişmanlığını yaşayıp gözyaşlarımı akıtırken kendimi bir anlığına dört yıl öncesine, 2024 yılında buldum.
Tekrardan 20 yaşındaydım ve çoğu değiştirdiğim şey bile geçmişe göre şekillenmişti. Artık saçlarım uzundu, daha bakımlıydım ve henüz hayattan pes etmemiştim...
§
"Kardelen? Kardelen?.."
Gözlerimi açtığımda spor salonunun revirinde olduğumu fark etmem hiç de uzun sürmemişti. Duyduğum ses ise Yalkın'ın yıllar boyunca duyamadığım sesine aitti. "Sonunda uyandınız Kardelen hanım." Hemen yanında da antrenörü vardı ve şimdi de o konuşmuştu.
Bir dakika? Gördüklerim gerçekten de rüya değil miydi yani?!
Direkt yattığım yerden doğrulduğumda, Yalkın'ın dikkatle yüzüme bakıyor olduğunu fark ettim. Evet, oydu. Resmen yaşıyordu ve kanlı canlı karışımdaydı! O an, ağlayasım geldi.
"İyi misiniz Kardelen hanım?" Antrenörü Ceyhun bey tekrardan müdahil olduğunda, hiç cevap verme tenezzülünde bile bulmadan ani bir coşkuyla kendimi Yalkın'ın omzuna attım.
Bilinçsizdim. O kadar düşüncesiz bir hareketti ki bu yaptığım, dışarıdan nasıl göründüğümü bile bilmeden arkadaş bile sayılmadığım platonik aşkımın kollarına atmıştım kendimi. Ama yaşıyor olduğunu gördüğüm içindi bu düşüncesiz hareketim. Yoksa tabii ki de sevgilisi olan birine bunu yapmazdım. Her ne kadar Senem, beni bu konuda kandırmış da olsa.
Senem benim iş arkadaşımdı. Yan yana çalışıyorduk. Yalkın ilk spor salonuna geldiğinde ona geçmiş durumumuzdan ve ona olan duygularımdan bahsetmiştim. O da, Yalkın'la yakın bir ilişki kurduğu takdirde ikimizin arasını yapabileceğini söyleyip Yalkın'a yanaşmaya başlamıştı ancak durum hiç de söylediği gibi gerçekleşmemişti. Tam tersine, Yalkın'ı kendisine ayarlamıştı. Bunun sebebini sorduğumda ise seni sevmeyen birini sevmeye zorlayamazsın demişti. Sırf Yalkın onu sevmiş diye kızmam anlamsızmış. Bunda onun hiçbir suçu yokmuş. Gözümün içine baka baka resmen alay etmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/345565564-288-k395568.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİLİNİŞ
Ficção GeralAşık olduğu milli sporcunun intihar haberini alan Kardelen, mezarında geç kalınmış duyguların verdiği itirafın sonucunda kendini birden dört yıl öncesinde bulur. Yalkın artık hayattaydı ve en önemlisi, cevaplanması gereken binbir soru vardı. (+18 t...