GİRİŞ- & 'RUH SANCISI'

28.9K 2K 1.9K
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♪ eyes don't lie- Isabel LaRosa  ♪

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


♪ eyes don't lie- Isabel LaRosa  


Bazı ruhlar kurtarılamazdı.

Bazı ruhlar kurtarılmak istemezdi.

Ben hangi kategoriye giriyordum, bilmiyordum. Küçüklükten beri tek bir hayalim vardı, içimdeki boşluğu doldurmak. Annem beni sevmemişti, babam beni sevmemişti, hiçbir erkek arkadaşım beni sevmemişti.

Ben sevilmeye değer biri değildim.

Ben hep çabalayan taraftım, ne elde ettiysem tırnaklarımla kazıya kazıya olmuştu bu. Anne sevgisi istemiştim, henüz altı yaşındayken  annem gece yatağımın başına gelip şu cümleyi kurmuştu.

"Keşke bu kadar korkak olmasaydım da seni öldürebilseydim."

Ölüm bana zafer gibi gelmişti, annemin bana sunduğu bir lütuf gibi.

Ruhum açtı, kalbim yoktu, ben sönmeye yüz tutan bir yıldızdım.

Tara.

Adımın anlamı yıldızdı.

Karanlıkta yol gösteren.

Benim yollarım kapalıydı, yürümek zorunda kaldığım yol daima karanlığa çıkıyordu. Karanlığı delen bir yıldız, karanlığa yenilmişti bir gece.

Bir gece değil her gece.

Her gece ruhum savaşıyor her gece yeniliyordu.

Yine savaştığım bir gecenin içindeydim yine yenilmenin eşiğindeydim. Yeşil gözlerim aynadaki yansımamı buldu. Saçlarım ıslaktı, rimelim yanağımdan aşağı iki karanlık yol çiziyordu. Gözlerimin içine baktım, bir umut aradım.

Kurtuluş umudu.

Umut yoktu, her zaman bir umut vardır diyenler yalan söylüyordu. Tara Baver için bir umut yoktu, umut hiç olmamıştı. Masal kahramanları için bir umut vardı, masallar daima iyi sonla biterdi.

Sana anlatılan masallar birer avuntu.

Ben bir masal kahramanı değildim, bir masala sahip değildim. Benim kabuslarım vardı, zihnimi deşen canımı acıtan kabuslar.

Ben nefes alan bir ceset gibiydim, yaşamın parlak ışığı altında yürüyen bir karanlıktım.

Yalnızdım.

Yalnızlık insanın canını bu kadar acıtmamalıydı. Yalnız doğardık, yalnız ölürdük ancak yalnız yaşamazdık.

Yalnız yaşamamalıydık.

Parmaklarım lavabonun yanında duran soğuk metali kavradı, tek arkadaşım olan silah banyonun zayıf ışığı altında parladı.

Namlunun soğuk ucu şakağıma dayandı, ölümün baştan çıkaran fısıltısı ise kulağımdaydı.

Yap Tara,

Yap ve kurtul.

Bunu istemiyor muydun?

Zihnimin şeytanları fısıldadı, ruhumun acıyla kıvranışını hissettim.

Derin bir nefes alıp namluyu şakağıma daha sert bastırdım. Yeşil gözlerim donuktu, yüzüm ifadesizdi.

Korkak, korkak, korkak.

Çek tetiği.

Kabullen yalnızlığı.

Gözlerimin içine bakarken titreyen parmaklarım yanağıma akmış siyah mürekkebe bulandı.

Derin bir nefes aldım, parmaklarım gevşedi, silahım lavabonun içine büyük bir gürültü ile düştü.

Yenilgiyi kabul etmedim,

Ve ben Tara, o gece her zamankinden güçlü,

Ruhum için savaştım.

Savaşı bırakmadım.


Herkese merhaba, 2017'den beri hem yazıp hem içimde sakladığım iki karakteri sizinle tanıştırdığım için çok heyecanlıyım. Bu yolda da yanımda olacağınızı biliyorum, içimdeki karanlık tarafı besleyen bir kurgu bu. Benim için çok özel, yazın sonuna kadar bitirmeyi düşünüyorum :) Tabii belli olmaz kafamdaki plan şu an bu.

Başladığınız tarihi buraya bırakırsanız sevinirim :')


İlk bölüm on dakika sonra. Benimle kalın.

MORANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin