'SİYAH KEDİ'

11.8K 1.1K 1.5K
                                    

Hiç sevilmemiş insanlar anlar,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hiç sevilmemiş insanlar anlar,

Göğsündeki boşluğu tanırlar, zihnindeki karmaşayı duyarlar.

Sevilmek bir lütuf, iyi insanların sana bahşettiği,

Hayatımdaki herkes kötü müydü?

Yoksa ben yalnız mı bırakılmıştım?

Siyah kedi söyle derdini,

Kimse seni gerçekten sevmedi mi?

Intentional- Kristin Kostov, VOSTOK

Zihnimin içindeki çığlıkları duyabiliyordum, bana yapmamamı söyleyen fısıltılar, savaşa girmemi söyleyen çığlıklar, sürekli yalvaran o kız çocuğu. Zihnim bir savaş alanıydı, zihnim bir mezarlıktı, zihnim karanlıktı.

Ben yenilmiştim, ben ölmüştüm, ben ışığı hiç bulamamıştım.

Ruhumun içindeki o karanlık her zamankinden güçlüydü, nefret damarlarımda kol geziyordu. Benim bu dünyadan alacağım vardı, beni yalnız bırakan herkesten, ihanetin tenimde bıraktığı her iz için bir alacağım vardı. İntikam istiyordum ancak korkuyordum da.

Korku ruhunuzu ele geçirmeye başladığında girdiğiniz hiçbir savaşın önemi kalmazdı. Baştan mağlup olurdunuz. Cesaret aptal insanların işi derlerdi ama ben inanmazdım. Bedenimin zarar görebileceği her işi kabul ederdim, yolun sonunda ölüm beni tebessüm ederek beklese bile.

Ruhumun ve kalbimin gireceği durumlarda ise ben dünyanın en büyük korkağıydım.

Morana bana bakıyordu, parmaklarının arasındaki bıçak büyük bir ustalıkla yer değiştiriyordu. Bakarken içimin titrediği gümüşi gözler yüzümden bir an bile ayrılmıyordu. Diğerlerinin de bana baktığını hissediyordum ancak benim için önemli olan sadece onu düşünceleriydi.

Siyah dalgalı saçlarının altında gizlenen o beyninde neler döndüğünü merak ediyordum. Beni örgütten atacak mıydı, beni  öldürecek miydi?

"Ne?" diye kekeledi Ahu. Eris ve Bilge'nin de kaşlarını çatarak beni izlediğini hissedebiliyordum. Umurumda değildi. Gözlerim grilere takılıp kalmıştı, derin bir nefes aldım.

Omuzlarımı dikleştirip konuşmak için hazırlandım.

Morana dolgun dudaklarını hafifçe birbirine bastırmıştı, gözlerinde hiçbir ifade yoktu. Bu beni daha çok ürkütüyordu.

"Öldürmedim," dedim itiraf ederek. Öldürmemiştim, onu omzu ve göğsünün arasında bir yerden vurmuştum. Yere düşmesi için yeterliydi ve gerekli imkanlara erişebilirse hayatta da kalabilirdi.

MORANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin