Morana.
Morana 'ölüm' demekti. Arsen Morana gözlerinde ölümü taşıyordu, damarlarında kurbanlarının kanı akıyordu. Düşmanları toprak oluyor Morana tarih yazıyordu. Tara'nın yaşadığı şehir olan Savana'da herkes kimden uzak durması gerektiğini biliyord...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
+18
Karanlıkta yürüyorum,
Dizlerim düşmekten yara bere içinde
Dizlerimi öpüyorsun,
Arkana sakladığın bıçağı görmüyorum.
Dünya tersine dönüyor ve ayaklarımı yerden kesiyorsun.
Cravin'- Stileto, Kendyle Paige
Siyah bir mini vanın içinde ilerlerken kimse sesini çıkartmıyordu. Tepeden tırnağa kamuflaj giysiler içerisindeydik; ben, Eris, Mavi, Bilge ve Ahu. Gözlerim Mavi'ye takılsa da camdan dışarı çevirmek için çaba harcıyordum. Bacaklarımın arasında silahımın kutusu vardı, parmaklarım kulbunu sıkıca kavramıştı.
Morana'nın cümlesi zihnimde dönüp duruyordu.
Sana işaret verdiğimde Mavi'yi vur.
Gözlerim her şeyden habersiz camdan dışarıyı izleyen yüzüne takıldı. Mavi, saçlarını alttan toplamıştı. Bir parmağı kaşındaki piercingteydi, onu bırakıp hızmasını çekiştirdi. Koyu renk gözleri camdan içeri bir an olsun çevrilmiyordu. Boynundaki dövmeler çenesine tırmanıyordu, kaşının üzerinde de dövmesi vardı.
Faith yazıyordu, İnanç.
Sanki huzursuz gibiydi, bacağını titretiyor, duruyor ardından tekrar titretiyordu.
"Yani bacağını biraz daha titretirsen fenalık geçireceğim," dedi Ahu birden. Hemen yanında oturuyordu, Mavi ile kalçaları birbirine yaslanıyordu. Mavi tek kelime etmedi, elini kaldırarak Ahu'dan özür dilediğini belirtircesine bir hareket yaptı. Ahu iç geçirip yüzünün önünde uçuşan sarı saçlarını kulağının ardına sıkıştırdı. Hemen yanında oturduğum cam aralıktı, Savana'nın sıcak havası içeri dolarken gözlerimi kıstım. Saçlarımı ensemde topuz yapmış, saç spreyi ile sabitlemiştim. Atış yapacağım an gözümün önüne gelecek en ufak bir tel bile beni rahatsız ederdi.
Hepimizin üzerinde dağ kamuflajı giysileri vardı, sıcaklamamıza sebep oluyordu. Ellerimde siyah parmakları açık deri eldivenler vardı, silahı daha iyi kavramamı sağlıyordu. Parmak uçlarımı birbirime sürtüp kulağımdaki kulak içi kulaklığı düzelttim.
Hepimiz emirleri kulaklıktan alacaktık.
Araç bir yokuşu tırmanmaya başladığında arkama iyice yaslandım, araç birden durduğunda ise herkes birbirine baktı.
Kapı aniden açıldığında herkes sıkıca silahını kavramıştı. Ben hariç, çünkü tam bu noktada kimle buluşacağımı biliyordum.
Morana diğer keskin nişancı olan Efes'in beni almaya geleceğini söylemişti.
