Morana.
Morana 'ölüm' demekti. Arsen Morana gözlerinde ölümü taşıyordu, damarlarında kurbanlarının kanı akıyordu. Düşmanları toprak oluyor Morana tarih yazıyordu. Tara'nın yaşadığı şehir olan Savana'da herkes kimden uzak durması gerektiğini biliyord...
Herkese merhaba minik bebeklerim, bir bölümle daha birlikteyiz. Size minik bir sürpriz hazırlıyorum önümüzdeki haftalarda öğreneceğiniz 🤍
Lütfen oy vermeyi unutmayın, yorumlarınız beni çok mutlu eder benden esirgemezseniz çok sevinirim. Desteğiniz için çok teşekkür ederim iyi ki varsınız 🤍
+18 unsur vardır.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Shakespeare der ki "Aşk bir delilik halidir."
Yalnızlık hissi ele geçirdiğinde insanı,
O son umut tükendiğinde.
Aşk çıkagelir.
Aşk rüyadır ve hayatın kabusunu cennete çevirir.
♪ Gus Black- The World Is on Fire
Tara Roya Baver bir sene önce silahın namlusunu şakağına bastırdı. Tara Roya Baver yalnızlıkla, sevgisizlik hissiyle baş edebileceğini sandı.
Soğuk namlu, rengi beyaza dönmüş o şakakta öylece durdu.
Çek tetiği, kabullen yalnızlığı.
Ancak bazı düşmanlar çok güçlüdür, kalbi paramparça eder, zihne umutsuzluk tohumu eker. Çıkış yolu ararsınız ama bulamazsınız. İşte o zaman ölüm size son teklifini sunar.
Yaşamanın anlamı yoksa, masaya oturacağın kişi ölümdür. Değersizlik hissi kuşatmışsa her bir hücreni yola nasıl devam edeceğini bilemezsin.
Tara Roya Baver bir sene önce intihara kalkıştı, ruhunun o kutsal parçası hayatı için savaştı.
Savaş. Kimseden değer görmüyorsan. Savaş. Değer görmemiş olman değersiz olduğun anlamına gelmez. Daha güçlü savaşman gerektiği anlamına gelir. Çünkü kazanacaksın, ruhun seni terk etmeyecek. Zihninin zehirlenmemiş parçası seni hayatta tutacak.
İnsanın sevgisizliğe alışması çok acıdır, insanın yalnızlığa alışması ise daha acı. Bu dünyada sana göre kimse yoksa, o kişi sensindir.
Benim için öyle olmamıştı. Benim için biri çıkagelmişti. Ruhu en karanlık gecenin siyahlığında , elleri aldığı canlar ile lekeli.
Bana gelmişti ruhu herkesten çok lekeliydi. Zihninde intikam tohumları, bakışlarında ölüm sessizliği.
Bana ölümün kendisi gelmişti, benimle masaya oturmamıştı. Bana kendini sunmuştu, bana lütuf gibi gelmişti.
Ancak ölüm daima hükmederdi.
Belki de dünyanın en kötü adamının kolları arasında yatıyordum. Bizim aşkımız zehirliydi, bizim aşkımız tehlikeliydi. Biz bir deliliğin içine düşmüştük ama hayatımda bu kadar güzel bir düşüş yaşamamıştım.
