18- Bir umut. (Yankı)

168 8 0
                                    

Yankı'nın ağzından.

-

Ne yapacağımı bilmiyordum. Konuşurken bile dudaklarım titriyordu çünkü benim için bu tim her şey demekti. Orada bulunan kim olsa olsun beni buradan kimse ayıramazdı ki.

Nehir time yeni katılmış olabilirdi ama birbirimizi görüyorduk ve konuşuyorduk. Onun yeride benim için özeldi. Bartu komutanıma baktım, yüzü kıpkırmızı olmuştu.
Büyük ihtimalle yanında onu götürmese bunun olmayacağını düşünüyordu.

"Komutanım, sizin suçunuz değildi."
Bakışları bana döndüğünde içler acısı halime bakıp derin bir nefes aldı.

"Birini daha kaybedemem."
Sesi cidden soluk bir şekilde çıkmıştı ve onu çok iyi anlıyorduk şuan.
Bir kişi hariç.
Hera geldiğimizden beri sadece boş duvara bakıp bir tepki vermiyordu.
Yüzünde muzdarip bir ifade vardı sanki üzülmüş gibi değildi.

"Hera, ne düşünüyorsun?"

"Sizi ne ilgilendirir Nehir'i düşünmen gerekiyor şuan."
Bana aklınca trip atıyordu ama bunu kaldıracak psikoloji de olduğumu hissetmiyordum. Bazı şeyleri umursamıyormuş gibi gözükebilirdim, hep mutlu olabilirdim ama ben Yankıydım işte. Benim görevim buydu,
hepimizi bir arada tutmak.

Ona cevap vermedim çünkü buna mecalim yoktu, dediği gibi Nehir'i düşünüyordum. Onu kardeşim gibi görüyordum. Ölen kardeşim gibi.
Ona çok benziyordu hem huy olarak hem görünüş olarak. Onun gibi saf ve narindi.
Nehir benim için kardeşim olmuştu.
Onu da kaybedemezdik.

Emre kolunu omzuma attığı sırada konuştu.

"O iyi olacak ve yine kafamızı ütüleyeceksiniz."

Cidden bu aktivite Nehirle yaptığımız en iyi şeydi. Boş zamanımız da onunla beraber diğerlerini darlardık.

"Bilemiyorum onu şimdiden özledim."

"Küçük bir çocuk gibi sızlanmayı bırakın Keskin Tim.!"

Bartu komutan o kadar gür bir şekilde vurgu yapmıştı ki şuan sinirli olduğunu anlamamak mümkün değildi.

"Nehir iyi olacak kötü düşüncelerinizi kendinize saklayın."

Başımı salladım başka bir şey yapamazdım ki.

"Nehir güçlü bir kız hepiniz biliyorsunuz."
Bu sefer lafa atılan Boraydı.
"Güçlü kızımız kurtulur."
Eren de Bora gibi konuşunca üstümde ki ağırlık kalkmıştı.

Heraya döndüm ve gözlerinde ki sinirli ifadeyi fark ettim.

"Yankı erkekler ağlamaz sızlanmayı kes."
Bunu diyen Hera olmuştu ve içten içe kırılmıştım. Bartu komutan ayağa kalkarak koridordan çıktı.

"Bir erkeğin ağlaması niye seni ilgilendirir ki Hera? Tek umurunda olan Bartu komutan."
Demişti Emre, uzun süredir Hera'dan hoşlandığını biliyorduk ama Hera sadece kendisini ve komutanı umursardı.

Hera onu umursamayıp arkasını döndü ve o da koridordan çıktı.
"Özür dilerim" lafı çıkmıştı dudaklarımdan.

Üçüde bana dönüp anlamaz gibi baktılar.

"Sızlanıp bunu başlatan bendim"
Hep birlikte zorla da olsa sırıttılar.

Tam o sırada Bartu komutanım dönmüştü ama yanında Hera yoktu.

Saatler geçmişti ve hâlâ haber yoktu.

Hemşire sonunda çıkmıştı.

"Durumu nasıl?"
Bartu komutan dayanamamıştı hemşire hepimize dönüp baktı ve ağzından o kelime çıktı.

"Merak etmeyin yaşıyor."

BÖLÜM SONUUU 🎀
(⁠。⁠・⁠ω⁠・⁠。⁠)⁠ノ⁠♡
Bu bölümü timde ki en tatlı kişinin anlatmasını istedim çünkü en dürüst şekilde duygularını o yansıtırdı, Yankı.💝
Düşünceleriniz nelerrr?

Aslında gözleri mavi ama bulamadım 🙃 Instagram: liderofficialpage

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aslında gözleri mavi ama bulamadım 🙃
Instagram: liderofficialpage

LİDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin