11-Görev.

217 16 0
                                    

Nehir'in ağzından...
-

Sakinleşmek için dışarı çıktım. Havanın duruluğu, sakinliği insanın içine dokunuyordu. Hera'yla Bartu komutanı konuşurken gördüm.
Gerçi daha çok Hera konuşuyordu. Bartu komutan bir kere bile dönüp yüzüne bakmamıştı. Yanlarına doğru yaklaştığımda ikisinin bakışları da bana döndü.

Hera'nın gözlerinden alev çıkıyordu, Bartu komutan ise Hera'yı umursamadan bana bakıyordu. Gözlerimiz birbirimize kenetlendi. İkimizde bir süre sessiz kaldık. Sessizliği bozan Hera oldu.

"Komutanım dediklerimi bir düşünün."

"Düşünülecek birşey yok Hera, gidebilirsin."

"Tamam komutanım."
Sesi sakin çıkmıştı ama gözleri için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Sert adımlarla yanımızdan uzaklaştı.

"Ne var çaylak, dökül."

Bakışları bir anda sertleşti. Az önceki gözlerime baktığı gibi bakmıyordu.

"Bende sizinle gelebilir miyim?"
Kafasını olumsuz bir şekilde salladı.

"Neden komutanım?"

"Çaylaklarla uğraşamam."
Sesi alaylı çıkmıştı.

"Çaylak dediğiniz kız her konuda haklı çıkıyor komutanım. Sizden daha iyi olduğum için beni yanınızda getirmek istemiyorsunuz, değil mi?"
Yüzümde alaycı bir gülüş oluştu.

"Kendine çok güveniyor olmalısın çaylak."
Gülüşü büyüdü.

Bu adam benim sonum olacaktı.
Hani kelebekler kanatlarını göremez bu yüzden güzelliklerinin farkında değillerdir ya işte bu adamda gülüşünün farkında değildi.

"Tabi komutanım sağolsun." Göz kırptım. Gülüşü sanki mümkünmüş gibi daha çok güldü.

Farkında olmadan benimde gülüşüm büyüdü. Bartu komutanın bakışları gülüşüme uğradı. Dünyanın en güzel eseriymişim gibi hissettiriyordu bakışları.

"Tamam çaylak, gelebilirsin.
Ama herşey tek bir hatana bakar.
Önceden söyliyim de sonra suçlu ben olmayayım."
Bu adam gerçekmiydi? Gerçek olmayacak kadar yakışıklıydı ama keşke yakışıklı olduğu kadar da kibar olsaydı.

"Ben hata yapmam komutanım."

"Göreceğiz bakalım."

"Görürüz komutanım."

"Çabuk hazırlan.
Hazırlanmak için 1 dakikan var."
Şaka yapıyor olmalı. 1 dakikada nasıl hazırlanacaktım.

Hızlı adımlarla odaya yürüdüm. Hazırlanılcak birşey yoktu gerçi. Silahlarımı kontrol edip odadan ayrıldım.
Bartu komutan kapıya yaşlanmış beni bekliyordu.

"Geç kaldın çaylak. Bir daha olmasın."

"1 dakikada nasıl hazırlanabilirsem artık." Sessizce mırıldandım.

Duymuş olmalı ki yanımda gülmeye başladı. Neden gülmüştü ki şimdi?
Bakışlarım gülüşüne kaydı.
Bu adamın gülmesi aklımı başımdan almıştı.
Böyle olmaması gerekiyordu.

VE BÖLÜM SONU...

Aslında biraz daha uzatmak istiyorum ama sıkılırsınız diye bu kadar yeterli. Bir sonraki bölümde ne olacak acaba?? Yorum ve vote atarsanız seviniriz.🎉🥳😻💓

İntagramdan takip ederseniz de seviniriz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İntagramdan takip ederseniz
de seviniriz...👻

İg:liderofficialpage

LİDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin