34-Seninleyim.

109 6 0
                                    

Nehir'in anlatımından...
-
Spor aletlerine ilerlediğimizde hala üzerimdeki bakışları hissediyordum. Etrafıma baktığımda az önceki adamın hala beni izlediğini farkettim. Bartu benim nereye baktığımı merak etmiş gibi kafasını oraya çevirince sessiz bir şekilde bir şeyler mırıldanmaya başlamıştı.

"Bu herifi elimden kimse alamayacak." deyişini duymuştum.

"Bartu hadi." Kolundan tutup kendime doğru çektim. Zorluk çıkarmadan gelmişti.
Yanımıza bir görevli yaklaşıp "Merhaba Bartu komutanım. Yardımcı olmam gereken bir durum var mı?"

"Yok Cemil. Sen işinin başına dönebilirsin."

Adam yanımızdan ayrıldıktan sonra Bartu da ağırlık çalışmaya başlamıştı.
Aklıma gelen düşünceleyle dudaklarım iki yana kıvrıldı.
Şınav yarışması...

"Bartu."

"Efendim." Ağırlık kaldırdığı için sesi boğuk geliyordu.

"Şınav yarışması yapalım mı?" Yüzünü bana cevirip yüzüme 'ciddi misin?' dermiş gibi baktı.

"Ne ya!? Alt tarafı birşey istedim."

"Tamam. Kazanana ödül yok mu?"

Bir süre düşündükten sonra
" 1 tane dilek dileme hakkımız olsun."
Başını onaylar anlamda salladı. Kaybedeceğimi biliyordum fakat onunla birlikte yarışmak hoşuma gidiyordu.

"Tamam ama ne dileyeceğimize karışmak yok."

"Tamam tamam." Geçiştirircesine cevabıma karşı kaşlarını kaldırdı.

Çok geçmeden ikimizde şınav pozisyonunu aldığımızda etraftaki herkesin bakışlarını üzerimizde hissediyordum.

Yüz şınavı geçmiştik her ikimizde. Yüzden sonrasını saymayı bırakmıştım. Bartu da aynı şekilde...
Yorulmuştum fakat Bartu da yorulmuşluğa ait belirti bile yoktu.

"Ben bırakıyorum. Sen kazandın."
Yere doğru sırtımı yakaladığımda Bartu da yanıma oturmuştu.

"Askeriyeye geri dönüyoruz. Sen uyurken albay aradı." Artık dönmemiz gerekiyordu zaten ama Bartu için endişeleniyordum.
Diyecek birşey bulamadığım için sessiz kaldım.

"Yorulduysan gidelim."

Valla hiç triplere giremezdim. "Yoruldum."
Birlikte ayaklandık.
"Dileğini ne zaman diliyeceksin."

"Her şeyin bir zamanı var yavrum."
Yavrum mu dedi o yoksa ben mi yorgunluktan garip sesler duyuyorum. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğundan emindim.
Bana doğru baktığında yüzümün kızardığını farketmiş olmalı gülmeye başladı.

Bir insanın gülüşü bile güzel olabilir miydi?
Bana doğru dönüp yanağıma ufak bir öpücük bıraktı. Ellerim terlemeye başladı. Kalp atışlarımı duymaması için içimden dua ettim.

"Nefesini neden tutuyorsun?" diye eğlenen bir tavırla sordu. Nefesimi tuttuğumun farkında bile değildim.

"Neden birden bire böyle şeyler yapıyorsun ya?" Sitemli çıkan sesimle büyük bir kahkaha patlamıştı.

"Yanakların çok öpülesi duruyordu. Kendimi tutamadım." Heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım. Hızlı adımlarla olduğum yerden uzaklaşmaya başladım. Bartu'nun arkamdan güldüğünü duyabiliyordum.

Dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım. Hava serinlemişti. Birazcık üşümüş olabilirdim ama sorun değildi. Adım atmak üzereydim ki omuzlarıma bırakılan ceketle irkildim.

"Hava serinlemiş." Kolunu omzuma atıp beraber yürümeye başladık. Arabanın yanına geldiğimizde Bartu kapımı açıp geçmemi bekledi.
Koltuğa kurulduğumda kapıyı kapatıp o da sürücü koltuğuna kuruldu.

"Askeriyeye geçmeden önce sahilde biraz yürüyelim mi?" Diye sordu.

"Olur." Beraber sahilde yürüme fikri nedensizce hoşuma gitmişti. Sahil buraya biraz uzak olduğu için teypden şarkı aramaya başladım.

Seni böyle mi kaybettim?~

Bul beni, kaybolmuşum~
İzim silinmiş, dilim suskun, susmuşum~
Bak bana, mahvolmuşum~
Senden kendimi almayı unutmuşum~

Bul beni, kaybolmuşum~
Gecem günüme karışmış, bir hoşum~
Sanma ki sarhoşum~
Ne var ne yoksa yıkıldı içimde, bomboşum~


Şarkıyı sessizce mırıldanmaya başladım. Bartu'nun bakışları bana döndü. Benim ona baktığımı farkedince bakışlarını yola çevirdi.
Sahile geldiğimizde önce Bartu indi sonra benim inmemi bekledi.
Beraber yürümeye başladığımızda ikimizden de ses seda çıkmıyordu.
Bakışlarımı Bartu'ya çevirdiğimde yine daldığını farkettim. Bu aralar çok dalıyordu.
Kolundan dürttüm.
"Yine daldın."
"Ben her zaman yanındayım. Anlatmak istersen buradayım."

"Ben bu duygulara çok uzağım. Ben birine içimi açmaktan korkuyorum. Yoruldum artık. Her şeyi içime atmaktan o kadar çok sıkıldım ki. Derdimi anlatacak kimsemin olmamasından, her şeyin benim yüzümden olmasından. O kadar çok sıkıldım ki." Kendime çekip sıkıca sarıldım.

"Ben varım. Her şeyi anlatabilirsin. Buradayım, seninleyim. Seni sıkılmadan dinlerim, yargılamam. Kendini bana açmaktan korkma."

"Ben sığamıyorum bu dünyaya Nehir. Nefes alamıyorum. Küçük bir kız benim yüzümden öldü. Annem yıllarca baba denmeyecek o adamın bizi benim yüzümden terkettiğini söyledi. Yıllarca kendimi suçladım. Sonra bir baktım ki o adam hiçbir şey olmamış gibi karşımda ben senin babanım diyebiliyor. Sıkıldım artık. Benim yüzümden daha neler olacak diye düşünmekten çok yoruldum."

VE BÖLÜM SONU...

~Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

~Bartu'nun söyledikleri hakkındaki düşüncelerinizi belirtirmeyi unutmayın.

~Yorum ve vote atarsanız seviriz.

~Kendinize iyi bakın gelecek bölümlerde görüşmek üzere sağlıcakla kalın...

~Kendinize iyi bakın gelecek bölümlerde görüşmek üzere sağlıcakla kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İg; liderofficialpage
Tt; liderofficialpage

LİDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin