Geçmişten Gelen

396 28 2
                                    

Yüzüme değen sıcak rüzgâr, kulağıma çalan huzurlu dalgalar olmak istediğin yerdesin diyordu. Sıcak elleri benim incecik parmaklarımı kavramış yüzünde sevdanın izleri, dünyanın en değerli şeyini görür gibiydi yüzümde. Dudaklarım keyifle kıvrılırken kalbim yine göğsümü yumruklayarak bana meydan okuyordu.
Göz açıp kapayıncaya kadar hızla giden zamana inat hislerim her geçen gün biraz daha büyüyordu.

Belki de bu yüzden ona bakmaya doyamıyordum.
Mert, hayatımın en güzel günlerinin iziydi ve sonsuza kadar öyle kalacaktı.
Buna o kadar inanıyordum ki, hayatın bana getireceği sürprizlerden haberim yoktu. Olsaydı, ne değişirdi bilmiyorum. Ama değişmesini istediğim tek şey onun varlığıydı. Kırılan kalbime o kadar iyi gelmişti ki, başka bir kader çizgisinde bulunmak istemiyordum.

"Bebeğim yine daldın gittin?" Mert'in sesiyle dalgın düşüncelerimden çıkarken şükrüme bir kere daha aşkla baktım.
Anlamış olacak, çapkın bir tebessümle gülümsemesini büyütüp ellerimi koklayarak öptü.

"Oh! Mis"

"Cıvıklaşma! Hadi eve dönelim artık. Abim biz dönmeden yemeğe başlamaz" diyerek çekiştirdiğim de homurdanmaya başlamıştı bile.

"Sevgilim lütfen biraz daha kalalım. Denizin güzelliğine bak, bırakılır mı bu?"  Huysuz çocuklar gibi mırıldanmasına kaş çatarak cevap vermiştim ki göz kırparak peşimden geldi..
Onun ile dünyam bir lunaparktı ve bir an bile tereddüt etmeden keyfini sürüyordum.

Sonunda eve vardığımız da abim yine sevgilime laf sokmaktan geri kalmıyordu tabii. Sanırım beni yoran tek şey, abime Mert'i benimsetmekti. O hâlâ üç yıl önceki vicdan azabıyla yaşıyordu. Sanki Yusuf ile beni o engellemişti de mutluluğum yarım kalmıştı. Ama hayır! Abim en başından beri bizi desteklemiş olsaydı bile Yusuf bana kalbinin kapılarını açmayacaktı. Eğer açacak olsaydı birçok defa karşıma çıkar ellerimi sımsıkı tutardı. Ama eminim sevgilim olduğunu bilmesine rağmen tereddüt bile etmedi. Hatta adıma mutlu olduğundan bile emindim.

"Annem yine döktürmüşsün he! Şu zeytinyağlı dolmayı senden iyi yapan yok"

Mert yine annemin yemeklerini överken abimin kaşları çatılmıştı. Bu çocuk neyi paylaşamıyordu yahu!

"Sanki başkasının dolmalarını yemiş de!"
Abimin bu sözleri masada bomba etkisi yaratırken Bahri öfkeyle bakıyordu. Annem boğazını temizlerken ben dudaklarım şaşkınlıkla aralanmış abimin bu çıkışına inanamıyordum. Abim her şey olabilirdi ama bir insanı kusurlarından ya da yaralarından biri değildi.  Mert yetimhanede büyümüştü ve bir ailesi yoktu. Onun tek ailesi bendim. Abim de kırıdığı potun farkına varmış olacak, gözlerini hüzünle yumup bir küfür mirildanmisti.

Mert ise kırıldığı bakışlarından belli olarak, buğulu gözlerini abime dikmişti. Abim ona her seferinde laf sokardi ama benim sevgilim; 'O da beni böyle seviyor, insan sevdiğiyle uğraşır' diyerek kendini teselli ederdi. Lâkin abimin bu defaki laf sokması biraz bel altı olmuştu ve kalbinin parçalara ayrıldığı kesindi.

"Abi!" Şoku atlatıp öfkeyle tısladığımda ellerime değen sıcak elle duraksayıp buğulu gözlere baktım.

"Önemli değil güzelim. Abin işte" dedi lâkin titreyen sesi ağlamamak için kendini zorladığı belli ediyordu.

"Afiyet olsun" diyerek yutkunup ayaklandığında abim de telaşla ayaklandı. Ve bana kalkmamamı işaret etti. Bakışlarım Bahri'yi bulunca gözlerini kırparak anlayışlı bir bakış attı.

****

Titreyen elleriyle sigara içmeye çalışan çocukla derin bir nefes alıp balkona çıktım. Varlığım ile gerilen omuzlarına rağmen bakışlarını bana çevirmeden karanlık sokağa baktı.
Ben de derin bir nefes alıp cebimden bir dal çıkarıp yaktım.
Her ne kadar onu bir türlü kabullenemesem de sebebi kesinlikle kendisi değildi. Aksine temiz güzel bir çocuktu.  Başka şartlar altında tanissaydik kardeşimi gönül rahatlığıyla bile emanet edebilirdim ama anlayamadıkları Mert'i gönül rahatlığıyla kime emanet edeceğimdi. Çünkü biliyordum ki, kardeşim hâlâ Yusuf'u seviyordu. Mert ise sadece onun can simidiydi. Bir gün o derin dalgalardan kurtulduğunda Mert'e ihtiyacı olmayacaktı. İşte! O zaman masum birinin mutsuzluğu üzerine mutluluk kurmak, gırtlağımıza takılacak bir bıçak olacaktı. Hele kardeşim Mert için bir aileyken aksini düşünmek imkânsızdı. Belki de bu yüzden yaşayıp görsünler diyemiyordum.
Korumaya çalıştığım bu sefer kardeşim değil, sevmediğimi sandıkları öksüz yetim bir çocuktu.


"Ömer'i gerçekten çok seviyorum"  Sessizliği bozan titreyen sesi olurken yutkunmakta zorlandım.

"Biliyorum" fısıltıdan farksız sesimle sigaramdan bir nefes daha çekerken duraksayarak şaşkın bakışlarını üzerime çevirmişti.

"O zaman neden?.." diye sorduğunda verecek bir cevabım yoktu. Aslında vardı ama onu daha fazla kırmaktan korkuyor, şimdi mi, sonra mı üzülsün? Emin olamıyordum. Ama en azından ima edebilrdim, değil mi?

"Çünkü hayat hiç adil değil oğlum" dedim acı bir tebessümle ve devam ettim..

"Bazen çok sevilirsin ama bu sevgiyi kalbine yerleştiremezsin.  Bazen de çok seversin ama ne yaparsan yap, dolu bir kalpte kendine bir yer bulamazsın. Hayat hiç adil değil" diyerek sustum ve sigaramdan derin bir nefes çekip bakışlarımı yanımdaki bedene çevirdim. Lâkin onun göz bebekleri dalgın, gözlerinde asılı kalmış bir yaş sallanıyordu.

"Ben bilmiyorum mu sanıyorsun?" Sigaramın dumanına bakarken duraksamış şaşkın bakışlarımı hüzünlü dalgın yüze çevirmiştim. Lâkin onun başı karanlık sokağa çevrilmiş akan yaşlarının çenesinden aşağıya kaymasına izin veriyordu. Şaşkınlığim geçmeden konuşmaya devam etti.

"Hâlâ onu seviyor, hem de o kadar çok seviyor ki, bir gün beni de böyle çaresizce sevebilme ihtimaline tutunmadan edemiyorum. Bana sevgiyle bakıyor ve eminim sevdiğini de sanıyor ama içten içe kendi de biliyor. Benim ona duyduğum aşkı seviyor, ben de onun asla dönmeyecek; belki de hiç sevmeyecek bir adama olan aşkını severek tutuldum. Ne yaman çelişki değil mi?" Diyerek yaşlı gözlerle baktığında dudaklarında acı tebessümün izleri vardı.

"Ya bir gün farkına varırsa.."


"Varmayacak! Varsa bile, eminim beni asla bırakmayacak. Belki aşık değil ama seviyor beni. Değer veriyor ve eminim, bir gün aşkla da bakacak. " diyerek sözümü kesti.

"Ya olmuyor derse?" Dudakların da acı bir tebessüm oluşurken çaresiz bakan yüzünü bana çevirdi..

"Ölürüm!" Öyle içten öyle yaralı söylemişti ki olduğum yerde titremiştim.

"Hadi içeriye gidelim" dedim derin bir nefes alırken.
Başını olumlu anlamda saklarken elinin tersiyle gözyaşlarını silip gülümsedi. Bir an da yine mutlu maskesini yüzüne takmıştı.  Bu beni anlık şaşırtsa da rahatlamıştı. Sevgilim olacak adam benim ağlattığıma inanıp bir hafta koltukta uyuturdu amk. Zaten onun nefesi olmadan uyuyamayan bünyem uykusuz gecelere ev sahipliği yapması işten bile değildi.

Kollarımı omzuna atarak salona adimlarken çalan kapıyla kaşlarımı çattm. Zira çok geç bir saatti.
Ömer'in bakışları ikimizin arasında gezerken mutluydu.
Gözlerinde o mutluluk izlerini görmüştüm.

"Ben bakarım" diyerek kapıya adimladım .
Araladığım kapıyla nefesim kesilirken kaskatı kesilmiştim.
Onun tebessüm dolu bakışları özlemle beni süzerken bakışları bu sefer arkamdaki bir noktaya değmiş yüzünde daha önce hiç görmediğim.bir hasretin izlerini görmüştüm.
Başımı ağır hareketlerle geriye doğru çevirdiğimde tedirginlikle Ömer'e baktım.
Onun yüzü daha önce ölmüş birinin hayaletini görmüş gibi çarpılmış duruyordu. Yüzü beyazlamış bedeni olduğu yerde hareketsiz kalmıştı.
Sadece dudaklarının oynadığını görmüştüm. Fısıltıdan farksız sesini bir tek ben görmüştüm belki de. Zira duymadım, dudaklarından okumuştum.

"Yusuf!"


Biliyorum, biliyorum. Uzun zaman oldu. Bir yıl oldu mu? Belki olmuştur.
Biliyorsunuz, yazarlığa soyundum. Diğer hesabımdaki kitaplara ağırlık verdim. Malum yayınevlerine gindermek için hazırlıyorum. Şimdiye kadar üç tane gönderdim. Üstelik pes peşe 😅

Eylül'e kadar o kitaplarıma ara verdim. Malum yaz tatili.. bu tatil boyunca belki bxb kitaplarima yazarım. Kül' e en azından final veririm.
Tabii sizin Kül 'e olan yoğun ilginize bağlı.

Pazartesi günü de imza günüm var.

Duyuru yaptim..

Gelirseniz, tanışırız. Şöyle bir fotoğrafımız olur, bir de imzalı kitabınız 🤭

Bir de bol bol sohbet ederiz. ❤️

Bekliyorum çiçekler, çıkın çıkın gelin ❤️❤️❤️







Kül - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin