Yardım

8.1K 521 22
                                    

Arkadaşlar kusura bakmayın bölüm biraz geç geldi. Kuzenim evlendiği için onunla uğraşmak zorunda kaldım. İyi okumalarrrrrr <3

Ha bu arada unutmadan söyliyeyim lütfen hayalet okur olmayın. Bölüme geçebilirsiniiz
                            ~~~~~~~~~~
Albayın postası geldi. "Komutanım albay sizi ve timinizi toplantı odasına çağırıyor." Onur'a dönüp "komutanım timiniz geldi. Albay sizide bekliyor, İzninizle" dedi ve gitti. Acaba yine ne oldu?

Time dönüp "kurtuldunuz diye sevinmeyin görevden döndüğümüzde baştan başlayıp devam edeceğiz. 5 dakika içinde hazır olup albayın odasında olun."dedim ve hazırlanmak için koşarak odama geldim.

Hazırlanıp toplantı odasına geldiğimde tim ve muhtemelen Onur yüzbaşının timide buradaydı. Beni gördüklerinde Onur hariç diğerleri ayağa kalktılar."Rahat, oturun." Dedim ve bende albayın oturduğu koltuğun yanındaki koltuğa oturdum.

1-2 dakika sessizce oturduktan sonra albay geldi. Ayağa kalkıp esas duruşa geçtik. "Rahat,oturun." Dedi. Görev olduğu için sözünü ikiletmeyip oturduk.

"Çocuklar teröristler tarafından baskın yapılan bir köy var. Oradaki çoğu çocuğun kiyafete, kırtasiye malzemelerine ve daha sayamayacağım kadar çok şeylere ihtiyaçları var. Kızılay oraya yardım yapacak ve her ihtimale karşı onları korumak için sizi uygun gördüm.  Katılmak istemeyen varsa söylesin." Kimseden ses çıkmayınca albayın yüzünde memnun olmuş bir gülümseme belirdi.

"10 dakika sonra helikopterin önünde olun, çıkabilirsiniz." Albaya baş selamı verip önde Yanyana yürüyen ben ve Onur yüzbaşı olmak üzere odadan çıktık.

Hangara gelip hazırlanmaya başladık. Hazırlanmadan önce abimi aradım. "Alo abi napıyorsun?" Bıkkın bir nefes verip "Hiç güzelim doşyalarla uğraşıyorum." "Allah kolaylık versin." "Sağol abicim. Sen niye aramıştın?" " göreve gidecemde onu haber vermek için aradım."  "Tamam güzelim. Geldiğinde sana bir süprizim olacak." "Tamam abi benim şimdi hazırlanmam gerek görüşürüz." "Görüşürüz abicim" dedi ve kapattım.

Biyolojiklere haber vermek içinde Bartu'yu aradım. 2. Çalışta açıldı. "Alo efendim Defne" "ben göreve gidiyorumda haber vermek istedim." "Tamam güzelim kendine dikkat et." "Tamam görüşürüz diğerlerine haber verirsin. Şimdi benim hazırlanmam lazım görüşürüz." "Görüşürüz." Dedi ve kapattım.

Hazırlanmak için 5 dakikam kalmıştı. Hızlıca hazırlandım ve timi beklemeye başladım. Büyük ihtimalle onlarda ailelerine haber veriyordu çünkü onlarda telefonla konuşuyorlardı.

Hazırlanıp helikopterin önüne geldik. Geldiğimizde Onur ve timi helikopterin önünde bizi bekliyordu. Onur üniformalarla gördüğümde içim kıpır kıpır oldu. Ne yalan söyliyeyim yakışmış. Kendime gelip düşüncelerimden sıyrıldım. Timle beraber Kartal timinin yanına geçip beklemeye başladık.

Albay geldiğinde "dikkat" diye bağırdım. Bunu duyan tim ve Kartal timi hemen hazır ola geçti. Albay ellerini arkasında birleştirip önümüzde durdu ve konuşmaya başladı.

"Olası bir çatışmada önceliğiniz siviller olsun. Çocuklarla güzel vakit geçirip gelin. Kendinize de dikkat edin." "'"'EMREDERSİNİZ KOMUTANIM"""" sesimiz o kadar fazla çıkmıştıki helikopter bile olsa bütün karargahın duyduğuna emindim. Albaya baş selamı verip gıcık yüzbaşı ile aynı anda "'TİM HELİKOPTERE BİN" dedik. Emrimizi duyan askerler hemen helikoptere bindi.

En son Onur'la ben kalmıştım. Ona elimle geçmesi için işaret verdim. O da bana aynısını yaptı. onunla aynı anda "Onur binsene işte" "Aşkın binsene şuraya" arkada albayın bizi izlediğini bildiğim için sessizce 'gıcık' diye mırıldanıp helikoptere bindim. Arkamda uyuz gibi güldüğüne emindim.

Boş olan biryere geçip kafamı geriye yasladım ve iç sesimle kavgaya başladım.

*** İÇ SES ***
-kız siz niye sürekli aynı anda konuşuyorsunuz?

+ ne bilim ben denk geliyor işte

-aşıklar aynı anda konuşurmuş

+sus lan ne diyorsun senin yüzünden bilinç altıma tuhaf tuhaf şeyler geliyor

-sanki sen düşünmüyorsun da neysse. O değilde üniforma ne güzel yakışmış gördün dimi.

+ gördüm. Olum sen gitsene yok ben kesin delirdim.

- sen zaten delisin neyse ben gideyimde sende rahat rahat düşün Onurcuğunu

Tam iç sesime cevap verecektimki Kartal timinden isminin Alihan olduğunu öğrendiğim teğmenin seslenmesiyle cevap veremedim. "Aşkın komutanım" kafamı kaldırıp ona cevap verdim. "Efendim" "siz hangi takımlısınız" "o da surumu tabiki Beşiktaşlıyım" yine Kartal timinden Yiğit "komutanım Beşiktaş dediniz bi yakınlaştık sizinle" dedi. Ona gülümsemekle yetindim. Kafamı yine geriye yaslayıp gözlerimi kapattım.

Kolumun dürtüklenmesiyle güzelim uykumdan uyandım. Kafamı koyduğum yerden kaldırdığımda Onur'un omzunda uyuya kaldığımı farkettim. Uyku sersemliğinin verdiği salaklıkla yüzüne büyük ihtimalle mal olan bakışlarımla ona baktım. Kendime geldiğimde "niye uyandırmadın başka yerde uyurdum." Dedim. "Önemli değil inişe geçtik." Dedi. Kafamı sallayıp bizden başka kimse olmayan helikoptere baktım ve ayağa kalktım.

Aşağıya indiğimde Onur'la yanyana köyün meydanına doğru yürümeye başladık. Geldiğimizde vakıf görevlilerinin çoktan geldiğini gördüm. Çocuklar büyük ihtimalle okuldaydı.

Çocuklar okuldan çıktığında görevlileri ve bizi gördü. Koşarak buraya doğru geldiler. Dağılıp bizde görevlilere yardım etmeye başladık. Çoculara oyuncak, kiyafet, defter kalem gibi eşyalar dağıtıyorlardı.

Sonunda dağıtma işi bitmiş ve çocuklarla ilgilenmeye başladık. İleriye baktığımda yüzümde bir gülümseme belirdi...





Arkadaşlar biliyorum çok kısa oldu ama bölümü daha fazla geciktirmemek için bende kısa attım. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

Sonradan Gelen HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin