Ankara

2.9K 186 16
                                    

Yolculuk boyunca uyumayı düşünüyordum. Kafamı cama yaslayıp ne düşündüğümü bilmeden dışarıyı izlemeye başladım. Hostes gelip kemerimizi vb. Nasıl takıcağımızı anlattıktan sonra uçak kalkış yaptı.

Gözlerimi kapatıp kafamı geri yasladım. Arkamızda oturan Eren ve Emre'nin konuşmaları dikkatimi çekti. Emre sessiz olduğunu düşündüğü ses tonu ile "Aşkın komutanım ve Onur komutanın arasındaki çekimi hissediyorsun dimi sevgililer diye konuşmalarda var" Eren "farkındayım ama Aşkın komutanım bize sinirli bizim yüzümüzden hastaneye düştü. O yüzden bişey söyleyemiyorum" dedi.

Onur'unda bunu duyduğunu biliyordum ama hiç tepki vermeden duymamış gibi kafasını arkaya atmış gözlerini kapatmıştı. Hatta yüzünde memnuniyet içeren bir gülümseme vardı.

Gözlerimi açmadan "böyle konuşmaya devam ederseniz diliniz olmadığı için söyleyemeceksiniz." Hiç bişey söylemeden konuşmayı kesip önlerine döndüler.

Ayaklarımı kendime çekip vücudumu cama yasladım. Zorda olsa cenin pozisyonuna geçip gözlerimi kapattım ve kendimi sabah yarıda kalan uykumun içine attım.

Onur yatakta yatarken bir kız çocuğunun kollarının iki yanından tutup havaya kaldırıyordu. Kız çocuğu masal gibi çıkan sesiyle kahkahalar atıp Onur'un saçlarını çekmeye çalışıyordu.                 

Birkaç dakika sonra içeriye koskocaman karnım ile ben girdim. Üstümde pijamalarla huzurlu bir şekilde onları izlemeye başladım. Kız beni farkedip "ayye" diye bağırarak yanıma koştu ve karnımdan olabildiğince sarılmaya çalıştı.

Bende karnımı tutarak eğilip ona sarıldım. Mis gibi sakin kokusunu içime çekip ondan ayrıldım ve "hadi dişlerini fırçalamaya git bizde babayla sofrayı hazırlayalım" kız koşarak odadan çıktığında Onur yataktan çıkıp yanıma geldi.

Üstümü büyülenmiş gözlerle süzüp ellerini karnıma koydu. Eğilip karnıma küçük bir öpücük bıraktı ve tekrar doğruldu. Bu sefer bana yaklaşıp dudaklarımı öpmeye başladı.

Ben ondan ayrıldığımda elimi karnıma koyup "tekme attı" Onur heyecanla elini tuttuğum kısma getirdi ve beklemeye başladı. Biraz bekledikten sonra mızıkçı bir ses ile "bu çocuğun bana bir garezi var. Kaç aylık oldu hala bana tekmesini belli ettirmiyor" bende gülerek "hadi ağlama gel masayı hazırlayalım" diyerek odadan çıktım.

Onur'da odadan çıktığında gözlerim açıldı. Ellerim refleksle karnıma gittiğinde kafamı düşüncelerden kurtarmak için iki yana salladım ve ellerimi karnımdan çektim.

Ayaklarımın üstünde bir ağırlık hissedince ayaklarıma baktım ve Onur'un üstünde duruyordu. Onur'un kolları ayaklarımın üstünde kafasınıda geriye doğru yatırmış uyuyordu.

Yerimde doğrulup onu uyandırmamaya çalışarak kollarını ayaklarımın üstünden kaldırmak için kolunu havaya kaldırdığımda hızlıca elimi tutup kafasını kaldırdı ve uykulu gözleriyle bana baktı. Benim olduğumu anladığında elimi bırakıp "birşey mi oldu?" "Hayır ayağımı çekecektim de seni uyandırmamak için" kafa sallamakla yetindi.

Ayaklarımı üstünden çektiğimde yerime oturdum. Kafasını getirip dizime koyduğunda tam 'ne yapıyorsun' diyecekken "ses çıkarmada uyuyalım akşam hiç iyi bir uyku uyumadım" dediği gibi ses çıkarmadan kafamı koltuğa yasladım ve onu izlemeye başladım.

Ellerim benden habersiz Onur'un o sanki karganın tüyüymüş gibi simsiyah ama yumuşacık barut kokan saçlarına gitti. Ben onun saçlarıyla oynarken yüzünde masum bir gülümseme belirdi. Bu hali çok tatlıydı. Başkalarının yanında sert olan Onur değilde sanki başka birisi gibiydi.

Sonradan Gelen HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin