17.bölüm

5.3K 344 67
                                    

Gözlerimi açtığımda beni beyaz bir tavan karşıladı. Görevde yaralandıktan sonra getirmiş olmalılardı. Susuzluktan dudaklarım kurumuştu. Havaya baktığımda saat büyük ihtimalle 13.00'dı.

Çok susadığım için zorlukla ayağa kalkıp komidinin üzerinde duran sürahiyi alıp bardağa su doldurdum ve suyu içtim.

Komidinin çekmecesini açıp baktığımda telefonumun ve tabancamın burada olduğunu gördüm. Silahı alıp ne olur ne olmaz diye yastığın altına sakladım.

Telefonumu da alıp yavaşça yatağa yürüyüp yavaşça yattım. Yatakta rahat bir pozisyon bulup telefonda instegrama girdim.

Bildirimlere girdiğimde timdekiler Onur'un timi ve bioların takip isteği attıklarını gördüm. Hepsine geri takip yaptım. Büyük ihtimalle onlara giden bildirim ile uyandığımı anladıkları için odaya gelirlerdi.

Bayadır instegrama hikaye atmadığım aklıma geldiğinde serumun fotoğrafını çekip rengini siyah beyaz yaptım ve hikayeye attım.

Bayadır instegrama hikaye atmadığım aklıma geldiğinde serumun fotoğrafını çekip rengini siyah beyaz yaptım ve hikayeye attım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapı aniden açıldığında hızlıca kalkıp yastığın altından silahımı çıkarttım ve silahı kapıya doğrulttum. Hızlı kalktığım için yaram acıdığı için ağzımdan küçük bir inilti çıktı. Kapıya baktığımda karşımda 2 yıl önce şehit olan devremi görmeyi beklemiyordum. Büyük ihtimalle şizofren olmuştum.

Ağzımdan istemsizce "ananı sikim galiba şizofren oldum." Kelimeleri döküldü. Odadan birkaç kıkırtı sesleri gelmeye başladı. 

Yunus'un yanına gidip gerçekmi diye omzuna yumruk attığımda elime sertlik geldiği için gerçek olduğunu anladım. "Lan sen ölmüştün" dedim ve gözümden bir damla yaş düştü. "Ben seni kendi ellerimle gömdüm." Dediğimde ağlamam dahada şiddetlendi ve ağzımdan bir hıçkırık çıktı.

Yüzüne yumruğumu geçirdim ve "kalp atışlarını dinledim lan kalbin atmıyordu" diye bağırdım bu sefer. Kolarımı tuttu ve kendine çekip sarıldı. Onun o barut kokusunu özlediğimi fark ettim.

Kulağıma yaklaşıp "görevdi güzelim isteyerek yapmadım. Sana söylemek istedim ama emir böyleydi." Dedi. Görev olduğu için başka birşey söyleyememiştim.

Biraz daha onunla sarılıp ayrıldığımda aklıma gelen şeyle gülmeye başladım. Odadakiler bana tuhaf bakışlar atıyordu.

Yunus tuhaf bakışlarıyla "neye gülüyon lan" diye sordu. "Tabuta sığdın" dedim.

Onunla en son çıktığımız operasyonda nöbet sırası Yunus ve bendeydi. Boş boş durmak yerine muhabbet ediyorduk. "Sen bu boyla tabuta nasıl sığcan lan" diye sordum. "Valla bende bilmiyorum onu da siz düşünün" dedi.

O gün aklına gelmiş olmalı ki o da tebessüm etti. Odaya göz gezdirdiğimde eski timim şuanki timim Onur'un timi abi takımı ve bir tane kız vardı. Aklımdaki tek soru odanın bu kadar kişiyi basıl aldığıydı.

Sonradan Gelen HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin