°•27•°

592 58 59
                                    

İyi okumalarr

Hyunjin:

Sabah fazlasıyla güzel bir enerjiyle kendi kendime uyanmıştım erkenden. Dün gece yaşananlara hâlâ inanamıyordum ama vücudunu ince pikeden başka bir şey örtmeyen Minho aksini kanıtlarcasına yanımda uyuyordu. Üşümemesi için pikeyi boğazına kadar çekmiş ardından istemeyerek de olsa yataktan kalkmıştım.

Altıma bir şort geçirip salonda bıraktığım telefonu alıp odaya geri dönmüş bu sırada evde dün geceden kimse kalmadığına da emin olmuştum. Hem okul hem de annemlerin geliş saatinin yaklaştığını fark ederek uyuyan Minho'nun yanına oturdum.

İyice pikeye sarılmış huzurla uyuyan beden gülümsememe neden olurken uyandırmaya kıyamıyordum ama uyandırmam gerektiğinin de farkındaydım. Parmaklarımı yavaşça Minho'nun yumuşacık saçlarının arasına geçirip okşamaya başladım. İyice mayışan beden beni gülümsetirken yaklaşıp kapalı gözlerinin üzerinden öpmüş dudaklarımı gıdıklayan uzun kirpiklerini hissederek huzur dolmuştum.

"Minnie... Uyanmayacak mısın bebeğim?" Yumuşak sesimle konuştuğumda mızmızlanarak başını yastığa daha çok gömmüştü. Sanırım bu hayır demekti...

"Peki... Sen bilirsin. Ben sadece annemler gelmeden duşa girmek istersin diye düşünmüştüm..." Birden durumu hatırlamış gibi derin bir nefes alarak hızla doğrulduğunda gülmeden edememiştim. Biraz fazla hızlı hareket ettiği için olsa gerek acıyla inlediğinde ise istemsizce endişelenmiştim. Eli kalçasına gittiğinde ise acıyla kıvranması konusunda fazlasıyla suçlu hissetmeye başladım.

"Özür dilerim güzelim... Canını mı yaktım?" Gözlerini sıkıca kapatmış yatağa geri uzanırken başını iki yana sallamıştı.

"Hayır, boşver. Normaldir herhalde... Geçer birazdan. Yani umarım..." Hâlâ hafifçe sızlanmaya devam ederken benim içimi rahatlatmak için uğraşıyordu. Üstüne eğilip dudaklarına küçük bir öpücük kondurduğumda acı ifadesinin hüküm sürdüğü yüzü küçük bir tebessümle aydınlanmıştı.

"Gel hadi banyoya götüreyim seni. Ilık su rahatlatır belki." Onu kucağıma almaya yeltendiğimde ilk önce izin verecek gibi olsa da birden irkilerek pikeyi kavramış göğsünün altına kadar çekmişti. Çıplak olduğu aklına yeni gelmiş olmalıydı...

"Tamam, sen şey yap ben sonra şey yaparım." İstemsizce kıkırdadığımda o eğlenir halime fazlasıyla sinir olmuş gibiydi.

"Ben ney yapayım?" Dalga geçercesine sorduğum soruya karşılık olarak yataktaki küçük yastığı bana fırlattığında mümkünmüş gibi daha çok eğlenmeye başlamıştım.

"Sen duşa gir önce, ben sonra girerim."

"Ama ben beraber yaparız diye düşünmüştüm. Hem senin ağrın var çok zorlama kendini..."

"Hiç yavru köpek gibi bakma bana Hyun. Bu sefer olmaz." Hadi ama! Yavru köpek bakışları hep işe yarardı...

"Yoksa benim bebeğim utanıyor mu..? Minho biz dün gece seviştik güzelim farkında mısın?" Yanakları kırmızının en tatlı tonuna bürünürken yüzüne utangaç bir gülümseme yayılmış başını hafifçe eğmişti. Kalbime iyi gelmiyordu bu kadar tatlı olması...

"Olsun... Ben kendimi ne kadar zor cesaretlendirdim senin haberin var mı?! O anın etkisiyle daha az utanmıştım ama şimdi utançtan öleceğim sanırım." Parmaklarımı alnına dökülen saç tellerinde gezdirmeye başladığımda dudaklarını büzmüş beden gözlerini tekrar bana çıkarttı.

"Ne yazık... Bir daha göremeyecek miyim yani? Aklımın hayalimin alamayacağı kadar güzelsin halbuki..." Ciğerlerine derin bir nefes çekip gözlerini kaçırdığında boşluğundan faydalanıp ellerimi beline sararak onu kucağıma çektim. Yüzünü boynuma gömerek saklandığında gülümseyerek saçlarını hafifçe okşamış ardından çenesinden tutup başını kaldırarak tekrar yüz yüze gelmemizi sağlamıştım.

In Love•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin