Bu ficin en uzun bölümü uyarayım dedim... Biraz da o yüzden gecikti zaten bölüm.
İyi okumalarr~
5 gün sonra
Hyunjin:
"PASTA NEREDE?!"
"Jisung alacaktı..."
"AMINA KODUĞUMUN JİSUNG'U NEREDE PEKİ?! HANGİ GERİ ZEKALI PASTAYI ALMA GÖREVİNİ ONA VERDİ? HANGİ AKLA HİZMET?!"
"Sen vermiştin..?"
"Hee... Şey yapayım ben o zaman... Jisung'u arayayım bir." Pasta işini Jisung'a bırakırken aklım neredeydi gerçekten? Süslemeyle uğraşan Seungmin benim ufak çaplı sinir krizim geçince işine devam etmiş ben de kargaşadan biraz uzaklaşıp Jisung'u aramıştım. Kapanmaya yakın telefonu açtığında bıkkın bir nefes çektim ciğerlerime.
"Neredesin sen?" Sakin tutmaya çalışıyordum sesimi. Fevri davranmanın alemi yoktu sonuçta...
"Evdeyiz Felix'le. Neden ki?"
"Neden mi? Jisung siz niye evdesiniz Felix'le?"
"E yolda sohbet ilerleyince eve geçelim dedik. Sen neyi sorgulandın bu kadar ya?" Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Sakindim. Evet evet, sakinim.
"Siz niye beraber yola çıkmıştınız Jisung?"
"Pas- Hassiktir! Pasta! Pastayı unuttuk!"
"GERİ ZEKALI SENİ! Kalkın çabuk. Kalkın, o pastayı on beş dakikaya buraya getirmezseniz sikeceğim ikinizi de!"
"Bu Minho'ya hiç hoş bir doğum günü hediyesi olmazdı bence Hyunnie..."
"Bak hâlâ konuşuyor. Çıkmadın mı sen hâlâ?!"
"Tamam be! Çıkıyorum."
Telefonu kapattığında sinir stresten tansiyonum çıkmıştı resmen. Minho bana bunun iki katı büyüklüğünde partiyi nasıl hazırlamıştı Tanrı aşkına?! Minho kalabalıkta kendini rahatsız ettiği için bizim grup ve onun arkadaşları dışında kimseyi çağırmamıştık. Benim doğum günümde bile ne kadar huzursuz hissettiği belli oluyordu.
Zaten asıl doğum günü bugün değil yarındı. O doğum gününü sevmedi için bugünü ona söylediğim gibi Lee Minho'nun varlığına teşekkür günü ilan etmiş parti hazırlığına girişmiştim. Chan hyung okuldan sonra onu almış oyalarken biz partiyi hazırlıyorduk onların evinde. Bizim eve gelmelerini garipseyebileceği için onların evini seçmiştik. Şahsen onu oyalayacak kişi Chan değil de ben olayım isterdim ama maalesef benim burayla ilgilenmem gerekiyordu.
Hediyemi bıraktığım odaya girip son bir kez kontrol ettiğimde beğenmesi için dualar ediyordum içimden. Ne alacağımı bilememiştim. Ben de onun için özel anlam taşıyabilecek bir hediye yapmaya karar vermiştim. Tabii öncesinde küçük bir araştırma yapmam gerekmişti...
4 gün önce
"Anne..."
"Ne istiyorsun yine?"
"Çok kırıcı bir insan olmaya başladın. Küçük bir soru sormak istemiştim sadece..." Yalandan dudaklarımı büzdüğümde bana ters bir bakış atmıştı.
"Sen Minho'ya da mı böyle davranıyorsun? Benden tavsiye oğluşum, yapma." Evet tamam belki rol yapmayı beceremiyordum, ne vardı yani?
"Sor hadi." Yüzüme yerleşen gülümsemeyle soruyu nasıl soracağıma karar verdim. Biraz tuhaf olabilirdi şahsen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In Love•° HyunHo
Fanfic"Gerçekten öğrenmek istiyor musun Minho-shi?" Ciddiyetle sorduğu soruyu aynı ciddiyetle kafamı sallayarak onayladım. "Çünkü bu aptal herif okula geldiğin ilk günden beri, üç yıldır, senden deli gibi hoşlanıyor ve her gün hoşlandığı kişi kapalı kutun...