Peçete?
İyi okumalar~
İki gün sonra
Hyunjin:
Sonunda haftasonu bitip de okula geldiğimizde okulun kapısında gergince bekliyordum. Minho'yla kutlamadan sonra konuştuğumuzda gayet iyiydik ama haftasonu bir tuhaftı sanki. Aramalarımın hiçbirini açmayıp garip bahaneler öne sürüyordu. Sadece mesajlaşmalarda bile hissedebiliyordum soğukluğunu... Bir hata mı yapmıştım fark etmeden?
Sonunda Chan hyungun arabası görüş açıma girdiğinde yaslandığım duvardan doğruldum. Araba durup içinden Minho ve Felix indiğinde boşuna kuruntu yapıyorsam durduk yere Minho'nun da canını sıkmamak için yüzüme gerçekçi gözüken bir gülümseme yerleştirdim.
Ona doğru adımladığımda beni görür görmez gerilen bakışlarını fark etmek içime oturmuştu sanki.
"Min... Konuşalım mı biraz?"
"Sonra konuşsak? Ders başlayacak birazdan." Konuşurken gözlerini benden kaçırması ve ellerinden birinin gergince ceketinin koluyla oynamaya başlaması bana iyi mesajlar vermiyordu.
"Uzun sürmez. Zaten ilk ders boş..."
Kaçamayacağını anlamış olsa gerek beni başıyla onayladığında okul binasından içeri girip spor salonuna ilerledik. Aklıma buradaki ilk konuşmamız geldiğinde burukça gülümsedim. Umarım buradan aynı o günkü gibi yıkılmış bir vaziyette çıkmazdım. Sonuçta aramızda hiçbir sorun yoktu, değil mi? O zaman bunun olması için bir neden de yoktu. Yani... Umarım...
"Minho... Fark etmeden bir hata, seni kıracak bir şey mi yaptım sevgilim?" Gözlerini yerden ayırmazken derin nefesler alıyordu. Bu hali içimdeki küçücük umududa öldürüyordu sanki...
"Hayır... Sen bir şey yapmadın."
"Sorun ne o zaman güzelim? Ne oldu da yüzüme bile bakmıyorsun?"
"Ben... Ben senden... Özür dilerim Hyunjin." Sonunda gözlerini yerden kaldırıp gözlerime baktığında kızarmış gözleriyle karşılaşmak nefeslerimin sıkışmasına neden oldu.
"Ne için..?"
"S-sen haklıymışsın."
"Ne konuda haklıymışım? Parça parça konuşmasan? Beni endişelendiriyorsun..." Dudağını ısırıp derin bir nefes aldığında tüm vücudum gerginlikle kasıldı.
"Sen haklıydın. Duygusal bir boşlukta hızlı davranarak hislerimi yanlış yorumladım. Özür dilerim... Kendi aptallığım yüzünden senin duygularını da incittim... Artık-"
"Bir dakika bir dakika... Yani- Söylemeye çalıştığın şey..."
"Seni seviyorum ama o anlamda değil. Sen mükemmel bir insansın ve hayatıma ışık saçtın... Ama sana karşı duygularım o anlamda değilken buna devam etmek... Sana daha büyük bir haksızlık olurdu..."
Görüşüm bulanıklaşırken kulaklarımın uğuldadığını hissediyordum. Minho'nun sesi uzaktan geliyordu. İnanmak istemiyordum... Şaka yapıyor olmalıydı değil mi? Hayır... Minho benim ne kadar üzüleceğimi bile bile böylesine berbat bir şaka yapmazdı ki bana... Ama keşke yapsaydı. Keşke gerçek olmasaydı söyledikleri...
"Biz çıkmaya başlayalı iki haftadan fazla oluyor Min. Madem öyleydi yeni mi fark ettin bunu..? Daha kutlama gecesinde her şey mükemmelken iki günde ne değişti? Daha iki gün önce bana seni seviyorum diyordun... Ne oldu da birden hislerinin gerçek olmadığını fark edesin tuttu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In Love•° HyunHo
Fanfic"Gerçekten öğrenmek istiyor musun Minho-shi?" Ciddiyetle sorduğu soruyu aynı ciddiyetle kafamı sallayarak onayladım. "Çünkü bu aptal herif okula geldiğin ilk günden beri, üç yıldır, senden deli gibi hoşlanıyor ve her gün hoşlandığı kişi kapalı kutun...