Kelime dağarcığım daraldı bu hikayenin gidişatı daralmadı aq
Neyse yorum sınırı 300 dolarsa haftaya yeni bölüm gelir (benim yanıtlarım ve sırf sayı artsın diye yapılan yorumları saymıyorum)
İyi okumalar
"Ne oldu iyi mi Minho?"
Endişeyle yanıma yaklaşan Chan hyungu sakin tavrım yatıştırırken gözleri benim arkamdan odadan çıkan Bay Lee'ye kaydı. Doktor ikimizin de odadan çıkmasını istemişti sakin bir ortamda Minho'yu yormadan devam ettirecekti muayeneyi. Tam Chan hyunga cevap verecekken sonunda başhekimin odasından dönen annem hızla yanıma gelmiş susmama neden olmuştu.
"N'oldu? Neden çıktın?"
"Doktor çıkmamızı istedi ısrar ettim ama kovulduk resmen..."
"Bir de beni kovsun bakayım..."
Annem siniri sönmemiş vaziyette çıktığım odaya girdiğinde onu oradan hiçbir kuvvetin çıkartamayacağını biliyordum ki çıkartmaya hakları da yoktu daha yarım saat önce sevgilimin canına kast edilmişti resmen! İçimde tekrar alevlenen öfkeyi tutmuş hâlâ endişeyle bana bakan Chan hyunga dönmüştüm.
"Uyandı... Şimdi muayene ediliyor." Zihnimde onlarca soru dönerken mutluluğumu dışarı vuramıyordum bile. Chan hyungun beni kolumdan hafifçe çekiştirip koridorun diğer ucuna götürmesiyle yüzündeki ciddi ve hafiften endişeli ifade içime iyice şüphe düşürmüştü.
"Bir sorun mu var hyung?"
"İçeride Minho'nun babasıyla bir şey konuştunuz mu?" Fısıldar tondaki sesi iyice gerilmeme neden olurken sorusunu cevapladım.
"Onları yalnız bırakmamı istedi sadece, o sırada da Minho uyandı zaten doktoru çağırmamı söyleyince çıkacaktım ama Minho gitmemi istemiyor gibiydi ben de kaldım. Neden?"
"Bütün hafta gerçekten gözüme endişeli göründüğü için sustum ama bu adama güvenmiyorum Hyunjin, Minho'yu onunla yalnız bırakmayalım, tamam mı?"
"O onun babası hyung niye bu kadar gerildin ki?"
"Minho'nun babasıyla arası iyi değil Hyunjin... Ne seviyede kötüler bilmiyorum ama bugün Minho'nun başına gelen olay onunla yalnız kalmaya çalışması vesaire iyice şüphelendirdi beni..."
"O-o ne demek şimdi?"
"Of... Nasıl açıklayacağım ki..? Bak Minho'nun babası haberi ilk alıp da hastaneye geldiğinde benimle konuştu görmüşsündür. Bana o hafta içinde Minho'yu görüp görmediğimi sordu. Hatta tam olarak şunu söyledi 'Biliyorum sen de farkındasın Minho'yla aramızın pek iyi olmadığının ama ne olursa olsun ben onun babasıyım, o beni pek sevmese de Minho benim en kıymetlim ne olur bildiğin bir şey ya da şüphelendiğin biri varsa benden saklama'. Başta çok samimi göründü gözüme o anın endişesiyle onun ne kadar müthiş bir yalancı olduğunu unuttum ve Minho'nun bizi arayıp söylediklerini ona ilettim, şaşırmış görünüyordu. Şimdilik Minho uyanana kadar şüphelerimi kendime saklayıp ortalığı karıştırmayayım dedim eğer haksızsam gerçekten acısı olan adama boşuna suç atmış olacaktım. Ama bütün hafta gözüm üstündeydi Hyunjin... Minho hakkında aldığı her iyi haberde sahte sevincinin altındaki endişeyi hissettim sanki... sanki Minho'nun uyanmasını istemiyor gibiydi. Bugün olanlar da iyice kurt düşürdü içime. O adama güvenmiyorum, sen de güvenme..."
"Y-yani sen bu olanların s-sorumlusun ba-"
"Bilmiyorum. Şimdilik aramızda kalsın bu tamam mı? Bay Lee'ye dikkat edelim yeter. Neler olup bittiğini Minho kendine gelince öğreneceğiz zaten. Ben şimdi diğerlerinin yanına gidiyorum sen de söylediklerimi unutma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In Love•° HyunHo
Fanfic"Gerçekten öğrenmek istiyor musun Minho-shi?" Ciddiyetle sorduğu soruyu aynı ciddiyetle kafamı sallayarak onayladım. "Çünkü bu aptal herif okula geldiğin ilk günden beri, üç yıldır, senden deli gibi hoşlanıyor ve her gün hoşlandığı kişi kapalı kutun...