THE ~H~ Minsung

-3-

Eveeet, yeni bölüm geldi. Bu bölümde oy ve yorumlarınızın artmasını bekliyorum ona göre 😉.

Hadi daha fazla tutmiyim size iyi okumlar...

☆☆☆☆☆

Minho derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti:
"Kimsin sen?..."

☆☆☆☆☆

Jisung:
"Ne o? Araştırmadın mı yoksa?"

Minho:
"Bence araştırmış olduğumun gayet farkındasın. Peki soruyorum, neden sana dair hiçbir bilgi bulamadım? Sanki... hayaletsin. Hakkında en ufak bir şey bile yok. Hiç var olmamışsın gibi. Daha önceden yoktun ve ortaya çıktığında olduğun tek kişilik 'H'ti. Ama sonuç olarak bu mümkün değil. Yani bana gerçekte kim olduğunu söyle."

Jisung Minho'nun da dediği gibi bunu biliyordu. Onun hiçbir bilgiye ulaşamayacağını tahmin etmişti zaten. Bunun rahatlığı ile konuştu:
"Sana hiçbir şey söylemek zorunda değilim."

Minho:
"Aslına bakarsan eğer buradan gidebilmek istiyorsan zorundasın. Ama neyse buna cevap vermeyeceğini biliyordum ikinci soruma geçiyorum. Neden kardeşimi kurtardın? Ayrıca o adamlar her kimse onlar gelmeden önce de bizi öldürmeyi planlamıyordun, neden yaptın?"

Aralarında bir süre sessizlik oldu. Minho merak etmişti, ki merak etmekte haklıydı da. Ama Jisung yine soruyu cevaplamayı düşünmüyordu. Cevabı kendisine itiraf etmekte zorlanıyordu, bir başkasına nasıl söyleyebilirdi.

Jisung:
"Kendimce sebeplerim vardı."

Minho yine bir cevap alamayacağını fark etti. Ama zaten bunu bekliyordu. Profesyonel bir hırsızdan laf almak kolay olmazdı.

Minho:
"Bir anlaşma yapalım."

İşte şimdi Jisung'un dikkatini çekmişti:
"Devam et."

Minho:
"Bana parayı geri ver, bende seni polise vermeden bu olayı gizli tutayım."

Jisung:
"Hayır, kabul etmiyorum."

Minho:
"Hapse atılmaya çok meraklısın sanırım."

Jisung:
"Beni hapse atamazsın. Sonuçta işlediğim tek suç senin şirketini soymak değil, sana parayı geri versem bile polisten kaçamam. Hapse girersem paranı sana neden geri vereyim ki? Bu riski göze alamazsın."

Minho:
"Peki, ne yapmayı planlıyorsun? Evet polise gitmeye bilirim ama seni paramı almadan öylece serbest bırakacağımı mı sanıyorsun? Her yolu yasal şekilde çözdüğüm kanısına nereden vardın ki? Sana işkence ederek sorularımın cevabını almak bir telefonuma bakar."

Jisung
"Bana işkence etmek için mi o adamlardan kurtardın? Neden senin evinde yumuşak bir yatakta yatarken bu konuşmayı yapıyoruz? Bana işkence etmeyi planlasaydın daha en başından pis bir zeminde dayak yemiş olarak uyanırdım bana kalırsa."

Minho dişlerini sıktı. Karşısındaki bu adam düşündüğünden çok daha akıllıydı. Ama bu onun daha da heyecanlanmasına ve onu çıkmaza soktuğu için bu durumdan daha çok keyif almasına sebep oldu. Uzun süredir adrenalinden uzak olan hayatında bu heyecan onu meraklandırmıştı.

Minho alaylı bir gülümseme ile konuştu:
"Evet, haklısın. Sana işkence yapmayı planlamıyorum. Çünkü sana borçlu sayılırım. Kardeşimin hayatını kurtardın. Zaten seni o adamlardan kurtarmamın sebebi de buydu. Ama iyilikte bir yere kadar. Burayı terk edip yoluna devam edebilmek istiyorsan bana parayı geri ver."

Jisung:
"Teklifin mantıklı fakat yüzümü gördün. Eğer sana parayı verip gidersem beni polise şikayet etmeyeceğini nerden bilebilirim?"

Minho:
"Dedim ya... Sana borçluyum."