THE ~H~ Minsung

-25-

Oy sınırı: 14

Yorum sınırı: 30

                              🧍🏻‍♀️🧍🏻‍♀️🧍🏻‍♀️
                           🧍🏻‍♀️           🧍🏻‍♀️
                              🧍🏻‍♀️🧍🏻‍♀️🧍🏻‍♀️

Eğer dikkatli bakarsanız bu ficin artık  ünlü olması için ayin yaptıklarını görebilirsiniz.

☆☆☆☆☆

"Saygılar, bayanlar ve baylar. Ben Han Jisung, Lee şiketinin yeni güvenlik şefiyim."

☆☆☆☆☆

Kızıl saçlı ofisine girdiği anda kendini dönen sandalyesine atıp yönünü, peşinden gelen sevgilisine çevirdi:
"Harikaydın, çok iyi iş çıkardın tebrik ederim."

Yüzündeki gülümsemeden, gözlerindeki parlaklıktan sözlerinin samimiyeti, en içten şekilde anlaşılır nitelikteydi.

Jisung'un yanına gelmesini beklediği bakışları onun üzerinde dolaşırken, diğeri masanın karşı tatafında durarak cevaplamıştı büyüğünü:
"Teşekkürler Bay Lee. Sizin kadar iyi iş çıkaramadığıma eminim."

Duyduğu saygı içerikli hitap, Minho'nun tek kaşını kaldırarak durumu anlamlandırmaya çalışmasına sebep oldu:
"Jisung, ne oluyor? Bu resmiyet nereden çıktı?"

Gri saçlı yüzüne hafif bir tebessüm yerleştirdi. Karşısındakinin yüz ifadeleri öyle hoşuna gitmişti ki, kendini zaptetmek için dışarıya vurduğu tek mimikti bu gülümsemesi.

Ve cevaplarını beklemeden dile getirdi:
"Her ikimiz de şirketimizin birer çalışanıyız öyle değil mi Bay Lee? Şirket sınırları içerisinde mesafemizi korumanın iyi bir fikir olduğunu düşündüm."

Duyduğu sözcükler kızıl saçlının tepesinin atması için gayet yeterliydi. Ne demek daha yeni kavuştuğu sevgilisiyle günün yarısından çoğunda mesafeli olmak zorundaydı?

Çatık kaşları eşliğinde dilini yanağının içinde gezdirdiği sırada, Jisung bir anda beliren yutkunma isteğini zorlukla engelledi. Lee Minho neden bu kadar mükemmel olmak zorundaydı?

Onu istemsizce zihninde beliren düşüncelerden kurtaran ise, kızıl saçlının odayı dolduran sesi oldu:
"Jisung, bu tarafa gelir misin?"

Lafını ikiletmedi küçük olan, kaşrısındakini yeterince sinirlendirmişti. Ayrıca neler söyleyeceğini merak ediyordu.

Masanın karşı tarafına geçip döner sandalyenin hemen yanında durdu. Bununla birlikte Minho da yönünü tamamen ondan yana çevirmiş, kemikli parmakları ile küçük olanın zarif ellerini kavramıştı.

Konuşmadan önce yüzünde beliren çekici gülümsemesi ise, sözlerinin altındaki kızgın tonu maskelemek için yeterli değildi:
"Jis, beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun acaba?"

Evet, gri saçlı büyüğünün ağızından ilk kez duyduğu bu hitap şekli ile, vücudunu esir eden yutkunma isteğini bu kez baskılayamadı.

Tabii Minho'ya ait bakışların, hızlı bir şekilde hareketlenen boynuna değidiğinin de gayet farkındaydı. Ki zaten şikayetçi değildi. Tanıştıkları günden beri ikili arasında süregelen bariz çekim, onu gayet memnun ediyordu.

Sevgilisi ile uğraşmanın verdiği keyif, ifadesine yerleştirdiği gülüsemeyle, karşısındaki bedenin yüzüne doğru eğildi. Ve dudaklarının üzerine doğru fısıladı:
"Mesafemizi koruyalım Bay Lee."