eleven, i'm going back to the hospital.

750 139 188
                                    

ig: spearcbns OY VERIN

Yaka kısmında Han Jisung yazan doktor önlüğümü dolabımdan çıkarken kendimi yeni doktor unvanını almış stajyer gibi hissediyordum.

Zamanında önlüğümün cep kısmına minik bir sincap nakışı yaptırmıştık. Felix'te de civciv vardı. Biliyorum belki biraz karizmalarımızı çiziyordu ama bizim için değerliydi bunlar. On yıl tıp okuduktan sonra arkadaş grubumuzun bize minimal hediyeleriydi bu önlükler.

"İstemiyorsan hâlâ hastaneyle konuşup iptal edebilirim."

"Hayır, istiyorum." Önlüğümü çantama koyarken Felix'e gülümsedim. Tamam, endişeliydim falan ama artık bunu yapabileceğimi düşünüyordum.

Zaten Felix hastaneye döndüğü için biraz sinirliydi. Başhekim olma işi yatmıştı, üstüne üstlük uzaklaştırma falan alması da problem olabilirdi.

İyi tarafından bakarsak dönüşümüz süper olacaktı. Yani buna inanmaya çalışıyordum. Hastaneye gidecektim, herkesi görmezden gelecektim ve uzun zaman sonra acil doktorluğu yapacaktım!

Evet, o kadar okuyup cerrah olduktan sonra stajyer gibi acil doktorluğu ile hastaneye dönüyordum.

"Peki o zaman, hazırsan çıkalım. Bu arada uzaklaştırmadan dolayı nöbet günümü bugüne çekmişler. Yani seninle olacağız bütün gün, ilk defa nöbet tutacak olmam işime geliyor."

"Bu biraz daha iyi hissettirdi." Evden çıkıp arabaya binerken sessizdik. Çok heyecanlı hissediyordum, stresliydim. Yine de biliyordum ki acil doktorluğu bi' cerrahlık değildi. Pansuman yapmak, serum takmak, ilaç yazmak gibi şeylerle uğraşacaktım. Eh, sık sık travma hastaları acile gelmezdi.

Yani sanırım.

Hastanenin otoparkında arabayı park ettikten sonra birlikte indik. Yumruğumu sıkarken kendi kendime sorun olmadığını tekrarlıyordum, biraz olsun iyi hissettiriyordu.

Felix kolumu tutarak dikkatimi onda topladı. Tebessüm ederek –bu iyiyim demekti– hastaneden içeri birlikte girdik.

"Ah, tekrar hoş geldiniz doktor han!" Baş hemşireye selam vererek gülümsedim. Bu kadını severdim, iyi birisiydi.

Üzerimizi değiştirmek için odaya girdiğimizde bomboş olan dolabımı bularak içine getirdiğim birkaç parça eşyayı doldurmaya başladım.

Hâlâ dolabımın boş olmasını beklemiyordum açıkçası, hastaneye girdiğimde bir sürü yeni doktor ve hemşire görmüştüm.

Üzerime önlüğümü de giyerek Felix'e baktım. Dolabındaki steteskoplardan birisini bana uzattığında alarak boynuma astım, her şeyimle hazırdım.

Koridorları geçerek acil kısmına girdik. Şu anlık etraf sakin duruyordu, bu yüzden memnundum.

"Hoş geldiniz doktor Han." Beni tanıyan eski doktorlara selam verirken yenilenmiş hissediyordum.

Stresim tabii ki vardı ama yapabilirdim değil mi? Buna inanmalıydım.

Felix omzumu sıkarak beni desteklediğini belirtti. "Gözüm üzerinde olacak, sakince bugünü atlatalım Hanji. Panik yapmadan işine odaklan, buralarda olacağım." Kafamla onayladımı gördükten sonra koşarak hastalardan birisi ile ilgilenmek için etrafta koşturmaya başladı.

Gülerek kafamı iki yana salladım çünkü tekrar stajyer doktor olmuş gibiydik.

"Merhaba sikayetiniz nedir?" Sedyede uzanan genç hastaya doğrudan sordum.

"Burada geçmeyen bir ağrı var..." İşaret ettiği yere bakarken tahmin ettiğim bir şey tabii ki vardı.

"Böyle bastırınca ağrıyor mu?" Baskı uyguladığımda adamın ağzından bir inleme kaçtı. "Tamam, en iyisi genel cerrahlardan birisine götürün çünkü apandisit gibi duruyor." Hemşire hızlıca ilgilenirken başka hastaya bakmaya geçtim.

one house two broken hearts, jilix.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin