ig: spearcbns önceki bölüm yorumlar da azdi, oy az olsa da yorumlar cok diye bolum atiyorum. yorum da yoksa valla bolum falan yazmam yeni ficime devam ederim gorursunuz🧍🏻♀️
sınır 50 oy ve 100 yorum 👍🏻
Üzerimdeki ceketi çıkarıp askıya astıktan sonra saçlarımı karıştırıp kendimi oturma odasına attım.
Koltuğa yayılırken günün yorgunluğu fazlasıyla üzerimdeydi. Bir şeyler yiyip yatmayı düşünüyordum saat erken olsa bile.
Felix ile iyiye gidiyorduk ama bir haftadır ancak uyurken yan yana gelebiliyorduk. O kadar yoğundu ki hastane hiçbir şeye yetişemiyorduk. Girdiğimiz ameliyatlar boyumuzu aşmıştı çoktan, bazen evde uzanırken aniden hastaneye bile çağırılıyorduk.
Bu yüzden fazlasıyla yorgunduk.
Yine de bugün ilk ben eve gelebildiğim için uyumadan önce bir şeyler hazırlamak istiyordum. Ben pek yemezdim ama Felix muhtemelen yerdi.
On dakika koltukta oturduktan sonra kalkıp mutfağa ilerledim.
Tabletten sakin bir şarkı açarken dolapta olan sebzelere kısa bir bakış atıp ne pişireceğime karar verdim.
Havalar soğumaya başlarken sıcak çorba iyi giderdi. Bu yüzden sebzeleri doğrarken harika bir çorba yapacağıma inancım tamdı.
Çorbanın pişmesini beklerken yanına da birkaç parça bir şey hazırladım. Gözümü ovalarken artık cidden uyumak istiyordum, az önce aç olan midem bile şimdi uyku diye bağırıyordu.
Ocağı kapattıktan sonra kendimi koltuğa attım. Yorgunluk ve hafif sıcak olan evimiz yüzünden git gide mayışıyordum, çok yorulmuştum ama Felix gelmeden uyumaya gitmek de istemiyordum. O benden daha çok yorulmuş olmalıydı.
Sadece biraz gözlerimi dinlendirmek için uzandığım koltukta uykuya dalarken yarım yamalak anahtar sesini duymuştum.
Birkaç dakika mutfaktan tıkırtılar gelmeye devam etti, en sonunda Felix yanıma gelmiş olmalıydı ki sesler kesilmişti.
Saçlarımdaki hafif dokunuşlarını hissediyordum.
"Güzelim kalk hadi yemek yiyelim, ondan sonra uyursun."
"Aç değilim." diyerek koltukta dönmeye çalışırken kollarını belime sarıp beni engelledi.
"Asla aç aç uyumana izin vermem. En son öğlen arasında yemek yediğini biliyorum." Belimden tutarak beni doğrulttuğunda zorla gözlerimi aralayarak yüzüne baktım.
"Bana öyle alık alık bakma, ısırırım burnunu."
"Otuz yaşındaki adama da böyle muamele yapmazsın be Yongbok– yani Felix." Tebessüm ederek başladığım cümlenin sonu kötü biterken moralim bozuldu ve göz ucuyla Felix'in tepkisine baktım.
"İstersen Yongbok diyebilirsin, pek sevmesemde diğerleri için geçerli bu."
"Arada ağzımdan kaçıyor, yoksa ben de Felix'e alışkınım..." Birlikte mutfağa geçtiğimizde rahat bir nefes aldım. Aylar öncesinde Yongbok dememden hoşlanmadığı için kızıyordu, şimdi ise durum buydu.
Mutluydum.
"En iyisi senin yaptığın ev yemekleri."
"Seninkiler de güzel oluyor ama hep benden geç geliyorsun."
"Bir şekilde hep benim ameliyatlarım geç saatlere kalıyor." Çorbaya tekrar tekrar kaşıklarımızı batırırken sessiz evde sadece bizim sesimiz vardı.
Gece yarısına bir saat kalmıştı ve biz daha yeni akşam yemeği yiyecek vakit bulmuştuk.
"Ellerine sağlık, bulaşıkları ben hallederim gidip dinlen sen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one house two broken hearts, jilix.
Fanfiction"Biz neden bu haldeyiz Felix, nerede hata yapıyoruz?" Jilix #1 30062023