eight, i had these a year ago.

824 166 331
                                    

ig: spearcbns

bu bolum yorum gormem lazim cunku beklediginiz seyler ortaya cikiyor ve bolum diğerlerinden uzun O YUZDEN OY VE YORUM NOLUR YAZMAM BOLUM FALAN

iyi okumalar 🫶🏻

Uyuduğum yatak o kadar bunaltıcı derecede sıcaktı ki çıplak göğüsten kendimi ittirerek biraz olsun soğuk havayı hissetmeye çalıştım.

Sıcak beden yüzünden gözlerim aralanırken birkaç saniye durumu sorguladım. Gözleri hâlâ kapalıydı ve bunu fırsat bilerek sıcaklamamı umursamadan tekrar göğsüne sığındım.

Sadece öylece dururken onun da uyanmaya başladığını biliyordum ancak uyandığı gibi benden ayrılmak yerine tişörtümden içeri kayan elini hissetmek beklediğim bir şey değildi.

"İyi misin?"

"Başım ağrıyor." diye söylendiğimde hafifçe gerinerek doğruldu. Esneyerek ben de kalkmaya yeltendim.

"Ağrı kesici getireceğim bekle burada." Gelmesini beklerken kafamı yastığa tekrar koydum. İç çektim, dün yaşananlar gerçek gibi değildi. Felix'e yalvarırken de kendime olduğumu düşünmüyordum.

Yine de düşündükçe tekrar ağlamak istiyordum.

"Neden durmadan iç çekiyorsun?" Uzattığı ağrı kesiciyi yutarken omuz silktim.

"Ne zaman hastaneye döneceksin?"

"Bilmiyorum." Kafamı sallarken çıplak bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Erken uyanmak bizim için alışkanlık olmuştu.

"Bugün psikolog randevun var, seni götürürüm."

"Bugün mü? Unutmuştum, teşekkürler."

Dün olanalar yüzünden ikimiz de sakindik. Aramız biraz olsun yumuşamış gibiydi. Felix'in bana olan bakışları uzun zaman sonra ilk defa yabancı gibi hissettirmiyordu. Gözleri bana bakarken içimi ısıtmasa da en azından buz tutmama sebep olmuyordu şu an. Buna bile sevinebilirdim.

"Kahvaltı yapalım, zaten randevun erken saatte." Onu onaylayarak yataktan kalktım. Benden önce mutfağa inerken ben de bi' elimi yüzümü yıkayıp aşağı kata indim.

"Sence... köpek alabilir miyiz?" Tabakları masaya bırakırken gözleri beni buldu.

"Bu da nereden çıktı?" 

"Ben, biraz yalnız hissediyorum. Yani aslında evde sıkılıyorum, istemiyorsan sorun değil." Kendimi doğru şekilde ifade etmeye çalışıyordum, kavga etmemek için elimden geleni yapıyordum.

"Hastaneye döneceksen sorumluluğunu almak zor olacak ama dönmem diyorsan sorun değil bir tane sahiplenebiliriz."

"Dönmek istiyorum ama köpekte istiyorum. Zaten bir buçuk yıldır dönmek istiyorum ama en ufak gelişme bile yok, hasteneye girerken neredeyse kriz geçirecek gibi oluyorum. Sanırım asla işime dönemeyeceğim, belki başka bir işe girerim?"

"Ne işi?" Kahvaltı yapmaya başlarken uzun zaman sonra sessiz olmayan ilk kahvaltımızı yapıyorduk.

"Bilmiyorum, garsonluk falan."

"O maharetli ellerini böyle heba etmene izin vereceğimi mi düşünüyorsun? Asla izin vermem."

"Sadece sen çalışıyorsun." diye söylendiğimde gülümsüyordu neredeyse.

"Yani? Yeterince kazanıyorum. Cerrahlar iyi para kazanıyor biliyorsun, iki maaş bize on beden büyük geliyordu. Bunu sorun ederek işe girmek istiyorsan saçmalıyorsun."

"Bilmiyorum, çok sıkıldım."

"Sadece kendimi toparlamaya bak, çalışmanı istemiyorum." Dudaklarım kıvrılırken alaycı kişiliğim ortaya çıkıyordu.

one house two broken hearts, jilix.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin