24.

381 30 88
                                    

Bölüme geçelim.

...

Sonunda Jisung çıkıyordu, onu görmek için sabırsızlanıyordum. Ameliyathanenin kapısı açılınca Felix, Jeongin ve Seungmin oraya yöneldi. Ben de onların arkadaşından gittim. Solgun görünüyordu, onu asla görmek istemeyeceğim şekilde.

Gözleri tamamen kapalıydı. Elini tuttum sıkıca, diğer elimi de saçına götürdüm ve okşadım. Hızla odaya alınınca bırakmak zorunda kaldım. Saçını sevdiğim elimi kokladım, çok güzel kokuyordu. Bir an önce uyanmalıydı.

~

Artık Jisung'u görmeye girebiliyorduk, önce Felix girmişti, ardından Seungmin ve Chan, ondan sonra da Changbin ve Jeongin. Hepsi bittikten sonra sıra bana gelmişti, ne diyecektim? Korkuyordum. Ne dese haklıydı. Tek düşündüğüm onu sağlıklı ve gülümserken görmekti. Ne kadar korksam da kapı kolunu çevirdiğim an hepsi uçup gitti. Jisung'un açılan gözleri korkumu bir anda yok etmişti. Tatlı yanakları korkumun yerine bir gülümseme bırakmıştı. Arkamdan kapıyı kapatıp ilerledim onun yanına. Uzun bir süre sadece birbirimize baktık. Ve sonra o gülümsedi, dünya daha güzel bir yer oldu o an. Ben de gülümsedim ona, ama onun gülümsemesinin yerini alamazdı.

"Beni sen mi getirdin?"

"Evet, ben getirdim."

"Teşekkür ederim, ama o saatte orada ne yapıyordun?"

"Ben... Seni takip ediyordum."

"Ne!"

"Kızma, sadece üzgün görünüyordun ve, kendine bir şey yaparsın diye takip ediyordum. Kötü bir niyetim yoktu."

Bir süre şaşkınlığını atlatamadı, sonrasında ise tekrardan gülümsedi.

"Merak etme, ne olursa olsun kendime zarar vermem. Hem sen beni kaybettin."

"Peki ya seni geri kazanmak istiyorsam?"

Ağzımdan dökülen cümleler onu daha da şaşkına çevirmişti, kalp monitörü ses çıkarmaya başlayınca anladım ki, kalp atışları çok hızlanmıştı.

"Hey, hey! Sakin ol!"

Ben gülmeye başlayınca o da güldü.

"Ne-ne demeye çalışıyorsun?"

"Jisung, ilk olarak özür dilerim, ben öyle dememeliydim. Aslında biliyor musun, senin için gay olmaya hazırım."

Tanrım neler diyordum ben böyle, birden dersem çocuğun kalbine iner!

"Ciddi misin? Yoksa bu da bir oyun falan mı?"

"Tanrım, çok özür dilerim, ama cidden, seni çok seviyorum."

Şaşkınlığı yavaş yavaş gülümsemeye dönüşürken ben ise cevabı bekliyordum. Sanırım o da bana itiraf ettiğinde böyle hissetmişti, değil mi?

"Min, sana aşık olduğumu söylemiş miydim?"

"Söylemiştin Jis, söylemiştin."

~

"Tanrım inanamıyorum, aylardır sana itiraf ettirmeye çalışıyordum, bana aşık olmasan etmeyecek miydin?"

"Ne yapayım Jisung, anlattım ya işte. Gözümü boyamışlardı sadece!"

"Ah, ben ve cazibem işte, görüyor musun!"

"Görüyorum bebeğim, görüyorum."

"Ay bu bebeğim falan bana çok yabancı geliyor ya, tabii ki seninle olmayı çok hayal ettim ama ne bileyim, sen bebeğim deyince garip geliyor."

"Alışmadığındandır sevgilim, merak etme, alışırsın ona da."

"Sen baya şapşik bir şey oldun he!"

"Senin etkin bunlar."

"Çüş, resmen aşık!"

"Tabii, sana aşık."

"Yeter Minho, kalp krizi mi geçireyim istiyorsun!"

"Belki?"

"Herkes öldürür sevdiğini..."

"Ne?"

"Tanrım hiç internette dolaşmıyor musun sen?"

"Genelde ki-"

"Kitap okursun, tamam, tamam. Biliyorum."

"Biraz daha susmazsan öpeceğim."

"Öpsene."

Onu kendime çevirdim ve güzel bir öpücük bıraktım dudaklarına.

"Kısa oldu, biraz daha konuşayım mı?"

"Gerek yok."

Ve yapıştım dudaklarına, uzun uzun öptüm. Tadını çıkartarak. Gerçek aşkı hissederek.

...

Nasil 1 bolumde hem Minsung'u baristirdim hem de opusturdum ama 🤭

Sizce Hyunlix barışacak mı?

Bir sonraki bölümde görüşürüz,

Baiii🚣



Aşkımı özgür bırakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin