38.

380 28 164
                                    

Şimdiden üzgünüm,

İyi okumalar.

...

Uyandığımda evimde, kendi yatağımdaydım. Her yerim ağlıyordu kendimi sıkmaktan. Jisung beni görünce hemen yanıma geldi.

"İyi misin aşkım? Çok korkuttun bizi."

"Hyun, nerede?"

Boğazım ağrıyordu, bu yüzden kısa cümleler kurmayı tercih etmiştim.

"Seni bıraktı ve gitti."

"Nereye?"

"İş yerine sanırım. Minho burada ama."

"Sevgilim gidiyor ama kuzenim kalıyor. Bu ne kadar mantıklı Jisung?"

"Kafana takma bebeğim, biraz daha dinlen lütfen."

"Pekâlâ."

~

Tatilin 10. Gününe gelmiştik. Sadece 4 günümüz kalmıştı okulun başlamasına. O günden sonra Hyunjin'le hiç konuşmamıştık, beni aramamıştı bile. Artık bunu konuşmanın vakti gelmişti. Jisung yanımdaydı, ona da söylemem gerekiyordu.

"Jis."

"Hm?"

Kafasını merakla bana çevirmişti.

"Onunla konuşacağım. Böyle devam ederse ikimiz de yıpranacağız. Onu bilmem ama ben çok yoruldum Jis. Artık değer gördüğümü hissetmiyorum. Ben onun sevgisini hissetmiyorum."

Yüzüme bir süre öylece baktı, sonra da hafifçe gülümsedi.

"Ne yaparsan yap, yanında olacağım. Hep seni kollayacağım Lix."

"İyi ki varsın Jis'im."

Kollarımı kocaman açıp bana sarılmasını bekledim. O da bana kollarını dolayınca sımsıkı sarıldım.

Bugün bu iş bitecekti, ya iyi sonla, ya da kötü sonla.

~

"Çıkıyorum!"

"Ses kaydını aç, hepsini dinlemek istiyorum."

"Tamam!"

Evden hızla çıktım. Öncesinde Hyunjin'e kısa bir mesaj atıp acil buluşmamız gerektiğini yazmıştım. Sadece tamam yazıp buluşacağımız yerin konumunu atmıştı o kadar. Şimdi de hızla oraya koşuyordum.

Buluşacağımız yere gelip en ücra köşeyi seçtim. Sakin bir yerdi burası, güzel görünüyordu. Arka taraflardan Hyunjin çıkınca neye uğradığımı şaşırmıştım. Üstünde bir önlük vardı ve önlükte adı yazıyordu. Beni ayağına mı çağırmıştı?

Aynen öyle yapmıştı.

Kendimi bir defa daha köle gibi hissediyordum.

Biraz daha yaklaşınca ayağa kalktım, öpmeye yeltenmedim bile. Öylece durdum.

"Öpmeyecek misin?"

Aşkımı özgür bırakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin