Her şeyin sonu.

620 37 179
                                    

Ben çok alıştım ama bu fice, nasıl bırakacağım şimdi? Her neyse, bu konuşmaları sona saklıyorum.

Şimdilik bölüme geçelimm, iyi okumalar!

...

Felix melek olalı henüz 2 saat olmuştu. O anlardan sonra ilk kendine gelen Minho olmuş, polisi ve ambulansı aramıştı.

Sağlık görevlileri banyoya gelip Hyunjin ve Felix'i ayırmaya çalışmışlardı, fakat Hyunjin Felix'i kendine daha çok bastırarak onu asla bırakmamıştı.

En sonunda Hyunjin kucağında cansız yatan sevgilisi ile evden çıkmıştı.

Bunun ağırlığını bilir misiniz? Sevdiğinizin kollarınızda ölmesi, onun bedenini kendi ellerinizle taşımanız. Düşününce bile acı verici oluyor, değil mi?

Hyunjin ise sadece birkaç saat önce kırdığı kalbin atması için yalvarmıştı, ama faydası yoktu.

Kalp çoktan kırılmış ve parçalara ayrılmıştı.

Ambulansta da yanından ayrılmamıştı, kucağından bırakmak zorunda olsa bile ellerini sımsıkı tutuyordu.

Kopmak istemiyordu ondan, gitmek istemiyordu. Bitmesini istemiyordu.

Oysaki her şey çoktan bitmişti.

Hâlâ yalvarıyordu, umudu bile kalmamıştı artık, yine de boş boş yalvarıyordu. Belki de onu affetmesi içindi bu yalvarışlar, içindeki koca ağrıyı biraz daha hafifletebilmesi içindi?

Ambulanstan da kendisi indirdi onu, başkasının ona dokunmasını bile istemiyordu. Artık onun da üstü başı kandı.

Sevdiğinin kanı.

Yanına gelen hemşireler sorular sordu, Hyunjin onları dinleyemiyordu bile. Beyninde sürekli bir uğultu dönüyordu. Anladığı kadarı ile hareket etti, ameliyathanenin önüne geldi ve bekledi. Ameliyathanenin kapısı açılınca içeri girdi. Hemşireler onu durdurmaya çalıştı fakat Hyunjin çoktan girmişti içeri. İleride gördüğü sedyeye yatırdı büyük bir özenle,

canını yakmamaya çalışarak.

Felix'in kolları iki yana düştü, Hyunjin düzeltti. Sonra da saçlarına götürdü kan bulaşmış ellerini, okşadı bir süre.

O kadar kana rağmen, saçları hâlâ ilk günkü gibi, pamuktan farksızdı, mis gibi kokuyordu.

Sedyedeki çocuğun yüzüne bakarak burukça gülümsedi, sonra yüzüne yaklaştı, yaklaştı ve ufak bir öpücük kondurdu.

Son öpücüğünü kondurdu.

Sessizce, kimsenin duymasını istemiyormuş gibi Felix'in kulağına yaklaştı ve fısıldadı.

"Seni seviyorum, seni çok seviyorum. Her şeyden çok seviyorum sevgilim."

Geri çekildi, duyup duymadığı umrunda bile değildi. Söylemişti sadece.

Sonra çıktı ameliyathaneden, yakında bulunan sandalyelerden birine oturdu. Göğsü sıkışıyordu, bacakları titriyordu.

Aşkımı özgür bırakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin