Sevmek ne ağır bir yük kavuşamayan insanlar için. Sevilmemek ne ağır bir yük vazgeçemeyen bir ruh için. Gözünün değdiğine gönlünün değmemesi. Sarıldığına sarılamamak aslında. Hayal etmek her bedende aynı teni. Ruhun hep onun yanında. Kalbini bırakıp bir durakta uzaklaşmaya çalışmak seni korkutan her histen, her durduğunda aynı durakta.
YAVUZ'DAN
Elimdeki kalemin çok sıktığım için kırılmasıyla avucuma battı. Kanadığını hissedince farkedilmesin diye avucumu sıkıp orta parmağımı bastırdım kanayan yere. Berk ve Neslihan bize doğru yaklaşıyordu
"Neyse ben ders başlamadan fotokopi çektireyim"
"Tamam abi"
Selim'in yanından ayrılıp odama doğru ilerledim. Yukarı doğru hızla çıktım merdivenleri. Odama geçip kapıyı kapattım. Elimdeki kırık kalem avucumu açmamla düştü yere.
Masamın yanına gidip çekmeceyi açtım. İçinden birkaç peçete çıkarıp kanayan avucumda tuttum. Kapının açılmasıyla o yöne çevirdim başımı. İçeri giren Neslihan'a baktım.
"Ay özür dilerim deyip" girdikten sonra kapıya tıklattı. "Ben" elimi farketmesiyle hızlı adımlarla yanıma gelip elimden tuttu. "Ne oldu eline?"
"Önemli bir şey değil"
"Kanıyor ama"
Hala elimi tutuyordu. Gözlerime baktı. Bende gözlerine bakıyordum. Yutkundum. "İyiyim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ÇİZGİSİ
Teen FictionKader ayırırdı bizi bazen, bazı insanlardan. Yaşanacak başka bir hikayemiz olduğundan. "Reddedildin" "Nasıl yani beni daha dinlemediniz bile" "Gerek yok" "Ne demek gerek yok?" Yavuz masanına doğru ilerleyip sandalyesine oturur. Eliyle kapıyı göste...