Kader ayırırdı bizi bazen, bazı insanlardan. Yaşanacak başka bir hikayemiz olduğundan.
"Reddedildin"
"Nasıl yani beni daha dinlemediniz bile"
"Gerek yok"
"Ne demek gerek yok?"
Yavuz masanına doğru ilerleyip sandalyesine oturur. Eliyle kapıyı göste...
Hiçbir kelimenin sana yetmeyeceğini anladım. En güzel şiirlerden bile daha güzel olduğunu farkettiğimde
YAVUZ'DAN
"Afedersin" deyip çevirdim başımı. "Ben çıkıyorum onu söyleyecektim"
"Hoşçakal" demesiyle çıktım evden. Arabama binip kendi evime doğru sürdüm. Neslihan'ın az önceki hali geldi gözümün önüne. Aniden frene bastım. Elimi başıma götürdüm. Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar çalıştırdım arabamı.
Eve geldiğimde durdurdum arabamı. İçeri girip yukarı oğlumun odasına çıktım. Kapıyı açtığımda yatağında uyuyan oğluma baktım. Yanına gidip yatağa oturdum. Saçlarını okşayıp, yanağından öptüm. Ayağa kalkıp çıktım odadan. Kapının önünde Fisun ile göz göze geldik
"Hayret evin yolunu bulabilmişsin"
"Fisun lütfen" diyip odama doğru ilerledim. Yatağıma oturup duvarı seyrettim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Neslihan geldi aklıma. Kafamdaki düşünceleri dağıtmak için salladım başımı. Yanımdan geçen iki kız bana bakıp gülümsediler. Bende onlara bakıp çapkınca gülümsedim. Ben buydum çapkın, uslanmaz.
..............................
NESLİHAN'DAN
Kapının çalmasıyla açtım gözlerimi. Hava aydınlanmıştı. Kapıya yöneldim. Üzerimde bir kırıklık vardı. Kapıyı açtığımda Yavuz Hoca'yı gördüm karşımda
"Günaydın"
"Günaydın"
"Solgun görünüyorsun..... Sana demiştim hasta olacaksın diye" elini alnıma götürdü. Gözlerine baktım. Elini çekti "ateşinde var"
"Çokta kötü değilim ya"
İçeri girdi "iyide sayılmazsın" mutfağa yöneldi. "Kahvaltıda yapmadın değil mi diyeceğim ama zaten yeni uyandın sanırım"