Kader ayırırdı bizi bazen, bazı insanlardan. Yaşanacak başka bir hikayemiz olduğundan.
"Reddedildin"
"Nasıl yani beni daha dinlemediniz bile"
"Gerek yok"
"Ne demek gerek yok?"
Yavuz masanına doğru ilerleyip sandalyesine oturur. Eliyle kapıyı göste...
"Özür dilemen gereken bir şey yaptığını mı düşünüyorsun?"
"Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak"
"Öyle mi?.....mutlu olurum"
"Ben..bir daha bu evede gelmeyeceğim ama derslerde görüşeceğiz tabi. Çünkü sen benim öğrencimsin "
"Anladım. O kadar rahatsız olduysanız derslerinizede gelmem"
"Hayır. Benim rahatsız olduğum bir durum yok"
"Hıhım belli"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Neyse..Peki......ben gidiyorum"
"Buyrun"
Dememle. Yavuz Hoca arabasına doğru ilerledi. Kapıyı kapatıp arkasında durdum. Birkaç saniye sonra içeri koltuğa doğru ilerledim.
.......................................
BERK'TEN
Odama giren yengemle kulaklığımı çıkardım.
"Kapıyı çaldım ama ses gelmeyince girmek zorunda kaldım"
"Gel yenge"
"Ben şey diyecektim ya. Madem Neslihan senin sevgilin amcanında öğrencisi. Bu akşam bize yemeğe gelsin. Hem özür olur hemde birbirimizi daha yakından tanımış oluruz"
"Yani..bilmem..ben bir sorayım"
"Olur. Ara şimdi hem bende öğrenmiş olurum. Ona göre hazırlık yaptırayım"