0.5

130 11 0
                                        


Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen, önceki bölümlere de oy vermediyseniz eğer, verirseniz çok sevinirim.

"Bunun gerçekten güzel durduğuna emin misin?" diye sordum bir kez daha aynada kendime bakıp Bella'ya kombinimi göstererek. Ona kalsa az önce denediğim etek veya elbiselerden birini giymeliydim ama Darrel'ın beni nasıl bir yere götüreceğini bilmiyordum ve ilk buluşmamızda aşırı süslenmiş görünmek istemiyordum.

Evet, bugün Darrel'la buluşuyordum.

"Ben tarafımı açıkça belli ettim ama sen çöp poşeti giysen de sana yakışır," dedi Bella. "Yine de kırmızı ruj konusunda ısrarcıyım."

"Bilemiyorum, bu kombine biraz fazla olur gibi geliyor. Hem biraz da davetiye gibi."

Bella sırıttı. "Seni öpmesi için di mi? O ruju kesinlikle sürmelisin kızım."

Gülerek göz devirdim. "Onu ilk buluşmamızda beni öpmesini isteyecek kadar tanımıyorum Bella."

"Seni öpmesini istemek için onu tanımana gerek yok bence, yani şahsen ben bile ilk görüşte bana bir öpücükten fazlasını yapmasını istedim..."

Yüzümü buruşturdum. "Sanırım birazdan beni ilk buluşmamız için almaya gelecek çocuk hakkındaki fantezilerini duymak istemiyorum."

Bella kahkaha attı. "Merak etme, durmam gereken yeri biliyorum. O sınırı asla geçmem."

"Her neyse, bugünlük kırmızı ruju sürmeyeceğim," dedim omuz silkerek. Sonra telefonumun çalışıyla gelen aramanın Darrel'dan olduğunu gördüm. Aramayı cevapladığımda Darrel aşağıda, yurdun girişinde olduğunu söylediğinde hemen ineceğimi söyleyerek telefonu kapattım.

Ve o an tam anlamıyla idrak etmiş oldum. Ben hayatımda ilk kez gerçek bir buluşmaya çıkıyordum.

"Bella," dedim gerginlikle. "Sanırım ben yapamayacağım."

"Ne? Saçmalama Melissa, çocuk aşağıda bekliyor. O çocuğu ekersen kendini hayatın boyunca affetmezsin."

"Evet ama," dedim derin bir nefes alarak. "Ya her şeyi batırırsam? Sen de mi gelsen acaba, hemen hızlıca hazırlanırsın olmaz mı? Tek başıma her şeyi batıracakmışım gibi hissediyorum."

"Saçmalama," dedi bir kez daha Bella. Yanıma gelip ellerini omzuma yerleştirdi ve beni tekrar aynaya döndürdü. "Kendine bir bak, ne kadar güzel olduğunun farkında değil misin sen? Sence herhangi birinin bu surata bir şey söylemesi mümkün mü? Kızım, bir gülümsesen çocuk kalp krizi geçirir zaten, neyi batırmaktan bahsediyorsun sen?"

"Öyle mi diyorsun?" dedim tereddütle.

"Herhalde," dedi Bella. "Şimdi git ve o Zeus'un aklını başından al bakalım. Ayrıca bir daha sakın beni herhangi bir buluşma için üçüncü teker konumuna düşürme, bu çok gurur kırıcıydı."

Güldüm. "Pekâlâ, buna dikkat ederim. Şimdi gidiyorum."

"Hadi git, çocuk seni beklerken bu LA sıcağında eridi."

Çantamı alıp Bella'ya sarıldıktan sonra aşağı, yurdun kapısına gittiğimde Darrel'ı elinde tuttuğu kaskla motoruna yaslanmış bir şekilde görmeyi beklemiyordum. İyi ki şort giymişim. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak yanına gittiğimde Darrel da beni fark edip gülümseyerek doğruldu ve elindeki kaskı motoruna bıraktı.

"Selam," dedi gülümseyerek.

"Selam," dedim ben de aynı şekilde. "Arabayla gideceğimizi zannediyordum."

SON YAZ | Kısa HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin