0.3

142 10 2
                                        


Eczaneden Cole'un almamı söylediği ilaçları aldıktan sonra eve geri geldim, Cole taksi ve ilaç parasını vermeyi teklif ettiğinde memnuniyetle kabul etmiştim çünkü bir, buradaki ilaç fiyatları hakkında hiçbir fikrim yoktu; iki, ilaçlar ucuz bile olsa burada her şeyi dolarla ödediğimden istemsizce kafamda TL fiyatını hesaplıyordum ve içtiğim suyun bile fiyatı ateş pahası oluyordu.

Mutfaktan bir bardak suyla ateş düşürücü ve soğuk algınlığı ilaçlarını alıp Cole'un yanına gittim. Ronan salonda değildi, eve geldiğimde yapmam gereken bir şey var mı diye sorduğunda ona hayır demiştim ve o da içeride çizgi filmini izlemeye gitmişti. Cole ise koltukta üzerinden atmamakta kararlı olduğu battaniyesine sarılı bir şekilde uzanıyordu. Yanındaki boşluğa oturduğumda battaniyeyi üzerinden çekmeye çalıştım, çekmemi engelledi.

Elimin tersini alnına değdirdiğimde teninin çok sıcak olduğunu fark ettim. "Şu battaniyeyi üstünden çekmen gerekiyor, çok sıcaksın."

Cole kızarmış burnunu çekerek hafifçe öksürdü. "Kaslarımı görme çabanı takdir ettim Sarışın ama bunu direkt söylesen de battaniyeyi çekerdim." Bir şey fark etmiş gibi durdu. "Bekle bir dakika, sen az önce bana çok seksisin mi dedin?"

Göz devirdim. "Bu hâlde olmana rağmen hâlâ kelime oyunları yapabiliyor olman inanılmaz," dedim elimdeki ilaçları ona uzatarak. "Önce ateş düşürücüyü iç."

Cole yattığı yerden bana bakarak, "Bardağı tutmak için çok zayıfım," dedi güçsüz bir sesle, bir dizi sahnesindeki replikten alıntı yaparak. Ona bilmişçe sırıttım. "O sahneyi biliyorum o yüzden şu an bu bana işlemez," dediğimde yapay bir üzüntüyle dudak büktü. Ateş düşürücüyü elimden alıp içtikten sonra ilaçları ve bardağı ortadaki sehpaya bıraktım.

Cole hâlâ battaniyeye sıkı sıkıya sarınıyordu. "Pekâlâ," dedim battaniyeyi tekrar üzerinden almaya çalışarak. "İlacı içtin ama yine de ateşinin çabuk düşmesi için şunu üstünden çekmen gerekiyor. Ayrıca dışarıda hava seksen santigrat derece, hâlâ şu battaniyeye nasıl sarınabiliyorsun anlamıyorum."

"Sarışın, şu an burası bana hiç seksen santigrat derece gibi gelmiyor, bu odanın içi buz gibi. Ayrıca sürekli senden gelen şu soğuk hava da hiç yardımcı olmuyor açıkçası, bana daha ılımlı davranabilirsin."

Söylediklerinde haklılık payı olabilirdi, bu yüzden gözlerimi kaçırdım. "Sen de daha az sapık davranmayı deneyebilirsin."

"Bunu aklımda tutarım," dedi Cole. "Tamam, battaniyeyi kaldırabilirsin. Ben yapamayacağım sen yap lütfen."

"Nasıl bu kadar dramatik olabiliyorsun anlamıyorum," dedim ve bu işi daha fazla uzatmamak için battaniyeyi bir anda üzerinden çektim. Ama sanırım bunu akıl sağlığım için bu kadar ani yapmamalıydım. Çünkü battaniyeyi kaldırdığımda ortaya çıkan görüntü kalbimin normalden çok daha hızlı atmasına neden olmuştu. Cole'un sıralı dizilmiş sıkı karın kasları gözüme çarptığında istemsizce saymaya çalışmıştım. Sanırım altılıydı.

Sadece karın değil, göğsü de sıkıydı ve teni pürüzsüzdü. İlk geldiğimde karşımda iç çamaşırıylaydı ama şu an en azından altına bir şort giymişti... Ve vücudu kesinlikle çok güzeldi ama bu kadar etkilenmem normal miydi emin olamıyordum.

Cole vücudunda uzun süre takılı kalan bakışlarımı fark etmişti. "Dokunmak istersen—"

"İstemiyorum," diye sert bir sesle kestim sözünü. Ardından boğazımı temizleyip önceden sehpaya hazırladığım içinde soğuk su ve bez olan kaseyi aldım. "Son bir şey yapacağız, sonra dinlenmen gerekiyor," dedim ıslak bezi sıkıp Cole'a uzatarak. "Bunu alnında ve vücudunda biraz gezdir."

SON YAZ | Kısa HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin