Cole'un dudaklarımın üzerinde dans eden dudakları üzerinde durduğum zemin ayaklarımın altından kayıyormuş gibi hissettiriyordu. Daha önce hiç kimse bana böyle bir şey hissettirmemişti, böyle bir hissin varlığından habersizdim. Bir gün bana bir erkek yüzünden bu şekilde hissedeceğimi söyleseler buna kahkahalarla gülerdim muhtemelen ama şu anda olan tam olarak buydu.Bir erkek beni öpüyordu. Cole beni öpüyordu.
Geç de olsa gerçeklik algısını kazanabildiğimde Cole'u ittirmek için gereken gücü ellerimde bulamadım, vücudumdaki her bir hücre uyuşmuş gibiydi. Hareket edemiyordum. Cole beni öpmeye devam ederken orada sadece duruyor ve yumuşak dudaklarının benimkilerin üzerindeki baş döndürücü hareketlerine izin veriyordum. Midemdeki kelebekler... çılgına dönmüşlerdi.
Yine de onu ittirdim. Zihnimin içinde bunun yanlış olduğunu haykıran ses bedenimin kontrolünü tekrar ele geçirmemi sağladı ve Cole'u sertçe göğsünden ittirip ona tokat attım. "Sakın," dedim işaret parmağımı ona doğrultarak. "Sakın bir daha benim karşıma çıkma."
Cole yanından geçip ilerlerken durmam için arkamdan seslendi fakat beni durdurmak için herhangi bir şey yapmadı, çünkü bu sefer gerçekten ileri gitmişti ve bunun farkındaydı. Farkında olsa iyi olurdu. Bir daha karşıma hiç çıkmasa, kafamı karıştırıp yerli yersiz aklımı kurcalamayı bıraksa iyi olurdu. Aksi halde kendimi bu işin içinden nasıl çıkarırdım hiçbir fikrim yoktu.
Adımlarımı geldiğim yere, Darrel'ın yanına doğrulttuğumda hâlâ az önce yaşananların gerçekliğini sorguluyordum. Az önce Cole beni o duvara yaslayıp öpmüş müydü yoksa bütün bunlar zihnimin bana oynadığı kötü bir oyun muydu? Peki neden böyle bir şey yapmıştı?
Darrel'ın yanına vardığımda Alex'le konuşuyorladı, varlığımı fark ettiklerinde Alex bana başıyla selam verip tezgâhın arkasındaki işinin başında döndü. Oturmayıp karşısında dikildiğimde Darrel endişeli gözlerle beni süzdü. "Sen iyi misin?"
Suratımda nasıl bir ifade vardı bilmiyordum fakat Darrel'ın benim için endişelenen gözlerine bakarken kendimden nefret etmiştim. "Kendimi çok iyi hissetmiyorum," dedim zar zor konuşabildiğimde. "Bu geceyi burada bitirsek olur mu?"
Ona ne olduğunu sormaması için yalvaran gözlerle baktığımda Darrel bir süre daha yüzümü inceleyip yavaşça başını salladı. "Nasıl istersen."
Darrel BMW'yi isteğim üzerine yurdun karşısında durdurduğunda ona iyi geceler dileyerek arabadan inmeden önce bir açıklama borçlu olduğumu biliyordum. O, basit bir açıklamadan çok daha fazlasını hak ediyordu. Ondan ilk önce geçen hafta sonu Cole'la buluştuğum için özür dilemeli, daha sonra ona bu konu hakkında yalan söylediğim için beni affetmesini istemeli ama en önemlisi de bugün -her ne kadar bunu kabul etmek istemesem de- Cole'un beni öpmesine izin verdiğim için beni hiç affetmemesi gerektiğini söylemeliydim. Ben Darrel'ı hak etmiyordum.
"Melissa..." dedi Darrel gözlerimin içine bakarak. "Neyin var? Lavaboya gidene kadar her şey yolundaydı ama geldiğinden beri benimle konuşmamak için her türlü yolu deniyorsun." Gözlerimi kaçırdım. "Gözlerime bakmıyorsun bile. Orada ne oldu?"
Cesaretimi toplayarak güç bela bakışlarımı Darrel'ın gözlerine sabitledim. "Darrel ben... çok üzgünüm."
"Niçin?" diye sordu Darrel kaşlarını çatarak. Cevap vermediğimde elini yüzüme götürüp başparmağını yanağımda gezdirdi. "Melissa, niçin üzgünsün?" derkenki kadifemsi ses tonu yüzünden neredeyse ağlayacaktım.
Şehrin ışıklarıyla parlayan masmavi gözlerine bakarken başımı yavaşça iki yana salladım. "Çok üzgünüm, ben gerçekten böyle olsun istememiştim. Kendimi berbat hissediyorum, gerçekten..."
![](https://img.wattpad.com/cover/345946406-288-k527730.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON YAZ | Kısa Hikaye
NouvellesMelisa, üniversite üçüncü sınıfının yazında üç aylığına çalışmak ve gezmek için Amerika'ya gider. Mezun olmadan önceki rahat geçirebileceği son yazı olduğunu düşünenen Melisa'nın tek amacı biraz eğlenmek ve kendi başına bir şeyler yapabileceğini gör...