9

136 13 8
                                    


26072023

---

"Başım ağrıyor."

Felix ne zaman yanına geldiğini farketmediği arkadaşının cümlesiyle irkilirken yüzüne doğru esen rüzgardan kaçınmak için tüm bedeniyle birlikte dönmüştü dostuna.

Gencin gözleri, prova sırasında dünya ile iletişimini kesen Hyunjin'deyken sormuştu parmaklarını dostunun saç tutamlarına daldırırken. Endişesini gizlemediği gözleriyle bakardı hep Jisung'a.

"Ne zamandan beri bu kadar huysuz oldun?"

Jisung endişeli gözlerine kıyasla kendisiyle dalga geçen bedenin saçlarındaki bileğine vurmuştu Felix huysuz hareketine karşın yalnızca gülümseme sunarken. Herzaman sıkı çalışırdı dostu. Şüphesiz Felix'in içinde olduğu tüm işler başyapıttan farksız olurdu sanat okullarında.

"Sanatınıza bu denli aşık olmanızı kıskanıyorum."

Hızla esen rüzgara ve uçuşan saçlarına inat kıpırdamamıştı durduğu yerden. Müzik susmuştu sonra. Hyunjin'in asil sanatıda son bulmuş, karışmıştı geceye.

"İyi olacaksın."

Hafifçe sallayabilmişti kafasını yalnızca. Hyunjin'in dünyalar kadar güzel olan keskin gözleri gülümsüyordu şimdi. Hafiften uzamış tel tel saçları, rüzgarın davetiyle dans etmeye devam ederken sormuştu adımları eşliğinde.

"Geliştirmem gereken bir yer var mı?"

Gülmüştü Jisung tanıdık soruyla. Oyunu artık neredeyse unutmuştu Minho'nun gözleri dışında. Replikler ya da konu neredeyse sıfırlanmıştı zihninde. Dans kulübü baştan yaratmıştı her şeyi emindi buna.

"Neredeyse aşık olacağım kadar mükemmel."

Dalgınca çıkmıştı cümleler dudaklarından. Hyunjin'in güzelliği sarhoş etmişti sanki ruhunu.
Zihninin, düşüncelerinin, kalbinin yansıması olmalıydı her bir zerresi. Felix'in uyarıcı öksürüğüne inat devam etmişti.

"Baş ağrıtmıyor, düşünmeyi engelliyor. İzleyicinin zihni yalnızca sanatınızla dolu."

Samimi bir gülümseme almıştı yalnızca. Gözlerine bakan güzel gözlerde merak zerreleri görse dahi sessizliğini korumuştu Hyunjin. Felix gülerek gömleğini uzatmıştı sonbaharın esintili gecesinde incecik tişörtüyle duran bedene. Gözleri dostundayken aralamıştı sonra dudaklarını.

"Tiyatroculara haksızlık etmeyelim. Oyunun ilk provasından sonra tüm kulüp sadece rüzgarın ortasında karakterleriyle bütünleşmiş sizi konuşuyordu."

İlk prova, tüm okul tarafından beğenilmesine rağmen Jisung'un tüm varlığının tepe takla olmasına neden olmuştu. Bütünleştiği karakterin hissettiği acısı ruhuna fazla gelmiş ve oyunu bir daha oynayamamasına neden olmuştu. Hayran kaldıkları o bütünleşme hiç olmadığı kadar ağır olmuştu Jisung için.

"O prova yalnızca içimdeki dünyada dönen savaşın ve Minho'nun duyduğu acının yansımasıydı. Oyun değil gerçekti."

Neden Hyunjin varken bu denli derine iniyordu bilmiyordu. Zaten sarhoş gibiydi içindeki deli cesareti karşısındaki dünya güzelinin yüzüne karşı ilanı aşk yapacak kadar büyüktü.

"Yorucuydu. Hala düşünmek bile yoruyor."

"O yüzden şimdi gidip uyuyorsun Jisung."

"Yürümek için çıkmıştım aslında. Prova yaptığınızı görünce uğramak istedim."

Eliyle yurdun yolunu işaret etmişti iç çekerek.

"Gidip benim yerimede uyuyun."

"Jisung..."

o incecik beli şimdi başka biri sarıyor mu? / hyunsung  + minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin