2

326 24 2
                                    


24072023

---

- Tiyatro Kulübü sohbet -

Chan:
@Jisung @minho ikiniz yüzünden sonbahar etkinliğinin en önemli oyununun iptal olmuş olması gerçek olamaz

Jisung:
Hiç şaşırtmadı adımızın yan yana olduğu bi cümlenin olumsuz olması

Minho:
Kusura bakmayın arkadaşlar Jisung beni unuttu sanıyordum unutamamış çok korkunç🫡

Jisung:
Tartışılır

Seungmin:
Dans kulübüne verildiğini duydum oyunun. Kabul edilmiş çoktan

Jeongin:
Sanatsal yoğunluğu fazla olan bir oyundu. Modern dans devreye girerse daha anlamlı olabilir.

Minho:
E biz ne yapıyoruz burada

Jisung:
Eski sevgiliye öfke kusmak için kullanıyorsunuz 🫡

Minho:
Profesyonellik diyoruz biz buna işin içine karanlık geçmişimi sokmasan olmuyor

---

Gülerek telefonunu cebine atmıştı Jisung. Çoktan bir yılı geçmişti ilişkilerinin bitişinin üzerinden. Espriye bile dönüşmüştü aralarındaki tuhaf sohbetler. Her şeyin normal olması gibi, ilişkilerini bitirmeleride normal olmuştu. Kavga, nefret, yalan dolan... hiçbir şey olmamıştı. Sakin bir bitiriş olmuştu.

Burukluklar kalmıştı sadece. Jisung'un içini kemiren şey buydu işte. Tiyatro oyunlarını daha da zorlaştıran şey buydu. Minho'nun girdiği rollerin arkasında gizlenerek kustuğu kırgınlık ve öfkeydi ruhunu sarsıp duran.

Kullandığı kalkan çok güçlüydü. Mükemmel bir oyuncu, mükemmel bir sanatçıydı. Son oyunlarındaki rolün ağırlığını kaldıramamıştı. Bıraktığı için gram pişmanlık hissetmiyordu bu nedenle. O gözleri sadece Jisung görebiliyordu çünkü. Oyunun dans kulübüne geçmesi daha iyi olmuştu belkide.

Lee Minho'nun güzelim gözlerinde, ruhunda kopan fırtınaları görmek yorucuydu. Kulübe daha fazla devam edemeyeceği gibi... Bu konuya dair her şey yorucuydu.

Adımlarının sonunda vardığı yer ise yine Minho'nun yolunun üzerindeydi.

Varlığını hissetmiş gibi fark etmişti Jisung'u söz konusu olan kişi.
Kendisinin bir süredir aktifliğini yitirdiği grupta hala sohbet ediyor olmalıydı ki telefonu parmakları arasındaydı.

Uykusuz olan geri dönmek istesede çoktan farkedilmişti. Minho'nun rahatsız hissetmesi belkide isteyeceği en son şey olurdu fakat son zamanlarda nükseden uykusuzluğunun verdiği baş ağrısıyla başa çıkmasının tek yolu yine yurdun bahçesindeydi.

Derince bir nefes alırken ellerini cebine atıp çimlerde oturan bedenin karşsında durdurmuştu adımlarını.

"Uyuyamadın mı?"

"Uyuyamadık mı?"

Minho gülmüştü histerikçe. Uyuyamamışlardı. Bu Jisung'un normali olacak kadar onun açısından sık sık yaşansada Minho sadece kötü hissettiği zamanlarda uyuyamazdı.

"Canını sıkan şey ne bilmiyorum ama güzellik uykunu bölecekleri kadar zihninde yer edinmelerine izin vermemelisin."

"Yoksa seninki gibi korkunç ölü gözlere sahip olurum herhalde."

"Aynen öyle. Geleceğin parlak yıldızı olmak için uyku şart."

Gülmsemişti Minho. Önceleri Jisung'un sakinliğine anlam veremezken şimdi neden uykusuz olsa bile ters cevaplarına bu nedenli uysal cevaplar verdiğini biliyordu.

Ruhunu sakinleştiren biri vardı çünkü. Uzun zamandır görmediği gözlerindeki huzura neden olan biri vardı.

Bu her şeyden çok uykularını kaçırır olmuş, her şeyden çok yakar olmuştu canını. Öfklenbileceği, nefret edebileceği, kötü kabul edebileceği hiçbir şey yoktu dünyasında.

Hwang Hyunjin.

Öylece karşsında duran bedenle karşılaşma nedenleri buydu. Canı yanmıştı çünkü Jisung için biten her şey Minho için yarım kalmıştı.

Hwang Hyunjin.

Han Jisung'un değer verdiği bir ruh oluvermişti. Uykusuz, huzursuz gecelerinde kaçtığı kişi olmuştu.
Aşık olmuştu Jisung güzeller güzeli Hwang Hyunjin'e.

Minho kabul ediyordu o geceki yanan canının verdiği cesaretle kustuğu öfkeyi. Bu nedenle oyuna devam edemediklerinide biliyordu elbette. Tüm suçu vicdan azabı duymadan Jisung'un üzerine yıksada yaptığı şeyin profesyonel oyunculuk olmdığınında farkındaydı...

Rol yapmıyordu çünkü o gece.
Yalnızca Jisung'un görebildiği bir zayıflığını sergiliyordu.

---

24072023
Syglr
Svglr

o incecik beli şimdi başka biri sarıyor mu? / hyunsung  + minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin