14052023-
Son sahensiydi. Bu seferki, canını yakan her şeye, tüm anılarına karşı sergilediği son gücüydü. Vedasıydı. Bir daha geri dönmek istemediği yere olan saygılı bir vedaydı.
Herzamanki gibi ışıl ışıl parıldıyordu sahnede. Ön saflar yalnızca Minho'nun sanatını görebilmek için erkenden dolmuştu. Tüm gözler üstünde, tüm izleyiciler ayakta alkışlıyordu onu.
Tüm bunlara rağmen nefesinin kesilmesine neden olan tek şey o kalabalığın arasında gördüğü gözlerdi. Han Jisung'un gülümseyen yüzüydü. Ne zaman dönmüştü? Neden onu henüz farkedebilmişti?
Perde kapandığında dahi öylece dikilmeye devam etmişti.
"Herkes seni konuşuyor!"
"Nefes almadan izlemiş herkes. Kimsenin gözünü kırpmadığına yemin edebilirim."
"Sanatçı Lee Minho, bu sessizliğinizin nedeni övgüler yüzünden yorgun olmanız mı?"
Minho izleyicilerin boşalttığı tiyatro salonunda ne zamandan beri öylece oturuyor emin değildi sevgilisi. Tüm okulda onu aramış ve en sonunda karanlığın ortasında yüzüne vuran cılız sahne ışıkları sayesinde bulabilmişti onu.
Minho çin sahnesinin ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Fakat ne yazık ki Paris'ten dönüşü uçağın rötar yapması sonucu gecikmiş ve Jisung sahneyi kaçırmıştı.
Döndüğü gibi okula uğramasının nedenide buydu ki herkesin dilinde sevgilisinin olması iyiye işaret diye düşünmüştü.
"Biraz daha cevapsız kalırsan şu dekorlardan birini kafana geçiriyormuşum."
Sonunda görebilmişti Minho'nun yüzünü. Sahne merdivenlerini ikişer basamak atlayarak endişeyle yanına adımladığında sormuştu merakla.
"Hata mı yaptın?"
"Hayır her şey çok güzeldi."
Cümlesi olumluydu fakat mimikleri ve sesine yansıyan hüzün Jisung'un aklını bulandırmıştı.
"Sorun değil... Bekle. Ne?"
Minho kahkaha atarak şaşkın görünen bedenin incecik beline dolarken kollarını Jisung'da kahkaha atmaya başlamıştı. Teselli psikolojisinin bu kadar çabuk devreye girdiğini bilmiyordu. Sesinin kötü çıkması bile onu huzursuzlandırmıştı.
Neredeyse iki haftadır birbirlerini görmüyorlardı. Minho'nun mutlu karşılaması ona dünyaları vermiş, tüm yorgunluğunu almıştı.
"Özür dilerim."
Minho gözlerini kaparken huzurla kafasını sevgilsinin omzuna yaslamıştı. Ona kırılmamıştı. Elinde olan bir şey değildi.
"Bir dahaki sefere ne olursa olsun burada ol."
"Burada olacağım."
Cümlesinin ardından beline daha da sıkı sarılan kollarla derince bir nefes alarak değerlisinin saç tutamlarını öpmüştü Jisung.
"İnan bana ayrılmış olsak bile, burada olacağım. Son nefesime kadar sanatına hayranlık besleyeceğim. Sen istemesen bile hep destekleyeceğim."
Gülmüştü Minho.
"Ayrılmış olsak bile mi? Ya birbirimizden ölesiye nefret ediyor olursak?"
Jisung omzundaki bedenin sorusuyla kafasını olumsuz anlamda sallamıştı parmaklarını saç tutamlarında gezindirirken.
"İkimizinde sevgisi saygıyı hakediyor. Ne olursa olsun."
Unutmamıştı. Tutmuştu verdiği sözü.
"Minho!"
Bileğini saran parmakların sahibi Chan'dı. Arkadaşının endişeli sesiyle kendine gelebildiğini hissetmişti.
O gece, dostlarının vedası için hazırladığı samimi kutlamada yükselen kahkahalarla süslenmişti tiyatro binası.
Minho en son ne zaman bu denli mutlu hissettiğini hatırlamıyordu bile.Ruhundaki boşluk, yıllar önceki en sevilen oyunuyla veda edişi ve o vedada Jisung'un da bulunmasıyla dolmuştu sanki.
Canı yanmıyordu artık. Yarım hissetmiyordu. Gerçek bir vedaydı. Geçen sefer yapamadığını bu sefer yapabilmeyi ummuştu.
Şimdi gözlerine bakan sahnenin girişindeki bedene doğru adımlamaya başlamıştı hızla.
"Davetsiz misafir kabul etmiyoruz yalnız."
Gülmüştü uzun zamandır ilk defa mutlu görünen Minho'nun cümlesiyle omuz silkerken Jisung.
"Sahnen muhteşemdi."
Yalnızca bunu söylemek için gelmişti çünkü. Söz verdiği gibi geldiğini bilmesini istemişti.
"Bana bilmediğim bir şey söyle."
Kahkaha atmıştı içi rahatlamaşıçasına onaylarken Minho'yu.
"Bu sefer sen kaçmadan yakalamak istedim."
Sessiz kalmıştı Minho. İçten, samimi bir sarılış sunmuştu Jisung ona.
"İyi iş çıkardın."
Sarılışına son kez karşılık vermişti Minho.
"Teşekkür ederim. Her şey için."
-
16082023
Syglr
Svglr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
o incecik beli şimdi başka biri sarıyor mu? / hyunsung + minsung
Fanfiction- Hiakyesindeki herkes sevilmişti. Herkes sonsuza dek değerliydi. Ve öyle kalacaktı. Tamamlandı