Saatlerdir Yiğit'in arıyordum ve onu bizim askerler bulmuştu,dedektifin evine gitmişti.Dedektifle konuşmak için sözde ama ben bunları yemem.
"Ya sana birşey olsa salak."dedim kaşına pansuman yaparken.Bizim askerlerden biri Yiğit'i terörist sanıp kafa atmışlardı.Çok ikon bir durumun ortasında horon tepiliyordu resmen.
"Bana salak deme,ne bilim ben böyle olacağını."dedi masumca.
"Sen hastaneden kaçıp gidiyorsun ve 'no bolom bon' diyosun.Dövücem seni onu arıyon."dedim küçük yara bandını yapıştırırken.
Elimi tuttu ve nazikçe öptü.El öpenlerin çok oldun yavrumm benimm.Hah...
"Tamam bırak, işlerim var."dedim ve konuşmasına izin vermeden odadan çıktım.Benim evime gelmiştik,burada kalacaktı ve bende erkenden alaya gidip işleri halledip geri gelecektim.
İkinci bir göreve kadar Yiğit'de tatilde olmak zorundaydı.
Eşyalarımı hazırlayıp,son kez Yiğit'e baktım ve alaya doğru yola çıktım.
İlk önce büyücü kızın yanına gidicektim.
"Nasılsın?"dedim ve dosyaları çıkardım
"İyiyim,bunlar ne?"dedi büyücü kız.Yeni ismi buydu.
"Dedektifin dosyaları, kayıp..."dedim ve tepkisine baktım.Korku vardı gözlerinde.
"Kaçmış mı?"diye sordu,onu bekliyordu biliyordum ama yapacak birşey yoktu.
"Bulduk sayılır, kaçırılmış."dedim ve önüne bir kağıt uzattım.
"Bak ben dedektif değilim ama bu fotoğraf çok garip geldi.Bu kız...Sensin büyücü."önündeki kağıtta dedektif ve onun yannyana fotoğrafı vardı.
Bunu askerler bana getirmişti ve gördüğümde olduğum yere yığılıyordum neredeyse.Korkunç bir fotoğraftı.
Arkalarında birçok ölü ve ikisi yan yana gülümsüyor.
"Cadılar bayramı diye birşey bilir misin,bu o.Eskiden sevgiliydik ama gerekli sebeplerden ayrıldık.Şuan ise birbirimize ihtiyacımız var."dedi, gözleri dolmuştu ve sinirlenmişti.
Garip şeyler dönüyordu ama anlayamıyordum.
"Öyle olsun bakalım."dedim ve odadan ayrıldım.
Bu olayı çözmenin tek yolu dedektifi bulmak ama lanet olsun ki hiçbiryerde çıkmıyor adam.Her kim bu işi yapıyorsa burnundan fitil fitil getiricem,ama önce ilgilenmeniz gereken bir görevim var.
Yeni görevin bu kadar hızlı çıkmasını beklemiyordum ama uzun bir görev deniliyor.Arada ayrı ayrı pöh ve jöhlerde bulunucakmış.Önemi ne kadar büyükse artık, işler zorlaşıyor demek.
Telefonumun çalmasıyla dikkatim dağılmıştı.Efnan arıyordu.
"Efendim Efnan."dedim sinirle.Şuan da konuşmak için vaktim yoktu ama zamanını yakalıyorlar işte.Irmak Yüzbaşı ne zaman müsait değil hemen arayalım.Kahin bunlar resmen,beni takip ediyorlar.
"Komutanım Mercan..."dedi ve sustu.Dünyam sanki başıma yıkılmış gibi olmuştum.Devam etmiyordu cümlesine.
"Mercan ne,devam etsene."dedim sakın kalmaya çalışarak.
"Takip etmişler, sıkıştırılmış ama kaçmak istemiş.Kaçamamış..."sustu.Lanet ses yine sustu.
"EFNAN KONUŞSANA NE OLMUŞ!"dedim bağırarak.Şuan tüm alay başıma toplanıyordu.İlk gelen kişi de Albay oldu.
"Mercan vurulmuş,tam dört yerinden.Biri kalbine isabet etmiş."bitti.Bu sefer ses son damgayı vurarak sonlandı.Ali'den sonra biri daha gidiyordu ama kim yapmıştı.Nasıl oluyordu bu, nasıl...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKÇA seri ateş
Adventure(Tamamlandı) Akça timi,iki yüzbaşı.İşleri dağda terörist avlamak iken,ortaya gizli bir katilin çıkması ve dedektifin ortaya girmesi sonucu bu katilin aradıkları kadın olması sonucu alevlenen silahlar... Geçmişi olan iki insan,aldatılan kız mı, yanlı...