"Ulaşılamıyor": Bölüm 2

1.1K 71 55
                                    

Selam bebeklerim.
Nasılsınız?
Ben iyi gibiyim.
Keyifli okumalar dilerim 🧚🏻‍♀️



Güneş yavaş yavaş kendini belli etmeye başladı. Havada birkaç kuş görüyorum puslu havaya rağmen uçmaya çalışan. Vapurlar günün ilk seferlerine çıkıyorlar. Dışarıda işe gitmek için koşuşturan insanlar var. Dışarısı oldukça serin, rüzgar sakin sakin esiyor ama üşütüyor yine de insanı.

Vapur iskelesine bakan apartmanın altıncı katına kayıyor gözlerim. Camı açık mu unutmuş o? Donmuştur sabaha kadar. Gerçi pek uyuyamadı gece düşünmekten. Kendine kızdı durdu.

Bir rüzgar esti, açık penceredeki beyaz perde sallandı dışarıya doğru. Kıpırdandı, benim hırçın gamzeli, e üşüdü tabii.

Gözlerini açıp cama baktı usulca. Başını geri bıraktı hemen yastığına. Bir rüzgar daha esince kalktı hemen ve kapattı penceresini. Dolabını açıp üzerine kalın bir sweatshirt geçirdi ve atladı yatağına.

Birkaç dakika uyumaya çalıştı. Düşünceleri onu rahat bırakmayınca oflayarak doğrulup sırtını yatağın başlığına yasladı. Telefonunu eline alıp mesaj var mı diye kontrol ediyor hemen.

Tabii haberiniz yok sizin. Dün gece lokumumun telefonu kapandıktan sonra baya panikledi bizimki. Uyumadan önce de bir mesaj gönderdi ona.

"Sanırım şarjın bitti."

Bu kadar. Ne yazacağını bilemedi dakikalarca. Çıldırttı beni.

Mesajın tek tik olduğunu görünce oflayarak bıraktı telefonu.

Neydi bu içindeki?

Niye bu kadar gergindi mesela?

Hande, yataktan kalkıp hızlı bir duş aldı. Elif'e dün söz vermişti. Ona kahvaltı hazırlayacaktı. Saliha gittiğinden beri onu hiç yalnız bırakmamıştı zaten. Bir de aynı apartmanda yaşamaya başlayınca hiç ayrılmaz olmuşlardı.

Elif'i kendi kardeşi gibi seviyordu. Peki ya Saliha'yı?

Saliha, duygularını söylediğinde, ona aralarındaki güçlü arkadaşlık bağını bitirdiği için kızmıştı aslında. Bir de ondan çok kendine kızmıştı. Kendi hislerine.

Belki şu an sevmiyor Zehra'yı ama birkaç ay öncesine kadar çok seviyordu onu. Belki de sevdiğini sanıyordu sadece.

Hande, Zehra'ya hiç söylemedi duygularını. Zehra'nın da haberi olmadı hiç, şimdi de güzel bir ilişkisi var zaten.

Saliha ona korkmadan sevgisini söylediğinde cesareti kırılmıştı Hande'nin. Korkak demişti kendine. O aynısını yapmadı çünkü.

Aklını işgal eden düşünceleri eliyle savuşturdu. Beyaz ve yeşilin uyum içerisinde olduğu mutfağına girdi. Ocağın üzerindeki kırmızı çaydanlığa su koyup altını açtı. Kardeşine güzel bir kahvaltı hazırlamaya başladı.

~~~~

Saliha, yüzünü yalan Beşir yüzünden gözlerini araladı. Gülerek çekti onu yüzünden. Kollarının arasına alıp sevmeye başladı.

"Sana da günaydın yakışıklı."

Başını kaldırıp komodinin üzerinde duran saate baktı.

"Ohoooo, çok uyumuşuz Beşiir! Açlıktan ölmüşsündür oğlum sen."

Hızla yataktan kalkıp banyoya gitti ve elini yüzünü yıkadı. Sonra doğruca Beşir'e mama koymaya gitti.

Beşir iştahla kahvaltısını yaparken kendine kahve yaptı hızlıca. Telefonunu eline aldığında kapalı olduğunu görünce minik bir küfür savurdu ortalığa.

Dolunay /HanSal/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin