"Beni Böyle Bırakamazsın🔥":Bölüm 36

1.1K 71 45
                                    

Merhabalar efendim.
Nasılsınız?
Ben iyiyim.
Keyifli okumalar dilerim 🧚🏻‍♀️



Serin bir Balıkesir akşam, ay tüm görkemiyle ışığını süzüyor karanlık geceye.

Hızlı hızlı atan birkaç kalp sesi duydum önce. Sonra, bu gerginlikten mi yoksa söyleyeceğini söyleyip kalkmak istemesinden mi anlayamadığım hızlı bir kalkış yaşandı ortamda. Cemre, saati bahane ederek oradan ayrıldı.

Saliha, Hande'ye temas etmiyor artık. Konuşmak da istemiyor, kızlara iyi geceler dileyip gitti çadırına. Giderken de Hande'ye sakın gelme demeyi ihmal etmedi tabi. Elif de ablasının peşinden gidip mantıklı bir konuşma gerçekleştirdi hemen. O da biliyor şu an Hande'nin hiçbir suçu olmadığını ama elinde değil ki kıskanmaması mümkün değil.

Hande, üzgünce oturuyor şimdi arkadaşlarının yanında. Tadı tuzu kalmadı gecenin. Canı sıkkın gamzelimin, o söyledi sevdiğine sonuçta. Gidelim buradan dedi, eski eskide kaldı bunlar dedi, sonuçta Saliha yoktu ki o zamanlarda. Anlayamıyordu verdiği tepkiyi. Empati yapmaya çalışıyordu Baladın ama ne olursa olsun mantıklı davranacağını biliyordu.

Saat geç olduğu için herkes çadırına giderken baş başa kaldılar Simge'yle...

"Kafanda kurma Handan konuş."

Hande, derin bir nefes aldı, canı sıkılmıştı, tadı kaçmıştı ayrıca hiçbir kurmuyordu kafasında.

"Benim suçum ne şimdi Simge?"

"Senin bir suçun yok hayatım. Saliha, şimdi konuşursanız ters bir şey söylememek için gelme demiştir sana."

"Yahu iyi de kaç yıl öncesi Allah aşkına. O zaman Saliha'nın varlığından bile haberim yoktu ki benim. Bunun için mi yargılanacağım şimdi?"

"Haklısın sen de zaten ayrılacaksınız şurada birkaç gün içinde. Sen en iyisi bu gece hiç elleme onu yarın konuşursun sakin sakin."

Masum masum başını salladı Baladın.

"Hadi gel, seni bu gece çadırımda misafir edeyim."

Hande, güldü sakince. Dışarıda kalmıştı resmen!

"Teşekkür ediyorum bu cazip teklifiniz için efenim. Sen git ben biraz daha oturacağım."

"Çok da durma Hande, hava soğuk üşürsün çabuk gel."

Usulca başını salladı Hande. Simge ayağa kalkıp, saçlarına bir öpücük kondurdu ve gitti çadırına.

Sandalyesine, iyice yaslanıp kollarını birbirine doladı. Soğuk bedenini ısırırken, sönmeye yüz tutmuş ateşi izledi öylece. Yarın sabah sevgilisinin gönlünü alabileceğini biliyordu. Düşündü Baladın, şuncacık zaman içerisinde ne kadar çok şey yaşadıklarını düşündü.

O gün, Elif o telefonu ona uzatmasaydı şak diye, bugünlere gelebilirler miydi. Unutma Hande! Yarın Elif'in alnını öpeceksin diye geçirdi içinden.

Elif, onları tekrar karşılaştırmasaydı o kadar özlediğini fark eder miydi? Ya sonrası?

Nasıl endişelenmişti ona bir şey olacak diye. Ya Saliha ona git dediğinde? Nasıl acımıştı kalbi, nasıl kızmıştı kendisine ona aynı şeyleri söylediği için.

O gün o barda onu öpmeseydi şimdi birlikte olabilirler miydi? Ya da İtalya'daki o küçük otel odasında ona içini dökmeseydi? Ne çok soru, ne çok kırılma anı vardı öyle.

Peki şimdi ne olacaktı? Saliha, Polonya'ya gidince ne olacaktı? Nasıl dayanacaktı lokumu olmadan. Yapamazdı Hande, Saliha yanında olmadan yapamazdı ama onun fikrini de değiştiremeyeceğini biliyordu. Bir kere daha acıdı canı.

Dolunay /HanSal/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin