4. Bölüm

35 4 0
                                    

Düğünden hemen sonra herkes kendi evine çekilmişti. Mr. Frenk hariç. Mr. Frenk, bu acil gelişinin ilk gününü bir handa geçirmişti ancak Smith'lerin ısrarlarına karşı pes ederek onların konuğu olmayı kabul etti ancak onca misafir içerisinde birde kendisinin ağırlanacak olmasından dolayı mahcubiyeteydi.

Mr. Frenk'i, ilgilenme görevi Helen'e ve Helen'in yardımcı Diana'ya verilmişti. Helen ve Mr. Frenk bahçede karşılıklı oturup güncel durumlar hakkında konuştular fakat Helen, tekrar izdivaç konusunu açmak gibi bir kabalık yapmamıştı. Dolayısıyla ikili arasında rahat, keyifli bir sohbet geçmişti.

Mr. Frenk, ayağa kalkarak Helen'in arkasına geçti. Ceketini çıkartarak Helen'in omuzlarına attı, sonra hafifçe ceketin altındaki bedenin örtündüğüne kendisini ikna etmek için okşayarak yoklarken kafasını öne, Helen'e doğru eğdi. Helen, önlemini alarak kafasını çeviremedi çünkü kafasını çevirse yanakları biribirlerine değecek kadar yakındılar.

"Miss Smith, hava serinledi, isterseniz içeri girelim. Özellikle bu aralar üşütmenizi istemem, lütfen sağlığınıza daha çok dikkat edin."

Helen, Mr. Frenk'in imalı lafına karşılık başını salladı.

"Haklısınız Mr. Frenk, kafa dalgınlığıyla hava durumunu hesaba katmadan ince bir elbise giyinmişim."

"Sorun değil Miss Smith, zaten ceketim de üzerinizde güzel durdu."

Helen, gülerek teşekürler ederken Mr. Frenk, koluna girdi. Bir ara kafasını çevirince ay ışığının aydınlattığı Mr. Frenk'in çehresini inceleme fırsatını yakalamıştı. Sarı saçları arkaya doğru taranarak düzenli bir görünüm elde edilmişti. Küçük alnı açıktaydı, ince kavisli kaşları hafifçe büzülmüştü, kahve gözleri parlaktı. Çok fazla bakmayarak kafasını çevirmişti ancak içeri girinceye kadar zihninde bu güzel yüzü yorumladı.

Mr. Frenk, eğilip Helen'in eldivenli elini öperek "Bu akşam için teşekkürler zira sizinle vakit geçirmek benim için bir ayrı zevkti. İyi geceler Miss Smith." Diye fısıldadı.

"İyi geceler Mr. Frenk."

Helen, kıyafetlerini değiştirdikten sonra yatağına girdi, yorganını üstüne çekti. Uzun kumral saçlarını yastığının üzerine serpti. Gözlerini kapadı.

Mr. Frenk, bugün ilk başta çekingen davrandıysa bile günün ilerleyen zamanlarında imalarla gerçek niyetini belli etmişti. Helen, artık olası aşk itirafında ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Mr. Frenk yakışıklı ve kibar bir beyfendi olabilir ancak bunların hepsi yeter miydi? Tüm bunlar Mr. Frenk'i sevmesi için geçerli kriter miydi? Hem yakışıklı, beyfendi, kültürlü, samimi ve soyluydu. Gerçekten tüm bunlar birisini sevmek için yeterdi. Ancak ne var ki Mr. Frenk'in tüm bu üstünlüklere sahip olması Helen'e yeterli gelmeyerek, Helen en azından aşk itirafını geçiştirmeyi tesir ederek Mr. Frenk'e mesafeli davranmaya karar verdi. Onu umutlandırarak hayalkırıklığına uğratmak istemiyordu, başka erkeklerden bahsedecek kadar da basitleşmeyecekti. Her zaman ki Miss Helen Smith olarak devam etme kararlılığını göstererek, evliliği saçma ve gereksiz bulduğunu dile getirecekti.

Düğünden bir hafta kadar geçtikten sonra Mrs. Smith, kır yürüyüşüne çıkmayı ardından Mrs. Lockwood'ların konağına uğramayı teklif etti. Tüm herkes bunu mutlulukla kabul etti ancak bir sorun vardı. Sevgili Kate ve Anthony'nin, küçük çocukları hastaydı. Kahya erkek olduğu Kate, çocuğu Anthony'nin sorumluluğuna bırakmaya yanaşmıyor ve Anthony'de Kate'i evde yalnız başına bırakıp ziyarete gitmeyi uygunsuz buluyordu.

Helen, Mrs. Lockwood'u pek sevmediğinden konakta kalıp yeğenine bakmayı önerdiğinde abisi ve yengesi bunu reddetti ancak ısrarcı olduğunda daha fazla üstelenmedi. Herkes konaktan ayrılmıştı. Yalnız kahya ve Diana Helen'in yanında kalmıştı.

Derbyshire'de Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin