10. Bölüm

25 2 0
                                    

Helen, adımlarını hızlandırarak seslendi.

"Mr. Brightside!"

Mr. Brightside, şapkasını kafasından çıkararak Helen'i selamladı. Mr. Brightside keyifsiz görünüyordu ama şuan pek mutlu olmuş Helen'in bunu farkedecek hali yoktu.

"Ne zaman geldiniz? Niçin haber vermediniz? Aşk olsun insan bir tane bile olsa illa mektup yazar da Mrs. Brightside'in durumundan haberdar eder!"

Mr. Brightside, Helen'in yanındaki John Lincoln'a göz gezdirdikten sonra kafası karışmış bir şekilde konuştu.

"Dün gece yarısı geldiğim için haber veremedim. Bugün de yeni bir şapka almak için buraya geldim."

Mr. Brightside, tekrar John Lincoln'a yargılayan gözlerle bakarken Helen son sorusu hakkında hala bir cevap almadığı hakkında mızmızlandı.

"İlgin için minnettarım Helen, annemin durumu şuan iyi. Doktor ve bakıcıları onunla gayet güzel ilgileniyorlar."

"Öyleyse sevindim. Eğer bu haberi siz gitmeden önce öğrenseydim tüm itirazlarınıza rağmen kesinlikle sizinle gelirdim. Çünkü Mrs. Brightside, benim manevi annemdir."

Bu arada Helen, John'un varlığını tekrar anımsayarak John'u, Mr. Brightside'a takdim etti. Mr. Brightside ilgisiz bir tavırla memnun olduğunu belirtip kendisini tanıttı. Aynı merasimi John Lincoln'da yaptı.

Helen, neden merkeze geldiklerini ve neden iki kişi kaldıklarını üstü kapalı, Miss Lincoln'u rencide etmeyecek şekilde açıklama gereği duydu.

"Büyük şanssızlık."

"Miss Lincoln'u suçlamıyorum."

"Yinede sizden ayrılmak yerine seni ve Mr. Lincoln'u yanına davet edebilirdi. Hatalı bir davranış olmuş."

John Lincoln, tekrar kardeşi adına özür dileyince Helen konuyu değiştirdi. Artık dükkanlardan uzaklaşmışlardı.

Mr. Brightside, saatine bakarak "Artık eve gitmen gerek. Çok fazla işim var. Eğer dilersen Helen, arabamla seni evine bırakabilirim."

Helen buna itiraz etmezden önce John Lincoln konuştu.

"Korkarım ki sizi, kendisine, eve benim bırakacağım konusunda sözüm olduğundan bunu reddetmek zorunda."

Helen, iki adam arasındaki gerginliği azaltmak isteyerek araya girdi ve doğru olduğuna inandığı bir tercihi verdi.

"Maalesef Mr. Brightside, teklifinizi geri çevirmek durumundayım. Önceden verilen bir söz her koşulda yerine getirilmelidir.. Sizin dönüşünüzü kutlamak için bir parti vermeliyiz... A, Mr. Brightside az kalsın unutuyordum, kız kardeşiniz Dorothy nasıl?

Mr. Brightside, Dorothy'ninde yanında Derbyshire'a geldiğini ve malikanede olduğunu, son olaraksa diledikleri zaman görüşebileceklerini söyledi. Bir süre daha konuştuktan sonra Helen'e veda edip arabasına bindi ve gözden uzaklaştı.





Neredeyse yolu yarıladıkları zaman John Lincoln, Helen"i şaşırtan bir konudan bahsetti.

"Aslınsa Mr. Brightside ile tanışıyoruz."

Helen, bu pek beklenmeyen iltifatı soğuk karşıladı ve amlamlandıramadı.

"O halde o zaman niye beni zor duruma soktunuz?"

"Özür dilerim Miss Smith."

"Bugün yeterince özür dilediniz Mr. Lincoln. Şimdi bana esas tanışıklığınızın nerede başladığını yalansız dolansız bir şekilde açıklayın. Yoksa sırrınızı açık ettiğinize dair sizi ispiyonlayarak Mr. Brightside'den bilgi almak zorunda kalacağım."

Helen, tüm bunları yapmacık bir ciddiyetle söylediğinden John Lincoln rahatladı ve güldü.

"Mr. Brightside ve dayım yakın arkadaştılar. Ancak Mr. Brightside'ın yaptığı bir hata yüzünden araları bozuk."

"Kim, Mr. Brightside mi? Hata mı yapmış? Hiç sanmıyorum, mutlaka bir yanlış anlaşılma vardır."

"Hayır Miss Smith lütfen açıklamama izin verin o zaman siz de bana hak vereceksiniz. Ama yinede size kısaca açıklamama izin verin; bir zamanlar Mr. Brightside, dayımın kızı sevgili kuzenim Slyvia'ya kur yapti Hatta ona açıkça flört teklif etmiş ancak kuzenim bunun ahlaksızca bir ilişki olacağından korkarak reddetmiş ve Mr. Brightside'dan bir sorumluluk sahibi olarak evlilik önerisi yapmasını istemiş ancak bir süre sonra Mr. Brightside bu konuda bir şey yapmayarak zavallı kuzenimi terkederek buraya gelmiş. Gidişinden kısa bir süre sonra üzüntüden verem oldu." Devamını söylemekte zorluk çekerek sustu. "Ah zavallı kuzum, birkaç sene oluyor."

Helen, destek olmak için John Lincoln'un kolunu okşadı. Yüzü üzgün bir halde. John'a, hafif okşayışlarla ve teselli cümleleriyle onunla acısını paylaştığını görerek onu destekliyordu

"Hiç inanasım gelmiyor ama demek ki böyle bir şey var ki gerçekten seni üzmüş olmalı."

"İnanın bana Miss Smith, genç bir kızın duygularını alaya alacak kadar alçak değilim.



Derbyshire'de Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin