22. Bölüm

27 2 0
                                    

Helen, annesinden gelen mektubun iplerini çözerken Mr. Brightside onu çalışma masasının üstüne oturtup kendisi de sandalyesine oturmuştu. Sıkıntılı bir şekilde iç çektiği esnada ellerini kafasının arasına almıştı.

"Çok fazla iş birikmiş, üstelik tüm bunların bu haftasonuna yetişmesi lazım. Mahvoldum ben!"

Mr. Brightside böyle hayıflanırken Helen mektubu okumaya başlamış ve ince kısa parmaklarını kocasının saçlarında gezdiriyordu.

Mr. Brightside kafasını ellerinin arasından çıkararak karısının sıcak kucağına bıraktı. Pek kaba olan kollarını o ince sütun gibi olan bele sararken hala hayıflanıyordu.

Biraz sonra Helen'in keyifsiz bir şekikde ismini telaffuz ettiğini duyunca merakla başını kaldırıp karısının gözlerinin içine baktı.

"Alexander... Derbyshire'a dönmeliyiz."

Mektubu okuması için meraklanmış kocasına uzattı.

Mr. Brightside mektubu okudu. Mektupta, baba Smith'in zatürreye yakalandığı ve şuan ağır bir biçimde hasta olduğu ve bu sebepten dolayı Helen'in ve Mr. Brightside'in hasta ziyareti için beklendiği yazıyordu.

Babasının hastalığını bir kenara koyacak olursa Helen için pek de mühim olmayan bu tatsız hadise Mr. Brightside'in canını sıkmıştı.

Gerçekten bu hafta hiçbir yere gitmeden, daha fazla vakit kaybetmeden balayındayken aksattığı işlerini halletmesi gerekiyordu.

Bu durumda Helen'i Derbyshire'a tek yolcu etmesi gerekiyordu ve bu durum Mr. Brightside'in canını fevkalade derecede sıkmıştı.

Helen, kocasının canının bu duruma sıkıldığını farkederek eliyle sakallı çenesinden tutarak yüzüne bakmasını sağladıktan sonra uysal bir tavırla konuştu.

"Sorun değil, bizimkilere söylerim onlar da eminim anlayışla karşılarlar durumunu. Sen şimdi hiç canını sıkma da işlerine bak."

"Of, Helen! Gerçekten seni tek bırakmak istemiyorum."

Helen, rahat ve sakin bir tavırla gülümseyip "Bir ay sürer mi acaba?" Derken Mr. Brightside'in yüzü sinirle kasıldı.

"Bir ay mı? Bir ay, ha? Yok hayatta sabredemem yavrum. En kısa sürede işlerimi halledip yanına geleceğim."

Helen, gülünce Mr. Brightside iyice bozuldu. "Sanırım sen pek de üzgün değilsin."

"Üzgünüm Alexander yalnız babamın durumuna değil senden uzakta kalacağıma da üzülüyorum. Ancak senin buna bu kadar pek çok üzüldüğünü görmek beni şaşırttı."

"Neden kuzum?"

"Bilirsin Alexander..."

"Neyi bilirim, şöyle bakalım."

"Off, buna kızabilirsin ve aramız kötüyken de gitmek istemiyorum."

"Sana nasıl kızabilirim karıcım ama ikimizi üzecek bir şeyse söylemeye de bilirsin. Belki sonra söylersin."

Helen gülerek "Hiç sanmıyorum." Diyerek kocasının dudağına bir öpücük kondurdu.

"Emily'e söyleyeyim eşyalarımı hazırlasınlar. Yarın gün doğmadan yola çıkalım."

Derbyshire'de Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin