Güneş K. Toplu
"Ben hangi arabaya bineceğim yani?""Valla benimle arka koltukta uyumaya varsan bu arabaya. Yoksan diğer arabaya."
"Diğer araba da arka koltuğa yerleşemem. O yüzden bu arabaya bineceğim." Elimle abimin gösterdiği arabayı gösterdim.
"E hadi o halde, şoförler yerleşsin bir." Ata Alaz'a bakarak sırıttığında, Alaz onu görmezden gelerek şoför koltuğuna gitti. Yeşim de arka koltuğa binemeyeceğini anlayarak şoför koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açarak arabaya yerleşti.
"İyi, güzel, hoş." Mırıldanışım, abimi sinir etmeye yeter de artardı bile.
"Yok sen o arabayla değil de bizim arabayla gel istersen."
Bu, bu kadar neden kıskançlaştı bir anda?
İnan bilmiyorum, Güneş.
"Abi niye kıskanç biri gibi davranıyorsun ki şimdi?" Gözlerimi büyültüp sorduğum soruya bir yanıt bekledim.
Alamadım.
"Ata," Kesin tehdit edecekti. Gerçi dövmekten fazla bir şey yapamazdı ama döve döve öldürmekte onun seçenekleri arasındaydı.
"22 yaşındasın, kardeşime yavşayım deme." Hatırlattığın için sağol abiciğim.
"Emriniz olur kralım. Prenses bana emanet, ona gözüm gibi bakacağım ama yavşamayacağım." Kollarımı göğsümde birleştirip alay eder gibi konuşan Ata'ya gülümsememek için zor tuttum kendimi.
"Ata, ciddiyim."
"Tamam abiciğim ya, yavşamayız kardeşine. Hatta ona yavşayanları döveriz." Yumruk yapmış olduğu elini abime uzattığında abim de yumruğunu uzatıp onun yumruğuyla tokuşturdu.
"Bu hepiniz için geçerli." Diye bağıran abimle yerimde sıçradığımda Arven de benimle sıçramıştı.
Bazen abinden korkmuyor değilim ya Güneş.
Sen mi, ben mi?
"Hadi Güneş," hareket etmek için beni bekleyen Alaz abiye gülümseyip açık olan arka kapıdan içeriye geçtim. Diğerleri de çoktan diğer arabaya yerleşmişti. Annem o an koşarak apartmandan çıktığında, Alaz abiye hareket etmemesi için seslendim.
Aynı şekilde diğer araba da olduğu yerde durmuştu.
Camı açıp, annemin arabanın yanına gelmesini bekledim.
"Arkanızı ben mi toplamak zorundayım ha kızım?" Annemin bana söylendiği belli olurken, hafifçe gülümsedim.
"Ne oldu ki?" Kulaklığımı camdan içeriye uzatınca ne olduğunu anladım. Eğer ki evde unutsaydım, annemi arayıp kargoyla göndermesini bile isterdim. O kadar deliriyordum kulaklığım yanımda olmazsa.
"Teşekkür ederim." Camdan başımı uzatıp annemin yanağından öptüm. "Ve görüşürüz." Başımı camdan içeriye soktum.
"Görüşürüz kızım. Dikkat edin orada kendinize." Ona başımı sallayıp, camdan çıkardığım elimle bu sefer yanağını sıkıp hareket eden arabayla daha sonrasında da el sallamıştım.
"Güneş camı biraz kapatır mısın lütfen?" Alaz abiye başımı sallayıp camı az bir kısmından hava girene kadar kapattım.
Ön tarafa şöyle kısa bir bakış attım. Yeşim kulaklıklarını takıp öylece yolu izlemeye başlamıştı. Alaz abi ise dikkatinin dağılmaması için büyük çaba sarf ediyor gibiydi.
Onları izlemeyi bırakıp yanımda sesi çıkmayan Ata'ya baktım. Çoktan uyumuştu. Onun bu haline gülümseyerek, kulaklığımın ucunu telefonuma taktım. Kablolu kulaklıktı ve kullanan çok fazla kişi yoktu ama ben ve Yeşim bizim ailelerde birinci sıradaydık.
Kulaklığımın diğer ucuna da kulağıma geçirdim. Şarkı sesi kulağıma ulaşınca; sağ kulağıma taktığım kulaklığı çıkartıp, Ata'ya taktım.
Gözleri hafifçe aralandığında başını bana çevirdi. Ona gülümsedim. Demek ki uyumamıştı ya da hafif bir uykusu vardı. O da bana gülümsedi. Daha sonra gözlerini kapatıp omzuma başını yasladı.
Derin bir nefes aldığımda, kokusu burnuma doldu. Gözlerimi kapatıp başımı onun başının üstüne koydum. İşte şimdi güzel bir uyku çekebilirdim. Çünkü o bütün uykulara bedeldi. Bütün güzel kokuların tek sahibiydi.
🌟🦋🌟
Hellolar canımlaarrrr
Bölümü atmayı nasıl unuttum inanın bilmiyorum😵 MÇ bölümü gelince aklımdan uçmuş gitmiş. Neyse size yıldızlı iyi geceler akşamlar diliyorummmm🫶🫶
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buz tutmuş kelebek || texting
Ngẫu nhiênBir kelebek nasıl buz tutar biliyor musun? Yaşarken ilk önce ruhunu öldürürler... Peki bir kelebek nasıl buzdan kurtulur biliyor musun? İlk aşkı onu bulur, buzları eritir. Ona tekrar sevilmenin ne demek olduğunu hatırlatır. O an kelebek özgürlüğe uç...