Güneş K. Toplu
Gözlerime perdenin arasından sızan güneş ışıkları çarpıyordu. Artık uyanma vaktiydi.Elimi kaldırıp güneş ışınlarını engellemeye çalıştım. Dün akşam uyuyamamıştım. Ve hala uykum vardı. Uyumak istiyordum.
Telefonumun çaldığını duyduğumda, artık daha fazla gözlerimi kapalı tutamayacağımı anlamış olmuştum.
"Her kim arıyorsa söv ona Güneş." Kendi kendime yalvarır gibi konuştum. Sağ tarafımda duran komidinin üstündeki telefona gözlerimi kısıp baktım. Sinirlerimi geriyordu artık.
Sonunda çalan telefon sustuğunda gözlerimi kapatıp, yatağa tekrar başımı koydum. Yine çaldı. Sessizce hiçbir tepki vermedim. Telefon sustu ve yine çalmaya başladığında, takıntılı pislik gibi kimin aradığını merak etmiştim.
Komidinin üzerinden telefonumu alıp, üzerindeki isme baktım. Küçük Döngü.
Lanet olası pislik. Sabah sabah beni neden arıyorsun ki!?
Yeşil noktaya tıklayıp telefonun açılmasını sağladım. Hopörleri de açıp yatakta sırtımın üstüne yattım. Tavanı izlerken Yeşim'in kulağıma ulaşan sesi, tüm uykumu kaçırdı.
"Güneş, abimi kaçırıyorlar!"
"Ne kaçırması Yeşim? Saçma saçma konuşma ya." Ellerimi yüzüme koyup ovaladım. Bunun için mi aramıştı ya?
"Ya Güneş, hemen bikinilerini giyip gel. Yoksa abim elinden harbi harbi gidecek."
"Harbi değil, barbielere gidecek dicektin herhalde?"
"Şakanın sırası değil gerizekalı. Abimle şansın elden gidiyor."
"Okey, geliyorum on dakikaya." Bazen o kadar çok umursamazdım ki Ata'ya karşı; ona gerçekten aşık mıydım, yoksa sadece kendime eğlence niyetine mi ona kapılmıştım anlamıyordum.
"On dakika değil, beş dakika içerisinde gel ya."
"Off, tamam be." O telefonu kapattı. Ben de yatakta biraz daha debelenip kalktım. Üstüme bikinilerimi falan giymeden dün gece aldığım duştan dolayı birbirine girmiş saçlarımı taradım. Bir müddet uçlarını açmaya çalışmıştım. Ama sonra düzgün bir şekilde taramayı becerebilmiştim.
"Bu kadar yakışıklı olmasaydın keşke Ata ya. Senin yüzünden başkaları ile de yarışmaya kalkışmazdım ben!" Bikinilerimin üzerine de sahil elbisemi giydim. Ayaklarıma da sandaletlerimi geçirdim.
Sahil çantama da gerekli malzemelerimi koydum. Daha sonra oda kartımı cüzdanımın içine sıkıştırdım.
Sanırım bu sabahın eğlenceli yanı birazdan başlayacaktı.
Odadan çıkıp sakin ama hızlı adımlarla asansörün önüne geldim. Biri daha vardı, nedensizce onu görmek için eğildim. Dün akşam sahilde, dalganın sesine karşılık veren gitar çalan çocuktu.
Gözleri telefona bakarken duraksadı, yavaşça bana dönerken; ona gülümsedim.
"Dün akşam gitar çalan çocuk değil misin sen?" Gergin ifadesi rahatlarken, bana gülümsedi. Aynı zamanda da başını sallamıştı.
"Eğer bugün de yine orada gitar çalacaksan, bir şarkı önerebilir miyim?"
"Tabi ki önerebilirsin." Sakin ve huzurlu sesi o kadar güzeldi ki, dün sadece neden gitar çaldığını merak etmiştim.
"Bu gece yine seni dinleyeceğim, tabi sevdiğim çocukla en sevdiğimiz şarkı ama o beni sevmiyor." Bir yabancıya neden bunları söylemiştim bilmiyordum ama, sanırım iyi hissettirmesini beklemiştim.
"Umarım bu şarkıyı senin yanında defalarca kez dinler." Ona gülümsedim. Şarkının adını bile söylemeden, nasıl bu kadar güzel bir teselli verebiliyordu karşısındakine? Belki üzücü bir şeydi. Belki sevdiği kişi ölmüştü...
"Güneş oldun tenime." Bana başını salladı.
"Seni buldum, kayboldun. Hapsoldun tenime." Şarkının sözlerini söylemesine gülümsedim.
"Küçük bir konser için teşekkürler." Ona cıvıldayıp, çoktan açılmış olan asansöre döndüm. Karşımda olan abim şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Abi?" Yanımdaki çocuğa dönüp kısa bir bakış attım. Abim şaşkınlığını üzerinden atmış, kızgınlıkla çatılan kaşları yanımdaki çocuğa odaklıydı.
"Seni almaya gelmiştim ama kendine bir arkadaş edinmişsin?" Ona omuz silktim.
"Dün gece sahilde gitar çalıyordu. Yine dinlemek istedim. Bu yüzden şarkı önerisinde bulundum kendisine." Bana başını salladı. Hala asansörün kapısının önündeydim. Yanımdaki çocukta aynı şekilde.
Asansörün kapısı kapanmak üzereyken elimle tuttum. Hızla içeriye girdiğimde abimin omzuma elini koymasına izin vermiştim. Az önce konuştuğum ve hala adını bilmediğim çocukta asansöre bindi.
Sessizlik içinde, asansörün lobiye kadar inmesini bekledik.
🌟🦋🌟
Yıldızlı geceleriniz olsunnn♡♡ yarın da iki bölüm okuyacağızzz haberiniz olaaa🤭😋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buz tutmuş kelebek || texting
RandomBir kelebek nasıl buz tutar biliyor musun? Yaşarken ilk önce ruhunu öldürürler... Peki bir kelebek nasıl buzdan kurtulur biliyor musun? İlk aşkı onu bulur, buzları eritir. Ona tekrar sevilmenin ne demek olduğunu hatırlatır. O an kelebek özgürlüğe uç...