Güneş K. Toplu
Tatilden ne zaman döndük hatırlıyordum. Tamı tamına beş gün önce ve o günden önceki günlerde Ata ile birlikteydim. Sevgili değildik ama birlikteydik işte.
"Bebeğim." Diye bağırarak bana sarılan Yeşim'e sımsıkı sarıldım. Arkasından Balca da kollarını bana sardı. Ata da kollarını açıp üstüme çullandığında gözlerim istemsizce büyümüştü. Bunu bilerek yapmadığını biliyordum ama şaşkınlığımın üzerine şaşkınlık ekledi. Çünkü bunu bilerek yapmıştı.
Saçlarımın üstünü öpmüştü.
Başım boynuna gömülüydü, kokusu ise öyle yoğun geliyordu ki burnuma, istemeden içime çekiyordum. Aslında kokusunu içime çektiğimi, onun kokusunu ciğerlerime işlediğimi biliyordum.
İmzası kokusuydu resmen.
"Abi ne yapıyorsun!?" Yeşim'in sesi kulaklarıma ulaştığında Ata geri çekilmeden saçlarımın üzerine tekrar öpücük bıraktı ve geri çekildi.
"Ne yapabilirim, kardeşime sarıldım."
"Bak hala kardeşim diyor ya." Sinirle mırıldanıp göz devirdim. Tatilden geleliden beri bana kardeşim diyip duruyordu. Beni sinir ettiğinin farkındaydı ama bunu artık oyuna çevirmişti.
Çarpacaktım tokadı yüzüne görecekti sonra kardeşimi.
"Abi saçma saçma konuşmaya başladın yine." Ata omuz silkip bana gülümsedi. Gözlerimi kısıp yüzüne baktım. O ise gözlerini benden alıp abimin odasına doğru gitmeye başladı.
"Beni de sinir ediyor. Bir ara ikimiz birleşelimde dövelim şu aptalı." Yeşim'e gülümseyip başımı salladım. Çünkü şu aralar o kadar çok dövülmeye layıktı ki elimden kimse almasın sabaha kadar, hayır sabaha kadar değil durup dinlenip tam beş gün boyunca dövmek istiyordum.
"Kızlar hadi gelin!" Arven'in sesini duyunca bir kolumu Yeşim'in koluna diğerini de Balca'nın koluna takıp abimin odasına doğru ilerlettim ikisini beraber.
"Doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım dedim abime ama başka bir oyun oynayacağız dedi." Diye mırıldandım iki yanımdakilere.
"Saçma bir oyun bulmuştur yine." Yeşim Balca'ya bakıp sırıtarak bana döndü. "Kesin bu saçma oyunuda oflayarak değil çok severek oynayacak."
"Ne demezsin ama, bir kere de bizimle oynamayı kabul etmese çok iyi olacak." Derin bir nefes alarak ofladım.
"Ne oldu güneşim?" Omuz silkip Balca'nın yanağına öptüm. O sırada da zaten gelmiştik abimin odasına.
Hepsi yerde oturmuş ellerinde kartlarla bizi bekliyorlardı. Ne kartları olduğunu kestiremedim ama abimin yanında oturan o kişi beni misafiri etti, hiç düşünmeden gözlerinin içine.
Bende onu misafir ettim. Bir daha misafir etmemek için...
İlerleyip onun yanına oturdum. Diğer yanıma Balca otururken abimin diğer yanına da Yeşim oturmuştu. Tabi Balca abimden kaçma derdinde olduğu için abimin yanına bilerek oturmamıştı.
Abimin elindeki kartlara baktım. Arka tarafı düz beyaz, ön tarafı ise göremiyordum.
Abim elindeki kartları önümüze koyduğunda, onların kart değil fotoğraf olduğunu fark ettim. Tatilde çekildiğimiz fotoğraflar. En üstte ise Ata ve benim fotoğrafım...
"Bu fotoğrafların arkasına her birimiz bir şey yazacak. Bu sırlarımızdan biri olmalı yoksa asla kabul etmem. Birbirinize bakmaya da çalışmayacaksınız. Bu yüzden de fotoğraflardan ikişer tane çıkarttım. Bazılarını ise dört beş tane, hatta bazılarını ise sekiz tane çıkarttırdım." Abimi dikkatle dinliyordum. Saçma bir şey değildi ama arkasına yazmış olduğumuz fotoğrafları başka birine vereceksek, işte o zaman büyüğü altıma ederdim. Daha doğrusu yazdığım sırrım o kişi için sakladığım tek şey ise...
"Yazmış olduğumuz fotoğraflar bizde kalacak. Tabi tek bir farkla." Kaşlarım çatıldı. Abim yine ne saçmalıyordu? "Onu da siz fotoğrafların arkasına sırlarınızdan birini yazdıktan sonra söyleyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buz tutmuş kelebek || texting
RandomBir kelebek nasıl buz tutar biliyor musun? Yaşarken ilk önce ruhunu öldürürler... Peki bir kelebek nasıl buzdan kurtulur biliyor musun? İlk aşkı onu bulur, buzları eritir. Ona tekrar sevilmenin ne demek olduğunu hatırlatır. O an kelebek özgürlüğe uç...